banner564

Uçurtmaya Fısıldanan Hayaller ve Düşler

Uçurtmalar...
Birçoğumuzun hayatında, uçurtmalarla ilgili bir iz düşümü vardır diye düşünüyorum.
İlk uçurtmamla ilgili olarak hatırladıklarım;  sonbaharın fırtınalı zamanlarında, rüzgârın uçurtmamı, savururcasına benden almak istemesi,
Benim de bin bir çaba ve uğraşla, uçurtmamı ne pahasına olursa olsun, rüzgâra kaptırmama telaşım ile birlikte heyecanım, aklımda kalanlar. Uçurtmalar ile ilgili maceralarım, çocuklarımla da devam etmişti.
Yine aklımda kalanlardan hatırladıklarım; ilk kez kendi uçurtmamı yapacağım zaman çok sevinmiştim. Kolay değildi ama aşırı bir zorluğu da yoktu.  İlk uçurtmam maalesef havalandıktan kısa bir süre sonra parçalanmıştı. Buna rağmen çok mutlu olmuştum. Sanırım uçurtmayı, teknik olarak tam yapamamıştım.
Bu ilk deneyimden sonra, ikinci sefer de, başarılı olmuştum. Uçurtmanın göklerde savrulup uçması, dakikalarca o mavi gök kubbede kalması, beni çocuklar gibi mutlu etmiş, uçurtma ile birlikte havalara uçmak istemiştim.
Çocukça biliyorum ama içimizdeki çocuğun, her daima bir yerlerde bizi beklediğini de biliyorsunuz... Tüm bunlar ondan sanırım.
Uçurtma, benim için sadece mavilikte uçan bir kâğıt parçası değil, uçurtmamı göklere salmadan önce ona düşlerimi, hayallerimi ve dileklerimi fısıldardım, hala aynı şekilde fısıldarım.
Onun gökyüzünde, âdete pervasız bir şekilde uçmasını seyretmek, bana fısıldamış olduğum, gelecek ile ilgili hayalim için de, sanki olumlu bir şeylerin olacağı müjdesini verir.
Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle, onun bazen nazlı nazlı savrulmasını, bazen ise taşıdığı kâğıt bedene aldırmadan, inat ve kararlılıkla, fırtınaya karşı koymasını seyrederim. Hayatın içinde yaşadıklarımızın da bu şekilde olabileceğini düşünmek...
Bazen sırasında, gün içerisinde, yaşadığımız, bir değil, iki değil tam dört mevsimleri görüp, bize ait yaşam yolcuğunda da, böyle şeylerin olabileceğini biliyorum. Evet, insan çok şeyler öğrenirmiş doğa ile oyun oynadığı zaman... 
Bu yüzden fırsat buldukça, kimseye çaktırmadan, mevsim sonbaharsa ve hava da müsaitse, en azından, bir defa olsun uçurtma uçurtmayı seviyorum.
Her defasında, hayallerimi fısıldamayı… Seviyorum…
Ara sıra olsa bile, siz de uçurtma uçurunuz. Çocukça gelmesin size. Hayalinizi, düşlerinizi fısıldayın ona, hatta bazen hayal kırıklıklarınızı da söyleyin, paylaşın, benim yaptığım gibi...
Daha sonra uçurun gökyüzüne, salıverin, koy verin uçurtmanızı... Hepsini yapamazsa bile, ona fısıldadığınız, sizi üzen ve hırpalayan duyguların bir kısmını savursun, atsın mavi gök kubbeye... Orada bırakıp,  öylece dönsün size... 
Seviyorum çok... Uçurtmaları... Bu aralar havalar müsait, zamanıdır… Bakalım neyi salıverip, neyi fısıldayacağım uçurtmama...

YORUM EKLE

banner471

banner473