banner564

Uğurlarken...

 Uğurlarken 2018 yılını, acısı ve tatlısı ile bir sürü olayın yaşandığını hatırlar insan...

Çoğu anımızın belki de uzun bir zaman sonra hatırlanacağı, belki de hiç hatırlanmayacağı...
Çoğu olayların belki de hiç unutulmayacağı, belki de en çok unutulmak istenen anıların ve insanların 2018 yılında olduğu gerçeği...
Geçen hafta sonu İstanbul’da Pilevneli Sanat Galerisini gezerken, çeşitli sanatçıların izlediğim sergileri ister istemez bana bitmesine beş gün kalan 2018 yılının özetini gösterip, belki de içten içe gelecek olan 2019 yılının da bir öngörüsünü gösteriyordu. 
Sergide bana bu hisleri yaşatan sanatçılardan bir tanesi Arık Levy oldu. Görünürde dikenli telleri kullanarak yaptığı duvar heykelleri var. Sade, yalın, karmaşadan uzak bir halde, bize genel olarak ilk baktığımızda acı, ayrılık, belki de işkenceyi akla getiren dikenli teller; şu an ise karşımda sevgi, aşk ve kalp temaları ile duruyordu. O hepimizin bildiği dikenli kümes tellerini belki de çocukluktan hatırlarsınız, hani bazen elimizi kanatmışızdır, hani bazen birinizin elbisesi parçalanmıştır, kollarımız veya bacaklarımız çizilmiştir, kan akmıştır...
Yaşadığımız olayları ne kadar acı olursa olsun, ne kadar kötü olursa olsun günün birinde onları iyileştirmeyi, şifaya dönüştürmeyi başarmalıyız... Bunu yapamadığımız zamanlar o acı, o hüzün ve o kan hep akar... Sanıyoruz ki hayat çok karmaşıktır, sanıyoruz ki çok zordur... Zor olan acıları ve kötü olayları içimizden atmayı başaramamaktır. Zor olan acılara tutunup kendimize acımak ve bu yüzden de hayata uyum sağlayamamaktır...  
Yine ilgimi çeken başka bir sanatçı ve eserleri, Tony Matell...
Sergide yere göğe koyamadığımız, antik Grek figürlerinin kimisi yerde, üzerine yarı bitmiş sandviç atılmış bir halde, kimisi ise bir sütunun üzerinde başına yine yarısı yenip atılmış muz kabukları... İlk bakışta insanı güldüren, şok eden bir görüntü...
Benim hissettiklerim ise aynen şuydu; ne çok abartıyoruz bazı insanları ve olayları... Ve hepsinden de önemlisi gözümüzde ne çok büyütüyoruz çevrenin düşünce yapısını...
Günün sonunda hepsinin de gideceği tek yer var, o da “ cehennemin dibi”... Çok önemsediğimiz insanlar ve olaylar, toplumun ve çevrenin önem arz eden maddiyat değerlerin, her an yerle bir olma ihtimalinin olduğunun ve aslında bir öneminin olmadığı gerçeği...  
Sergide en son uzun zamandır görmek istediğim, Refik Anadol adlı Türk sanatçının hayran kaldığım “Eriyen Hatıralar”, “Melting Memories” adlı eserlerini görme şansım oldu. Refik Anadol bu sergide yer alan işlerini, bir anıyı hatırladığımız esnada beynimizde oluşan hareketlerin Kaliforniya Üniversitesi nöroloji laboratuvarlarında kullanılan üstün araştırma odaklı bir beyin dalgası sensörü aracılığıyla algoritmalara dönüştürülmesi fikrinden yola çıkarak üretti. Hatıraların içeriğine değil de hatırlama eyleminin beynin karanlık odalarında yol açtığı titreşimlere odaklanarak oluşturulan bu algoritmalar, aynı zamanda çağdaş sanatta temsil konusunu yeni bir boyuta taşıyan görsellerin yapı taşları... 

Eriyen hatıralar adlı sergi yine bize hiçbir şeyin ebedi olmadığını anlatıyor... Anılarımız, hatıralarımız da, yaşadıklarımız da bir gün hatırlanmayacak, unutulacak, eriyecek ve yok olacak...  Yaşarken de durum pek farklı değil, anılarımız erimek zorundadır, yeni hatıralara yer açmak için... Geçmişte değil, gelecekte değil sadece an ’da kalmalıyız...
Umarım 2019 yılına girerken, bu zamana dek bize acı ve üzüntü veren olayları kendimize şifa olarak dönüştürmeyi başarabiliriz.
Umarım 2019 yılında ucunda ölüm olan bir dünyada yaşadığımızı unutmadan, fazla toplum ve çevre baskısına aldırmadan yaşayabilirsiniz. Size bahsettiğim sergideki Grek heykellerini aklınıza getiriniz. Hiç kimseyi ve hiçbir şeyi gözünüzde fazla abartmayınız, önemsemeyiniz. Günün sonunda ya cennetin dibine ya da cehennemin dibine gidecek yaşayan her ne varsa diyelim ve gülelim...
Ve gelelim en sona... Kimi zaman bize mutluluğu anımsatan hatıralarımız, kimi zaman bize üzüntüyü çağrıştıran anılarımız, siz istemeseniz de zaman geçtikçe etkisini yitiriyor... Bu yüzden fazla düşünmeyiniz hatıralarınızı, anılarınızı... Yeniler için eskilerin erimesi, yok olması gerekiyor... 
Hepinize 2019 yılı mutluluk, kahkaha, adalet, aşk ve kalbinizden geçen güzel şeyleri getirsin...
Sevginiz bol olsun, unutmayınız ki insanların ve dünyanın sadece sevgiye ihtiyacı var. Sevginizi söylemekten çekinmeyiniz. Bir gün onun da eriyen bir hatıra olacağını da aklınızdan çıkarmayınız. 

YORUM EKLE

banner608

banner473