banner564

Usanmadık mı? 

Birileri geliyor, birileri gidiyor. Sonra yine birileri geliyor, yine o birileri gidiyor. Peki, biz neden hiçbir zaman toplum olarak mutlu olamıyoruz? Çünkü aynı yöntemleri tekrar ve tekrar deneyip farklı sonuçlar bekliyoruz. O zaman gerçekten bir çözüm, bir değişim dönüşüm istiyor muyuz sorusunu sormadan edemiyorum? Yoksa bizler negatiften beslenme hastalığına mı yakalandık? Bir toplum olarak huzuru deneyimlemekten ölesiye korkuyor muyuz? 
 Siyaset arenası, toplumun aynasıdır. Eğer bulunduğun yaşam koşullarından memnun değilsen, içinde yaşadığın toplumdan memnun değilsin demektir. Toplumsal bütünlük yoksa, politik ve siyasi başarı söz konusu değildir. Bireylerinin kopuk bir biçimde yaşadığı, gerçek bir topluluk olmayı başaramamış bir toplumdan verdiği kararlarının sağlıklı ve bütünsel olmasını bekleyemeyiz. Korku dolu bireyler ancak kendi çıkarlarını gözeterek karar alabilirler. Toplumsal bir karar onu alakadar etmez. İşte tam bu noktadadır ki, biz toplum olmayı öğrenmedikçe çıkar ilişkilerinin hüküm sürdüğü ve kararların bu noktadan alındığı bir durumda olmaya devam edeceğiz. İçsel bütünlüğü olan kişilikli bireylerin oluşturduğu bir toplum olamadıkça, aynı sonuçları almaya devam edeceğiz. 
  Nedir bu partizanlık. Ne kadar sıkıcı bir hal almış durum bu. Ne yapıyoruz? Bırak partili, partici olmayı. Önce toplumcu ol. Önce birlik ve bütünlük içinde ol. Gerçek insan olmayı başar. Yoksunluk illüzyonuna o kadar kapılıp gittik ki, çıkarcı olduk. Sadece kendi çıkarlarını gözetenler olduk. Gözlerimiz illüzyondan kör olmuş, kendimizi bile göremiyoruz artık.
 Eğer gerçekten toplumsal bir değişim istiyorsak, öncelikle bir toplumun yani topluluğun parçası olduğumuzu hissetmeliyiz. Birbirine değer veren, birbirinin yanında duran, birbirini gözeten bireylerin oluşturduğu bir topluluk yaratmalıyız. Sağlıklı bir toplum için bu basit insani değerlerimize geri dönüp, pratikte uygulamalıya başlamalıyız. Karmaşık düşüncelerden çıkıp, en temel insani değerlerimizi hatırlamamız gerekiyor. Bunu yaratabilmek için hem bireysel hem de toplumsal farkındalığımızı artırıcı yenilikçi bakış açılarına ve çalışmalara ihtiyacımız vardır. 
  Aynı yolu defalarca yürüdük, aynı şikayetleri defalarca ettik. Usanmadık mı aynı şeyleri tekrar ve tekrar ve tekrar yapıp, aynı sonuçları görmeye. Eğer usanmadıysak demek ki gerçekten de yeterince henüz dibe vurmamışız. Elbet her döngünün bir sonu vardır. Umarım bizler toplum olarak çokça tekrar etmişizdir eskiyi, umarım usanmışızdır aynı sonuçları almaktan ve umarım yeniliğe kendimizi açmayı seçmek üzereyizdir toplum olarak.  

YORUM EKLE

banner471

banner474