banner564

Vah vah… CTP ne zaman bu hale geldi?

 Dün gidemedim ama uzaktan da olsa Ana Muhalefet Partisi Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin kurultayını izledim. “Gülümse” temalı kurultayda gülen veya güldürecek bir söz işitemedik kurultay boyunca. Hele akşam saatlerinde gelen “kaza haberi” içimizi daha da yaktı geçti. 
Bir gece öncesinden başlayan “liste” tartışmaları altında boş bir salonda eleştirilerle geçen bir kurultaydı CTP Kurultayı. Genel başkanlık yarışı yoktu ama genel başkan Tufan Erhürman’a kürsüden ağır eleştiriler yapıldı.
Hatta koskoca CTP kurultayında CTP üyesi Mustafa Öztörel kürsüye çıkıp “Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarmayıp Akıncı'yı desteklemeliyiz” dedi. İyi ki partiyi kapayalım demedi.
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman eleştiri ve öneriler üzerine kürsüye çıktı. “Partinin yeni programının ortaya çıkmasında sağlıklı bir ortam yaşandıktan sonra hazırlanmasıdır. Bu karar tasarısına olumlu oy verip, siyasi kurultayı toplaması için bu öneriye destek vermesini talep ediyorum” dedi. 
Yani 40 yıllık CTP’nin neyi savunacağı neyi savunmayacağı konusunda bir kurultay daha toplayacak. Çünkü Kıbrıs konusunda öyle bir noktaya gelindi ki CTP bile artık bu saatten sonra 40 yıldır savunduğu tezleri savunamaz hale geldi. 
Bu noktada parti yeni bir yol arayışı içine girdi. Bu noktada liste savaşlarından da görüldüğü gibi CTP’de iki ana akım var. Birisi kendi işimize bakalım diyen sosyalistler, diğeri Rum ile yola devam etmeliyiz diyen eski komünistler.
Komünist takım bir gece öncesi liste yaydı whatsAp’tan. Genel merkez bu işe o kadar bozuldu ki açıklama yapmak zorunda kaldı Tufan Erhürman.
Komünist tayfa, sosyalistleri ve partinin genç ekibini lime lime kesti dün gün boyunca. Binlerce kişiyi whatsAp’lardan mesajlar gitti. Hatta o atılan mesajlar bize kadar geldi. 

Eko Gün nedir, ne değildir? 
Çok net olarak anladık ki son iki yıldır Büyükkonuk’ta düzenlenen Eko-Gün etkinliği siyasi bir malzeme yapılmak isteniyor ve bu konuda hem siyasiler hem onların yandaşları kelle hesabı üzerinden egolarını tatmin etmenin peşine düşüyorlar.
Eğer katılım düşükse boykotçular kazanıyor, eğer katılım iyi ise anti boykotçular kazanıyor. Kısacası iki yıldır Büyükkonuk Eko-Gün’de kelle hesabı ile siyaset yapılmaya çalışılıyor. 
Bunu yapan kişi sayısı her iki taraf içinde yani (sırf boykot için gitmeyen veya sırf anti boykot için gidenlerin) 200 kişi değildir. Oysa yıllardır Eko-Gün’e gidenlerin tekbir amacı var, Pazar gününü güzel geçirmek, değişik tatların ve lezzetlerin tadına bakıp, kaliteli bir zaman geçirmek.
Bu kadar masum bir isteği pis siyasetin pis işlerine alet edenlere gerçekten şaşıyorum.
Cumhurbaşkanı gitmemiş, niye efendim belediye başkanına kızgınmış. O zaman seçimlerde de gitmeyecek o bölgeye. Oy da istemeyecek. Var mı o kadar cesareti? Elbette olamaz.
Ama dediğim gibi iş yine rayından çıktı, basit, ucuz bir iç politika malzemesi haline geldi. Ha vatandaşın çok mu umurunda? Hiç bile. Zaten gidenlere sorun, onlar size gerekli cevabı verecektir.

Hasan Kahvecioğlu’na iki öneri…
Hasan Kahvecioğlu, bu ülkede sevdiğim, örnek aldığım ağabeylerimin başında gelir. Saygı ve sevgide asla ama asla sınırlarımı aşmam, haddimi bilirim.
Dün sosyal medyada Hasan Kahvecioğlu, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın boykot kararını savunuyordu. Altında ben de kendi fikirlerimi yazınca aramızda küçük bir münazara geçti.
Ancak Kahvecioğlu’nun “Alihancığım sana da iki kelam yanıt verdik diye buralarda atışacağımızı mı sanıyorsun? Bunu yapmam Alihan” demesini yadırgadım.
Birincisi: Madem sosyal medyada fikir beyan etme özgürlüğümüz var, o fikre yapılan yorumlara da saygı göstermek ve gerektiği hallerde cevap verebilme sorumluluğu da vardır. O yüzden adı sosyal medyadır bu alanın adı.
İkincisi: Eğer tartışmayı sosyal medya üzerinde kalmasın, gel bunu başka mecralara çekelim noktasındaysa bu nokta koyma meselesine, hemen hazır olduğumu bildireyim. Yer ve zamanı hiç vakit kaybetmeden belirleyelim kıymetli hocam. 

MESAJLAR:

Mustafa AKINCI: Hadi paylaşımı yaptınız, sonra sildiniz. Madem sildiniz bari gitseydiniz. Öyle değil mi? Ya boykot ya değil. Hem paylaş hem sil, ikisi de olmadı. 

Ersin TATAR: Dokunulmazlık konusu bugün meclisi gerecek gibi gözüküyor. Ama parti olarak tüm dokunulmazlıkların kaldırılması için attığınız adıma bakalım muhalefet ne diyecek? 

Tufan ERHÜRMAN: Bir kez daha CTP Genel Başkanlığına seçilmenizden ötürü sizi tebrik ediyoruz. Ama dünkü kurultayın ne tadı vardı ne de tuzu. Bu konuda yeni dönemde acil bir şeyler yapmanız gerekiyor. 

Ferdi Sabit SOYER: CTP’nin yeniden siyaset belirlemeye ihtiyacı var mı? Bu konuda yapılan eleştirilere ve siyasi kurultay toplanması fikrine siz ne diyorsunuz? Bu konuda bir yazı kaleme alırsanız sevineceğiz. 

Mehmet Ali TALAT: Mustafa Öztörel’in CTP kurultayında söylediği “Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarmayıp Akıncı'yı desteklemeliyiz” önerisi için siz ne diyorsunuz. CTP kendi adayını mı çıkarmalı yoksa Akıncı’yı mı desteklemeli? 

Ahmet DERYA: Öyle bir liste yaptınız ki seçilecek olanların bile seçilmemesi için bundan daha iyi bir şey olamazdı. Yaptığınız liste, o kadar tepki çekti ki dün sandığa gitmeyecek olanlar bile sandığa gitti. 

Ahmet SENNAROĞLU: Şu özür işine girip karizmayı hiç çizdirmeseydiniz daha iyi olurdu. Şuan boykotçu Cumhur ile sizin pozisyonunuz arasında zerre fark kalmadı. 

Hasan SEFAOĞLU (Cimbomblu Hasan): Hani bugün benim helvamı yaptıracaktın, ne oldu? Yoksa un buldun şeker mi bulamadın. Sana Ankara unu getirdim, bugün vereyim de onunla yap helvamı.

Olgun AMCAOĞLU: Dün tam 100 kilometre bisiklet sürerek kendi rekorunuzu egale etmişsiniz. O kadar yolu sürünce anca kafanız rahatlamış. Demek ki yakında Ada’yı birkaç kez turlamak zorunda kalacaksınız. 

Ali İMAM: Son iki haftada 90. dakikada rakip fileleri havalandırınca yeni bir lakap takmışlar size. Artık nöbetçi golcü diyorlarmış size. Bakalım bu hafta da fileleri havalandırabilecek misiniz? 

Serhat AKPINAR: Okul tabelasının yanına asılan tabelalar gerçekten okul kelimesinin yanında olmaması gerekenler. Daha acı olan ise bu paylaşımınızdan sonra kimsenin harekete geçmemiş olması. Yazık ki ne yazık! 

Mehmet BİCEN: CTP’nin yeni PM’sini beğendiniz mi? Dediğiniz değişikliği yapabilecek isimler mi girdi PM’ye, yoksa umutlarınız daha da mı söndü? Bu konuda ki görüşünüzü merak ediyoruz. 

Erhan ARIKLI: Partinin kuruluş günü için tüm bölgelerdeki üyelerin taşınması için yoğun bir program hazırlamışsınız. Aman dikkat edin, kelle hesapçıları iş başında olacak.  

YORUM EKLE

banner608

banner473