banner564

Vicdani ret 

En basit anlamıyla vicdani ret; kişinin ahlaki tercihleri, dini inancı ya da politik görüşleri nedeniyle askere gitmeyi reddetmesidir. Vicdani veya dini gerekçelerle askerlik yapmamak, din ve vicdan özgürlüğü kapsamında bir haktır.
Bizim gibi nüfusu az olan yerlerde uygulanması biraz zor olsa da bu konu uzun zamandır kamuoyu gündeminde. Askerliğini 2010 yılında Gazimağusa’daki Gülseren Kışlasında yapmış birisi olarak Vicdani Ret’ te karşı değilim. 
Bu konuda yasa teklifi hazırlayacağını açıklayan Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit, geçen akşam katıldığı bir televizyon programında önemli açıklamalar yaptı.
Bakan Özyiğit dedi ki “Vicdani red’i kabul ediyoruz ama silah tutmak istemediği için askere gitmeyi reddeden birisinin hafta sonu silahla ava gitmesini de kabul etmemek” gerekiyor. 
Arada çok ince bir çizgi var Vicdani Red’de. Gerçekten kimlerin Vicdani Red’i kabul edecek kimler etmeyecek. Etmeyenler askerlik yerine kamuda kendisine verilecek görevleri gerçekten yerine getirebilecekler mi?
Örneğin askerlik görevi yerine okullarda bir yıl hademe olarak görev yapmayı kabul edecekler mi? Bu görevi yerine getirirken layığı ile yerine getirecekler mi? 
Bu yasa hem toplumun dinamikleri göz önüne alınarak hazırlanmalı hem de ileride daha büyük sorunların oluşmasını engellemek adına en ufak ayrıntılar dahi düşünülmeli.
Vicdani Ret hakkını kullanıp kamu yararına görev üstlenen bir kişinin bu görevi savsaklaması veya yapmaması durumunda ne olacağı gibi…

Aradaki fark
Türkiye’de yılbaşı müjdesini Cumhurbaşkanı Erdoğan verdi vatandaşlara. Yeni yılla birlikte elektrik, doğalgaz ve araç yakıtlarında yüzde 10’luk bir “indirim” geliyor.
Öte yandan indirim müjdesi ile birlikte asgari ücrete de son yılların en iyi zam oranlarından bir tanesi yapıldı. Buna göre Türkiye’de asgari ücret yüzde 26’lılık bir artış, yani 417 TL’lik bir artış ile 2020 TL oldu.
Bir yandan hayatın tüm alanlarını etkileyen enerjide yüzde 10’luk bir indirim diğer yanda maaşlarda 417 TL’lik zam.
Peki, bizde durum ne? KIB-TEK’te hala daha bir indirim yok. Petrolün varil başı fiyatı 90 dolardan 50 dolara düştü ama indirimde tık yok.  Akaryakıtta çok küçük bir düşüş oldu keza aynı şekilde tüp gaz fiyatlarında da.
Peki, ya asgari ücret ne olacak KKTC’de?
KKTC’de net asgari ücret 2279 TL 
Türkiye’de net asgari ücret 2150 TL 
Aradaki fark 129 TL 
Türkiye’de domates 3 lira KKTC’de 9 lira. Türkiye’de patates 3 lira KKTC’de 8 lira. Ve bir sürü örnek vermek mümkün.
Gıda Türkiye’de ucuz, konaklama ucuz,  enerji ucuz her şey buraya göre daha ucuz. Ama maaş olarak artık Türkiye ile makas kapandı ve aynı işi burada yapmanın hiçbir mantığı kalmadı… 

Ne mutlu bize
2018 Dünya Mutluluk Raporuna göre Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan insanlar Güney Kıbrıs'ta yaşayanlara göre daha mutluymuş. Ne mutlu bize. 
Geride bırakmaya hazırlandığımız 2018 bizi mutlu etmek için çok bir şey yapmasa da bize gene de mutluyuz. Hem de öyle az bir mutluluk değil bizimkisi…
Ruslardan, Hong Konglulardan hatta Yunanlılardan bile mutluyuz bu dünyada.  Yanı başımızdaki Türkiye’den ve kapı komşumuz Rumlardan bile mutluyuz bu dünya üzerinde. Ne mutlu bize. 
Bakmayın her şeye şikâyet ettiğimize, biz şikâyet etsek te mutluyuz böyle. Bizimkisi ağız alışkanlığı. Bir Kıbrıslı Türkün bu hayatta çekemediği tek şey başka bir Kıbrıslı Türk’tür nasılsa. Onun dışında ambargoymuş, sel felaketiymiş, döviz kriziymiş. Biz bunların hepsine alıştık, o yüzden bizi mutsuz etmesine izin vermeyiz. Biz böyle çok mutluyuz…

MESAJLAR

Tolga ATAKAN: Anlaşılan rapor yayınlanmadan önce kamuoyunu yumuşatmak için bir açıklama yapma gereği hissettiniz. Dünkü haberden en azından biz bunu anladık. 

Cemal ÖZYİĞİT: Vicdani Ret konusu gerçekten çok hassas ve kurallarının çok iyi belirlenmiş olması gereken bir konu. Dediğiniz gibi askerde eline silah almak istemeyen avda tüfeği bırakmaz elinden. 

Hanzade ÖZBAŞ: Merit Grubu olarak çok yakında hem sanatı içine alan hem de sivil toplum örgütlerine önemli bir yardımı içine alan bir proje hazırlığı içeresindeymişsiniz. Merakla bekliyoruz bu yeni projenizi. 

Tufan ERHÜRMAN: Hocam çok geçmiş olsun, damarlar temiz çıkmış, tansiyona dikkat. Bu arada şu nargileyi de en azından hafta da bir iki güne düşürürsek tamamdır. 

Sami DAYIOĞLI: Peşinden koşarken ayağınızın kırılmasına neden olan hırsız iki yıl sonra yakayı ele vermiş. Şimdi çalınan eşyalar bir yana ayağınızın sakatlığı içinde dava edecek misiniz kendisini. 

Gülşah Sanver MANAVOĞLU: Şu satılmış gazetecileri açıklar mısınız. En azından kamuoyu da kimin kaça, nerede satıldığı konusunda bir bilgi sahibi olsa. 

Ali KİŞMİR: Sık sık birilerinin çıkıp “satılmış kalemler var, satılık basın var” demesi sizi üzmüyor mu? Sendika olarak artık bu işe bir dur demenin vakti gelmedi mi? Bu konuda hukuki bir süreç başlatmayacak mısınız? 

Biray HAMZAOĞULLARI: Çok merak ettik, neden sizi partiniz selde meydana gelen kaza ile ilgili araştırma komitesinden geri çekti? Sizin gibi yılların şoförü faydalı olabilirdi komiteye... 

Mehmet GÜNEŞ:  Halkın Partisi’ndeki görev ve üyeliğinden istifa ettiğinizi açıklamanızdan sonra ortaya başka başka iddialar atıldı. Bu konuda daha kapsamlı bir açıklama şart oldu gibi. 

Ahmet ÇALUDA: Dome Otel konusunda sessizliğinizi bozdunuz ve en mantıklı açıklamalardan bir tanesine imza attınız. Dediğiniz gibi ihaleye çıkılsın ve parayı veren düdüğü çalsın. 

Mehmet SUNGUR: Dün gece öyle bir ekibe yemek vermişsiniz ki görenler şaşkınlıklarını gizleyememişler. Son dönemde bu yemeklerin sıklaştığını görüyoruz acaba siyasete bir hazırlık mı var? 

Latif AKÇA: Miniklerimiz için başlattığınız pastel boya projenize destekler gelmeye devam ediyormuş. Her şeyin dibe vurduğu bu dönemde böyle güzelliklerin olması da ayrı bir güzellik. 

Yakup GENÇ: Ünlü etçi Nusrett’e rakip olmaya karar vermişsiniz. Sizde balıkta ünlü olmak için artık kendi stilinizi gösterecekmişsiniz. Dün Kaplıca’daki turistler bol bol resimlerinizi çekmişler. 

Suat Durdu BORA: Yeni yılla birlikte Rota Reklam olarak yeni ofisinize taşınıyormuşsunuz. Şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun yeni mekânınız. Bu arada yeni mekânda çalışan sayısını da arttıracak mısınız? 

Erkut ŞAHALİ: Türkiye’den gelen Tarım Bakanı ile dün hayli yararlı görüşmeler gerçekleştirmişsiniz. Bu arada su konusu da gündeme geldi mi? Zira 5 yıl önce atılan imzalar hala yerine getirilmedi. 

POLEMİX
 “Ülkemizin ekonomik zorluklar içinde olduğu bugünlerde yapılan sevkler devlet bütçesine yük olmaktadır. Zaten kısıtlı olan sağlık bütçesinin kamu hastanelerindeki altyapı, ilaç ve alet eksikliklerinin giderilmesi ve kamusal sağlık sunumunun niteliğinin artırılması için kullanılması gerekirken sevklere harcanmaktadır”
Tıp-İş 

YORUM EKLE

banner608

banner474