Aslında devleti bu noktaya getiren yine vatandaş olmuş. Kuralları delmek adına öyle şeyler yapılmış ki devleti yöneten bürokrasisi de bunun önüne geçebilmek adına kapısına gelen her vatandaşı yalan söylüyor muamelesi ile karşılamak durumunda kalıyor.

Avrupa’da ve özellikle İngiltere’de çok yaygın bir uygulama vardır, eve öğrenci almak. Gelen yabancı öğrenci sizinle birlikte yaşar, evde ki çocukların ödevlerine yardımcı olur, kendi dilini sizin çocuklarınıza sizin çocuklarınız da kendi ana dilini o gelen öğrenciye öğretir.

Bizde bu amaçla bir öğrenciye evimizi açtık. Hem bir gencin okumasına yardımcı olmak, hem evdeki çocuklarımızın okul sonrası ödevlerine ve özellikle de yabancı dil konusunda evde konuşmaya devam edebilmeleri adına az önce dediğim gibi dünyada var olan bir uygulamayı denemeye kalktık.

Öğrenci kardeşimizin muhaceret izni için dün Lefkoşa Vergi Dairesine harç parasını yatırmaya gittik. Görevli memur bize kira kontratı olmadığı için işlem yapamayacağını söyledi. İyi de biz kira almıyor ki dememize rağmen bunu bana ispatlamak zorundasınız dendi ve bu olmadan da işlem yapılamayacağı söylendi.

Bu olay başımıza geldi diye burada yazmak veya ilgili daireyi ve memuru rencide etmek adına da yazmıyorum. Burada önemli olan nokta vatandaşın devlet kapısında kendini yalan söylemediğine dair karşısındaki devlet memurunu ikna etme çabası.

Dediğim gibi vatandaş öyle boşluklar bulup kuralları esnetmek adına öyle şeyler yapmış ki artık devlet de vatandaşına güvenmiyor ve her kapısına gelene yalancı gözüyle bakıyor. Bu sadece vergi dairesinde değil tüm dairelerde yaşanıyor…

Doktorum, bekliyorum

Dün bu köşede adını açık açık zikrettiğimiz Dr. Erol Şeherlioğlu, sosyal medya hesabından bir açıklama göndermiş. Aynen aktarıyorum;

“Alihan Pehlivan; Beni ne kadar çok sevdiğini iyi bilirim. Belli ki benim ideolojik kişiliğime olan hazımsızlığın devam ediyor. Ben bugüne kadar yalakalık üzerinden değil harcadığım emek üzerinden ödenenlerdenim. Siyasi görüşlerim kamuya açıktır. Görüşlerimden asla taviz vermedim. Her zaman sermayenin karşısında emeğin yanında olmaya çalıştım. Çık ilan ver hakketmediğim tek bir kuruşu cebime koyduysam tam sayfa ilan verip kendimi şerefsiz ilan etmeye hazırım. Ben hala yabancı sermayeye ve kendi insanım dururken başka ülkeden işgücü ithaline karşıyım. Bunu ne senin gibilerden ne de çalıştığım özel hastaneden gizlemedim gizleseydim grev yerinde olmazdım. Ben Kolan Hastanesi’nde, hastane sahiplerine yalakalık yaptığım için değil hastalara verdiğim hizmetin karşılığı olarak ücret alıyorum. Hastanedeki hizmet alımının nedenini bildiğin halde tekrarlıyorsun. Ben hastaneye meslektaşlarımın talebi ile gidiyorum. Dışarda işsiz olup da ya da hastanelerde benim yaptığım ameliyatları yapacak birini bulursan haber ver sana dert olan bu sorun bitsin.

Beni TV’lerde görmek istediğini söylüyorsun. Cesaretin varsa programına çağır gelirim. Ama attığın çamurların hesabını veremeyeceksen hiç tavsiye etmem. Çünkü canlı yayın öyle uzaktan emirle kalem oynatmaya benzemez...”

Çok uzun uzadıya yazacak değilim. Ama şu üç noktanın altını çizip Dr. Erol Şeherlioğlu’nu çok yakın bir tarihte ekranlara bekliyorum.  

BİRİNCİSİ: Hiçbir zaman yaptığınız iş ile ilgili eleştiri ve saygısızlık yapmadım. Sadece kamuya açık olduğunu söylediğiniz düşüncelerinizi eleştirme hakkımı kullanıyorum. 

İKİNCİSİ: Siz emek verip hasta tedavi ederken biz her gün bu yazıyı kaleme almak için emek veriyoruz. Emeğin en yüce değer olduğunu savunan birisi olarak şahsıma söylediğiniz bu sözler sizin ne kadar emekçiyi sevdiğinizi kamuoyunun görmesi ve takdir etmesi adına önemli diye düşünüyorum.

ÜÇÜNCÜ: Olarak da yıllardır yazı yazan birisi olarak çamur atma sözünüzü aynen iade ediyorum. Yakın bir tarihte ekranlarda birlikte olmak ümidi ile…

MESAJLAR

Mustafa AKINCI: Bugünkü müzakerelerde bir sorun Rum mevkidaşınıza, basit bir geçiş için bile izin vermeyi düşünmüyorsa güven arttırıcı önemlerin ne manası var. 

Doğuş DERYA: Hastaneye ağır yaralı gelip doktorlar grevde olduğu için ölen kadın hakkında sizden bir yorum alabilir miyiz? Nedense bu tür konularda hiçbir açıklama yapmıyorsunuz nedense.

Emine DİZDARLI: Çok güzel bir konuyu gerekli işlemleri yapmadığınız için heba ettiğinizin herhalde siz de farkına vardınız. Keşke tüm süreçleri tam olarak tamamladıktan sonra bu açıklamayı yapmış olsaydınız. 

Gürkan KARA: 50’sinden sonra insanın dişi mi çıkarmış. Valla bu yaşta bu kadar sorun içinde birde diş sorunu ile uğraşıyormuşsunuz. Çok geçmiş olsun. 

Aziz GÜRPINAR: Pek muhterem kayınvalideniz Hakk’a yürümüş. Merhumeye Allah’tan rahmet geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun.

Nihat BERKANT: Yaz sezonun gelmesi ile birlikte turizm sektörü canlanmaya başlamış. Bu arada sizin bölgeye yapmayı düşündüğünüz AVM ile ilgili süreç nasıl gidiyor? 

Bertan ZAROĞLU: Siyasette girdikten sonra epey yoruldunuz demek ki geçen gün Kolon Hastanesi’ne tam kapsamlı bir çekap yaptırmışsınız. 

Fırat ATASER: Cuma günü köyün içindeki oyun parkını ve sosyal dinlenme tesislerini açıyormuşsunuz. Bu arada belediye binasının açılışı içinde son hazırlıkları yapıyormuşsunuz. 

Ziya ÖZTÜRKLER: Öğrencilerin tek merkezde öğrenci muhaceretlerini yapabilmeleri adına bir çalışma başlatmaya ne dersiniz? Zira altın yumurtlayan tavuğun tüylerini böyle tek tek yolmak hiç de hoş olmuyor. 

Çiğdem DÜRÜST: Her gün Güzelyurt’a gidip gelmek zor olmuyor mu? Başkası olsa şimdiye kadar 50 kere torpili koyar ve bir şekilde soluğu Lefkoşa’da alırdı. 

Dr. Erol ŞEHERLİOĞLU: Bugün gün içerisinde size davetimizi yapacağız. Size de uygun bir günde sizi ağırlamak isteriz. Ve bunu yaparken de kimseden icazet almayacağımızı da bilmenizi isteriz. 

 

GÜNÜN SÖZÜ

 “İngiltere’de de seçim sonrası Sterlin’in değerini yükseltecek iç piyasaya dönük politika yürütecek bir siyaset anlayışının iktidara geleceği inancı olduğu için Sterlin’in değerinin yükselişe geçtiğini düşünüyorum.”

 Ekonomist Prof. Dr. Okan Veli Şafaklı