Bir soruyla başlıyorum…
“Biz ne yapıyoruz?”
Farz edelim ki yarın çözüm oldu… (Keşke olsa)
Ne güzel değil mi? Hayallerimizi süsleyen bu konuda istediğimiz gibi bir çözümü yakaladığımızı düşünün…
Pembe hayaller kurabiliriz…
Ambargolardan kurtulmuş, önü açık, kendine güvenen, kimsenin ağzına bakmayacak bir toplum tahayyül ediyoruz değil mi?
Adaletin yerli yerinde olduğu, uluslararası hukukun bir parçası haline gelen bir devlete sahip olacağız… Gerçek anlamda çağdaş bir Avrupa devleti…
Sporcularımızın isimlerinin dünyadakilerle ayni platformda yazıldığı…
Öyle mi gerçekten? Çözüm olacaksa eğer, evet öyle… Bunda bir şüphe yok…
Bu dıştaki durumumuzu anlatıyor…
Peki ya iç işleyişte?..
Federal Kıbrıs devletinin vatandaşları olmaya kaçımız hazırız?
Birkaç soruyla ne demek istediğimi açmaya çalışayım…
Kaç kamu görevlimiz gerçek anlamda bir “iş” yapıyor… Kaçı dil konusunda yeterli?
Kaç işletmemiz bakkal hesabıyla değil de çağdaş muhasebe sistemleriyle işlerini yürütüyor…
Kaçı gerçek anlamda vergi veriyor, rekabete hazırlanıyor?
Çalışanın gerçek anlamda haklarını kaç işletmeci veriyor?
Kaç otelimiz uluslararası standartlarda hizmet kalitesi sunuyor?
Yasalarımız mesela…
Kaç yasamız AB ile uyumlu?
Polis teşkilatımız, araç gerekleri, hal hareketleri…
Yargı sistemimiz?
Yerel yönetimlerimiz?
Her türlü alt yapımız?
Ne bileyim… Kaç taksicimiz yabancı dil biliyor?
Buraya akın edecek turistlere hizmet edebilecek kaç tane yeterli turist rehberimiz var…
Soruları çoğaltmak mümkün…
Evet! Bir çok şey için geç kalmış durumdayız!
Ama zararın neresinden dönersek kârdır!
Bugün başlasak adımlar atmaya ne zararı var ki…
Ama bunları düşüp hazırlık yapacak, plan proje hazırlayacak bir vizyon lazım her şeyden önce
Belli bu hükümetin ve maalesef ki yerel yönetimlerimizin böyle bir vizyonu yok!
14 Haziran sonrası oluşacak yeni hükümet, yerel yönetimlerle de ele ele vererek olası bir çözüme hem düşünsel anlamda, hem de fiziki olarak toplumu hazırlamalıdır…
Diyelim ki çözüm olmadı…
Yine karavana!
Bu adımları atmakla ne kaybederiz? Çağdaş normları topluma kazandırırsak, söyleyin ne kaybederiz?
Umarım vizyon sahibi yöneticiler iş başına gelir de bu miskinlikten kurtuluruz!
