Kuzey Kıbrıs’ta son dönemlerde uyuşturucu kullanımında ciddi bir artış var...

Kullanıcıların neredeyse tamamının gençlerden oluşması, kapımızdaki tehlikenin büyüklüğünü gözler önüne seriyor...

Polisin yakaladığı ve mahkemeye çıkardığı gençler arasında bazen henüz 14 yaşında olan çocukların bulunduğunu üzülerek görüyoruz...

Cebinde yarım gram uyuşturucuyla yakalanan gençler hem kendilerini hem geleceklerini hem de ailelerini yakıyor...

Sadece Diyalog’ta değil daha önceki çalıştığım gazetelerde de uyuşturucudan yakalanan gençlerin annesi, babası veya bir aile yakını tarafından arandım...

Hepsinin ortak isteği çocuklarının en azından isimlerinin kapalı yazılmasıydı...

Diyalog olarak, cezaevindeki ‘Kader mahkumlarıyla’ başlattığımız röportajları yayınlıyoruz...

Uyuşturucuya bulaşan gençlerin demir parmaklıklar arkasından seslendirdikleri pişmanlık herkes gibi bizleri de derinden etkiliyor...

Dünkü ve önceki günkü sayımızda birisi 19 diğeri 23 yaşında olan iki kişinin söyledikleri sadece gazete satırlarında kalmamalı...

Konuşma cesaretini göstererek yaşadıkları korkunç olayları kamuoyuna ulaştıran bu iki genç kızın talepleri özellikle bu ülkeyi yönetenler tarafından dikkatle okunmalıdır...

Okumakla kalınmayıp, sadece bu iki genç kızın değil, onlar gibi uyuşturucu batağına düşmüş binlerce genç için girişim başlatılmalıdır...

Binlerce genç, annesi ve babasının çaresiz çırpınışları içerisinde göz göre göre toplumdan soyutlanıyor...

Bu gençler, bir defa yakalandı mı küçük bir toplumda yaşamanın verdiği dezavantajla damgalanıyorlar...

İş bulamıyorlar, toplum tarafından dışlanıyorlar ve kendi kaderlerine itiliyorlar...

Yazık bu gençlere...

***

İşte bu noktada görev başta emniyet güçlerine ve ülkedeki siyasi erke düşüyor...

Bu gençler, yarım gram uyuşturucu ile yakalandı diye toplum önünde teşhir edilmeden rehabiliteye yönlendirilmelidir...

Çalışma Bakanlığı’nın başlattığı yerli istihdam uygulamasının bir benzeri bu gençler için düşünülmeli, bazı işyerleri bu konuda teşvik edilmelidir...

14 yaşında bir genci bataklığa itme değil sosyal hayatın içine çekmenin yolları aranmalıdır...

***

İbret ve örnek olması açısından, Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu’nun (INCB), verilerinden bazı bilgileri burada sizlerle paylaşacağım...

Dünya genelinde 4,5 milyon kişi uyuşturucu tedavisi görüyor ve bu tedavinin yıllık küresel maliyeti 35 milyar dolar...

Rapora göre Afrika'da her 18 kişiden biri, Latin Amerika ve Güney Doğu Avrupa'da her 11 kişiden biri, Kuzey Amerika'da ise üç kişiden biri uyuşturucu tedavisi görüyor...

Evet, dünyayı sarsan gerçekleri tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren kurul, kurtuluş reçetesini de veriyor...

Hükümetler uyuşturucu kullanımını önleme ve çözme konusunda daha fazla uluslararası işbirliği yapmaya çağrılıyor...

***

Kuzey Kıbrıs’ta da devletin birçok kaleminde yapılan gereksiz harcamalar, binlerce ailenin çaresiz kaldığı, evlatlarını kaybettiği bu illetle mücadeleye açılmalıdır...

Yeter ki istek olsun...

O zaman irade de destek de gelecektir...