Covid-19 aşılarının kullanımı bazı ülkelerde başlarken, bizim ülkemizde yerel vaka sayılarının artması dikkat çekiyor.
Hastanede işçi başı, bir hemşire, LTB’de bir şoför, dün itibari ile test sonuçları pozitif çıktığı için tedaviye alınırken temaslıları da karantinaya alındı.
Hastanemizin eski ve yeni başhekimleri, iki başhekim yardımcı temaslı olduğu gerekçe ile karantinaya alındı. Dr. Sibel Siber de dün itibari ile karantinaya girdi.
Türkiye, hafta sonunu evde geçirdi; Almanya ve İngiltere’de de durum aynı. Güney Kıbrıs ise en zor günlerini geçiyor. Hemen her gün birkaç kişi salgın yüzünden hayatını kaybediyor.
Sokakta ise kimse maske ile gezmiyor. Sadece alış-verişe giderken zorunlu olduğu için maske takılıyor. Devlet dairelerinde bile maskesiz insanları görmek mümkün.
Daha fazla vakit kaybetmeden denetimleri artırıp maske kullanmayan ve sosyal mesafeye dikkat etmeyenlere gerekli yaptırımlar bir an önce uygulanmalı. Yoksa yılbaşı günü ve sonrası durum daha da vahim bir hal alabilir.

Hükümet programı
Hükümet programı bugün Meclis’te okunacak ve hafta sonu veya gelen hafa başı hükümetin güven oylaması yapılacak. Hükümet programında ne olup olmadığını bugün göreceğiz ama ben olsam bu programda büyük vaatlere hiç girmezdim.
“Küçük işleri başarıp insanlarımızın hayatlarını kolaylaştıracağız” derdim ilk maddeye. İkinci maddeye de YSK’nın isteği doğrultusunda yeni bir Seçim ve Halkoylaması Yasası hazırlardım. 
Pandemiden ötürü oluşan zarar ziyanın en aza indirilmesi için neler yapılabilir, bir de buna kafa yorardım açıkçası. Bir başka önceliğim de ufak işler ile bütçedeki büyük gedikleri kapatmak olurdu.
Halkın öyle büyük bir beklentisi yok şu günlerde. Sağlık olsun, geçinebilecek kadar para olsun yeter. Eski günleri mumla aradığımız şu günler bize herhalde en çok da şükretmeyi öğretti diye düşünüyorum.
O yüzden bugün kamuoyuna ve Meclise açıklanacak olan hükümet programı, şapkadan tavşan çıkartmaya benziyor. Küçük işlerle halkı mutlu edebilirsiniz, yeterki dokunacağınız yeri iyi bilin.

Korkulan olmadı
AB liderler zirvesi öncesinde Türkiye’ye ambargolar dahil pek çok tehditler yazılıp çizilmişti. Özellikle Kıbrıs Konusu ve Doğu Akdeniz’deki doğal gaz arama faaliyetleri için fırtınalar kopacağı iddia edildi, tıpkı Kapalı Maraş’ı açarsanız şu bu olur dedikleri gibi.
Zirve tamamlandı, beklenen olmadı, Türkiye’nin gücü karşısında AB ülkeleri tek yumruk olmayı başaramadı. Türkiye ile ters düşmek istemeyen pek çok AB üyesi ülke sessiz kalmayı veyahut Türkiye’nin yanında olmayı tercih etti.
Bu zirveden büyük sonuçlar bekleyen Yunanistan’da tam bir şok yaşanıyor. Yunan medyası AB üyesi ülkeleri ve onların liderlerini adeta yerden yere vuruyor.  
Türkiye’ye bir yaptırım kararı çıkaramayan Yunanistan’da işler karışacak gibi gözüküyor. Zira Yunan medyası bu konuda fitili ateşlemişe benziyor. Yakındır, Yunanistan bir kez daha karışabilir. Bu durumu fırsata çevirip, KKTC’nin tanıtılması için girişimler başlatılabilir. 

MESAJLAR
Ersin TATAR: Halkın içinde olmaya devam ediyorsunuz. Halkın sorunlarını yerinde görmek için geçtiğimiz cumartesi günü Girne’nin altını üstüne getirmişsiniz. Halkın sizden beklentisini de gördünüz mü? 

Tahsin ERTUĞRULOĞLU: Birileri sizin adınıza twitter’da sahte hesap açmış. Aman sosyal medya takipçilerinizi uyaralım da günün sonunda kimse oyuna gelmesin. 

Dr. Bülent DİZDARLI: Karantina günlerinde evde yalnız kalınca yeni bir roman yazmak için kolları sıvamışsınız ve daha birkaç günde romanın yarısını yazmışsınız bile. Bakalım karantina sonrası nasıl bir eser ortaya çıkacak? 

Dr. Sibel SİBER: Doğum gününüzü karantinada geçirmek zorunda kalmışsınız. Neyse tekrardan çok ama çok geçmiş olsun diliyoruz ve yeni yaşınızın size sağlık ve mutluk getirmesini diliyoruz. 

Mehmet HARMANCI: Arasta indirim şöleninden sonra şimdi de Metropol bölgesinde yer alan esnaf da benzer bir etkinlik yapılmasını talep etmeye başlamış. Yılbaşına daha 16 gün var, onları da unutmayalım. 

Mustafa YURTOĞLU: Lefkoşa Ledra Palace ışıklarında yer alan The Unique Gusto kapılarını muhteşem bir gece ile açmış. Devletin zirvesi açılışta sizleri yalnız bırakmamışlar. Hayırlara vesile olsun tekrardan. 

Gülşah Sanver MANAVOĞLU: Dobra kişiliğiniz ile halk sizi sevdi ve kabullendi. Parti kimliğiniz bir yana kendi kimliğiniz daha ön planda. Hal böyle olunca gittiğiniz her mekanda ilgi üstünüzde oluyor. 

Salahi ŞAHİNER: Sağlık çalışanları için oynanacak bir tiyatro oyunu için siz de sahneye çıkmayı kabul etmişsiniz. Anlaşılan yakında sizi Meclis kürsülerinden sonra tiyatro sahnelerinde de göreceğiz.  

Ahmet HAVUTÇU: Av sezonu geldi de geçiyor bile ama hala sizden bir tavşan fotoğrafı göremedik. Neyse bu hafta sonu Ömer Köseoğlu ile birlikte size eşlik edelim, ha unutmadan purolar benden. 

Aybars KUTLUBA: Merit Royal içinde yılbaşında dostlara ve misafirlere ikram edilmek üzere üretime başladığınız çikolatalar öyle ilgi görmüş ki artık bunları otele gelen misafirler de satın alıp kendi sevdiklerine götürebileceklermiş. 

Dr. Hasan TOPAL: HP’den birlikte istifa ettiğiniz vekiller ile sendikalara ve sivil toplum örgütlerine ziyaretler başlatmışsınız. İstifa gerçeklerinizi onlara bizzat anlatıyormuşsunuz. 

Ali Özmen SAFA: Geçtiğimiz perşembe günü anjiyo olmuşsunuz ve size de stent takmışlar. Çok geçmiş olsun diyoruz, demek ki bundan sonra yeme içmelere daha özen göstermeniz gerekecek. 

Hüseyin KONDE: Dün sabah o çok sevdiğiniz bisiklet sürüşü sırasında bir kaza geçirmişsiniz ve hastane yoğun bakımda tedavi altına alınmışsınız. Çok ama çok geçmiş olsun diyoruz. 
 
Hüda HÜDAVERDİ: Hocam çok doğru söylüyorsunuz nasıl oluyor da basit bir sabunun yok ettiği virüs için hala daha aşı ve benzeri şeyler bu kadar güç hazırlanabiliyor?