Milliyet Gazetesi’nin Cadde ekinde dün ilginç bir haber vardı. “Zengin turiste ihtiyaç var” şeklinde verilen haberde özellikle zengin turistlerin ülkeye gelmesi ve golf oynamasından bahsediliyordu.

Buraya kadar gazetenin haberi gayet normal seyrinde takip etmiş. Gerçekten ülkeye zengin turistlerin gelmesi, konaklaması, alış-veriş yapması kadar onlara spor yapabilecekleri alanların da sunulması son derece önemli.

Ancak tüm saydıklarımla birlikte KKTC Devletini de birilerinin düşünmesi gerekiyor. Bugün ülkemizde ki 5 yıldızlı oteller, zengin veya orta halli turistleri ülkemize çekebilmek için milyon dolarlık reklam bütçeleri harcamak durumundadırlar.

Yine o beş yıldızlı oteller tüm bu hizmetlerinin yanında denizinden doğasından fayda elde ettiği devletine büyük kira bedelleri ödüyorlar. Yani sadece yatırım yapmakla kalmıyorlar devlete de her türlü verginin yanında kira ödüyorlar.

Bafra gibi ulaşımı uzak olan yerlere otel yapanlar veya Girne’de her türlü bürokratik zorluklara rağmen yatırım kararı alan yatırımcılar her türlü sorumluluğun altına ellerini koymaktan geri kalmıyorlar.

İşte ülkede zengin turistlerin geldiğinde kalabilecekleri bu tesisleri yapan yatırımcılar her halde dünkü haberi görünce yüzlerine hafif bir burukluk düşmüştür.

Dünya kadar araziyi devletten yılda sadece 16 STG’ye kiralayan ve üzerine golf tesisi yapanlar “Zenginler gelip golf oynasın, ülkeye para girişi sağlansın” önerisinde bulunuyorlar.

Zenginin parasını sadece kendiniz için değil, doğasından güneşinden ve her türlü imkânından da faydalandığınız bu ülke insanları için, bu ülke insanların refahını, sağlığını, eğitimini düşünmek zorunda olan Devlet içinde istemek gerekmiyor mu? 

Yoksa ülkeye elbette zengin turist gelsin, buna kimse karşı değil, ama bu kadar zenginliğin içinde devletimizde hak ettiği geliri elde etsin. Bilmem anlatabildim mi?

Girne’de neler oluyor?

Girne’de bir türlü işler rayına girmiyor, giremiyor. Nidai Güngördü çok tecrübeli bir isim. Hele de konu Girne olunca. Zira onca yıldır belediyenin içinde. Girne’nin her bir köşesinde ne var ne yok en iyi bilen kişi yine kendisi. 

Ancak Girne yaz sezonuna merhaba demeye başladığı şu günlerde dev bir şantiyeyi andırıyor. Dün Kocaeli Ticaret Odası’nın ekibi ile Girne’de bir tur attık. Hade biz buralardayız bazı şeyler gözümüze gözükmüyor olabilir. Ama hayatlarında ilk kez Girne’yi görenlerin ağzından bu “şantiye lafı” çıktı ya demek ki bazı şeyler yanlış devam ediyor demek ki.

Örneğin antik limanın girişinde bir lağım çukuru kazıldı. Neredeyse bir ay oldu orası kazılalı. Ve halen daha inşaat devam ediyor, pis kokular Girne limanını ziyaret eden turistleri olumsuz olarak etkiliyor.

Nidai Başkan umarız bu yazıyı bir eleştiri değil, bir kardeşinin uyarısı olarak kabul eder ve planlamalarını da bundan sonra ona göre yapar. Yoksa Nidai Başkan için bu son 365 günüdür o makamda. 

MESAJLAR

Dr. Faiz SUCUOĞLU: Tıp-İş’e son önerilerinizi sunmuşsunuz ve bugün son sözlerini söylemelerini talep etmişiniz. Alacağınız cevaba göre de A ve B planlarını devreye koyacakmışsınız. 

Dr. Özdemir BEROVA: Hafta sonu sizde bisiklet sürerek ülkemizde son dönemde yaygınlaşmaya başlayan bu spora destek olmuşsunuz. Yakında bir bisiklette biz alacağız bu gidişle. 

Tahsin ERTUĞRULOĞLU: Hafta sonu oynanan derbide son saniyede beraberlik golü gelince oturduğunuz yerden neredeyse tavana kadar sıçramışsınız. Unutulmayacak bir maç oldu değil mi? 

Zeki ÇELER: Dün az kalsın meclis önündeki caddeyi karşıdan karşıya geçerken eziliyormuşsunuz. Ezilme tehlikesi yetmezmiş gibi birde şoför saydırınca soluğu poliste almışsınız. 

Mehmet HARMANCI: Düğün gecesinden bir gece sonra Fener maçını izlemek için Fenerbahçeliler Derneğini ziyaret etmişsiniz. Oysa biz sizi balayına gitti zannediyorduk. 

Nidai GÜNGÖRDÜ: Bugün limana doğru bir yürüyüş yapın ve o bölgedeki esnafla biraz sohbet edin. Sonra sahilde yürüyüş yapan turistlerle sohbet edin. Çok faydasını göreceksiniz. 

Dr. Sıla USAR: Bugün Sağlık Bakanı sizden son sözünüzü söylemenizi isteyecek. Bakalım nasıl bir karar vereceksiniz. Filmin sonuna gelindi sonunda. 

Emre ÇERKEZ: Helvasan olarak özellikle son yıllarda Arap ülkelerine ciddi bir ihracat başlatmışsınız. Ülkemizin ürünlerinin dışa açılması konusunda son derece önemli işler başarıyorsunuz. 

Dürdane ACI: Gazimağusa bölgesinde dar gelirli ailelere sağdan soldan bulduğunuz yardımlarla yüzlerce ailenin yüzünün gülmesini sağladınız. Bu konuda her gün bir mesaj geliyor bize de, yaptıklarınız taktire şayian. 

Mustafa TOYCAN: Kıbrıs Bahçeşehir Üniversitesi olarak bu yılsonu açılma hedefi ile Başkent Lefkoşa’da çalışmalar son sürat devam ediyormuş. Yakında önemli bir atılım hamlesi içerisine girecekmişsiniz. 

Kemal ALTUNCUOĞLU: Dün akşam Lefkoşa’da Esnaf Birlik Başkanları ile birlikte 600 kişilik bir yemek ile gövde gösterisi yapmışsınız adeta. Bakalım bu yemeğin sonrasında neler olacak? 

Sanlı ÇOBAN: Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinde kalede siz olsanız her halde o golü yemezdiniz. O yüzden şampiyonluk giderse hiç üzülmeyin boşuna. 

Okyay SADIKOĞLU: MÜSİAD KKTC’nin yeni dergisi basılmış. Tabi yeni dergiyi dağıtma görevi de size kalmış. Dün arabanızın arkasına dergi taşırken görülmüşsünüz. 

Tahsin MERTEKÇİ: Kupa finali öncesi kesenin ağzını sonuna kadar açtığınızı ve maç günü öyle bir prim açıklayacağınızı duyduk ki valla biz bile o gün sahada bu göbekle top oynayabiliriz. 

GÜNÜN SÖZÜ

 “Bir günde yasa hazırlanmaz, bu bir süreç gerektirir ancak sendika hemen yasa değişikliği talep ediyor. Talebi sunup ardından greve çıktılar. Bizden gerçekten ne istiyorlar anlamak zor. Bizim taleplere negatif bir duruşumuz yoktur. Amacımız kavga etmek değil uzlaşmaktır. Bu grevden mağdur olan halkımızdır. Halkın mağduriyeti kabul edilemez.”

Sağlık Bakan Dr. Faiz Sucuoğlu