Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu…
Kuşkusuz öz varlığımız açısında en büyük ve en stratejik kurumumuz…
Özelleşmesin, özerkleşsin mücadelesinde her zaman destek verdiğimiz gözbebeğimiz…
Yıllarca siyasilerin çiftliği gibi yönetildi…
İhale vurgunlarıyla zenginler yarattı…
Kurumu yöneten kimi yöneticiler de hatırı sayılır servetler elde etti…
Devasa boyutta elektrik kullanan işletmelerden ücretleri talep edilmeyerek kurumun batışına olanak sağlandı…
Evet; kurum batak bir noktaya bizzat siyasiler tarafından itildi…
CTP Kurumun başına Sayıştay Başkanlığı’ndan tanıdığımız İsmet Akim’i getirdi…
Özerk bir yönetim sergilenmeye başladı, alkışladık…
İlk başta her şey güzeldi…
Ücretlerini ödemeyenlerin akımı kesildi, devlet organları dahil…
Eleştirenler de oldu…
“Caminin, okulun, su motorlarının elektriği nasıl kesilir?” dendi…
İyi ettiler, kestiler… Sonrasında ödemeler düzene girdi…
Takdir ettik alkışladık…
Zira işler yoluna girmeye başlamıştı…
Tabi yatırım zamanı gelene kadar…
İşte yine bildik duyumlar, oyunlar devreye girdi…
Sayıştay uyardı dinleyen olmadı…
Öncelikle akıllı sayaç ihalesi…
Euro’lar havada uçuştu, konu mahkemelik oldu…
159 Euro’ya satılan sayacın fiyatı 89 Eurolara indi…
Pis kokular hep hissedildi…
Ama yine de kurum için önemli bir yatırımdı, “bravo” dedik…
Ardına led ışık dendi… Tartışmalar yükseldi…
Bu arada en kötüsü yapıldı…
Sınavsız personel işe alındı… Kimine göre 120, kimine göre 140…
“Gereksinim var” dendi…
“Amenna” dedik ama bir de baktık ki CTP’li ne kadar “militan” varsa orada!
Hoppala!
Artık iyi işler gölgelenmiş, pis kokuların yükselişi öne geçmişti…
Hem pahalı üretim, hem de sırf partililer memnun olacak diye “gereksiz” istihdam!
O da yetmedi, “ iki yeni jeneratör” lazım dendi…
12 Milyon Euro…
Hiç ihale edilmedi, içerden halledildi…
Gerekçe; iki yeni jeneratör ile “daha ucuza elektrik üretilecekti”
İhalesizliği de bir kenara ittik, “madem ki üretim ucuzlayacak varsın beytambal galsın” dedik…
Ama bir baktık, “tarifelere zam lazım” denmeye başladı!
El insaf!
Hükümetin başı da aynen bize katıldı, “el insaf” dedi…
“Bir yandan zam, öte yandan istihdam olmaz” diye çıkıştı Başbakan!
Zira kurum yönetimi yeni jeneratörler için 12 yeni istihdam talebinde bulunuyordu…
Çünkü 140 istihdam “ihtiyaca” göre değil, “partizanlık” kriterine göre gerçekleşmişti…
Hükümetin çıkışı ilgili sendikayı da kızdırmış, rest üstüne rest!
“Ülkeyi karanlığa boğarız!”
Hade yapın da görelim!
XXXXX
Batak bir kurumda aldığınız yüklü maaşlara ses çıkarmıyoruz…
Okkalı ek mesailerinizi görmezden geliyoruz…
Evlerinizde kullandığınız elektriğin parasını bile bizler ödüyoruz… Onu da dert etmiyoruz…
Yetmedi, Kurumun iş yapma kapasitesini, “kimileri” iş çıkışında “ben daha iyi yaparım” diyerek ekstra ve kaçak olarak “kurum personeli olma ayrıcalığını” kullanarak bir ton ekstra parayı cebe indiriyor, susuyoruz…
Ama artık el insaf!
Sırf sendika ile ters düşmeme adına her talebe onay veren bir yönetime artık “DUR!” deme vaktidir…
KIB-TEK yönetiminin yanlışları kanaatimce doğrularının önüne geçmiştir…
Özerkleşme talebi ve istenci ortadayken halkı “özelleşsin de kurtulalım” psikolojisine kimse sokmasın, kaybeden hepimiz oluruz…
Yeni hükümete ya da yeni CTP yönetimine naçizane uyarımızdır!..
