banner564

Yüksek öğrenimdeki tehlike!

Bu ülkede en büyük sorunları yaşamamıza neden olan şey kıskançlık olsa gerek! 
Birileri bir şey başarıyorsa hemen bir başkası da o alana dalıyor…
Devlet de buna seyirci kalıyor…
Her şeyin enflasyonu yaşanıyor…
Ve günün sonunda işini iyi yapan da kötü yapan da zarar görüyor…
Her şeyin mutlaka bir sınırı olmalı…
Kalitesi, kontrolü yapılmalı…
Bugün yüksek öğrenim sektörünü kaleme alma düşüncesindeyim… Bir üniversitenin daha kurulmasına yönelik Ankara çıkışlı bir haberi  okudum… 
Bu kez üniversite kurucusu bir sendika…
Ülkemizde köklü beş üniversite var, yeni başlayanlar ve Türkiye’den gelen ünlü bilim yuvaları… Buralarda çeşitli fakülteler, binlerce öğrencileri mevcut…  
Özellikle beş üniversitemizin harika kampüsleri var…
Havuzlar, cafeler, restoranlar, spor salonları, hastaneler, kütüphaneler vs… 
Evet! Biliyorum, yazmazsak eksik kalır! Eğitim kalitelerinde sorun var, bu bir gerçek…
Kampüslere bakınca eğitim kalitelerinin de üst düzeyde olmasını istiyor ve bekliyoruz…  Evet, bu konuda eksiklikler var ama geçmişe göre üniversitelerimizin yol aldığını da söylemek durumundayız…
Çeşitli akreditasyon kurumlarına üyelikler alarak bu kaliteyi de yükseltme çabasındalar…
İşte devlet buralarda kendini göstermeli, teşvik edici, denetleyici olmalı…
Dediğim gibi, Türkiye’nin köklü üniversiteleri de yatırım yaptı, yapmaya devam ediyor… 
Buna da okey!
Ama kontrolsüz bir şekilde yeni üniversiteler açılmak isteniyor!
Kontrolsüz diyorum, çünkü freni patlamış araba gibi herkes bu sektöre girmeye çalışıyor…
Oysa gerçekten hassas bir sektör… Kalitenin en üst düzeye çekilmesiyle ilgili çalışmalar yapılması gerekirken, sürekli yeni üniversitelerin girişine onay veriliyor…
Birbirine benzer bölümler, ihtiyaç analizi yapılmadan balıklama dalınıyor…
Hal böyle olunca var olan kalitenin de aşağıya çekilmesi korkusu yaşıyorum…
Türkiye’de de yüzlerce vakıf üniversitesi var… Bir bakıyorsunuz bir apartman satın alınmış bilim yuvası olmuş…
Ama olmuyor işte…
Büyük yatırımlar gerekiyor… İşte bu noktada KKTC’de büyük bir avantaj var…
Yeni kurulması düşünülen üniversitelere bakıyorum, aynen Türkiye’deki mantıkla kuytu köşelerde, apartmanlarda eğitim verilecek…
Bu eğitim adası konseptine uygun değil kanaatimce…
Bazı standartlar olmalı, bu kadar kolay sektöre giriş yapmanın ülke imajı noktasında da büyük tehlikesi var…
Avantajlı konumumuzu yitirme tehlikesi yarın bir gün kapımıza dayanacak!
O nedenle üniversitelerimiz kendi aralarında rekabet ederek, en iyiye doğru yol alırken, yeni gelecek olanlarla ilgili çok ince eleyip sık dokunmalı ve gerçekten bir kalite katacaksa, bir katma değer yaratacaksa, bir farklılık ortaya koyacaksa bu sektöre girebilmeli…
Yoksa gün gelir altın yumurtlayan tavuk gibi görünen yüksek öğrenim sektörünü de kaybederiz…
YORUM EKLE

banner608

banner473