banner564

Yükseköğrenimin ekonomiye katkısı 850 milyon dolar

Dün bu köşede yazdığımız “Bu açıklama önemli” yazımıza gün içerisinde oldukça önemli dönüşler oldu. Öncelikle bu konuya duyarlılık gösterip arayan, sosyal medyadan mesaj atan veya mail yollayan tüm değerli okuyucularımıza teşekkür ediyoruz.
KKTC ekonomisi içinde yükseköğretiminin önemi konusunda toplumun önemli isimlerinin hem fikir olması aslında sevindirici bir durum. Ama bu konuda veriye dayalı bilgiye ulaşılması konusunda belli ki bir kafa karışıklığı var. 
Aslında sadece bu konuda değil, ekonominin her noktasında veriye ulaşılabilmesi, yapılacak tartışmaların çok daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır. Ama bildiğiniz gibi en başta nüfus olmak üzere elimizde net bir veri yok. Afaki bilgiler üzerinden devam ediyor tüm tartışmalar.
Benimde 5 yıl kadar önce tesadüfü bir şekilde gördüğüm bir araştırmada (TC Yardım Heyeti 2011 faaliyet Raporu)  “KKTC’de okumaya gelen bir öğrencinin yıllık 17 Bin ABD doları ekonomiye katkı yaptığı” şeklindeydi.  (Bu bilgiyi Eğitim Bakanlığındaki arkadaşlarla da paylaştım ve rakamın doğru olabileceği konusunda hem fikir olduk.)
Dünkü yazımızda; “Yükseköğretimde 100 binin üzerinde öğrencinin kaydı bulunuyor Bakanlığın resmi rakamlarına göre. Basit bir hesapla yıllık bir milyon 700 bin ABD Doları ekonomiye katkısı var” demiştik.
Oysa bizde bir matematik hatası yapıp yıllık ekonomiye katkı rakamını bir milyon 700 bin ABD Doları olarak hesapladık. Hâlbuki rakam 17,000 USDx100,000 kişi= 1,700,000,000 USD yani bir milyar yedi yüz milyon USD olacaktı. 
Ama bu rakamda birçok okurumuza göre çok fazlaydı. Çünkü KKTC’nin 2020 bütçesi, 8 milyar 814 milyon TL olarak öngörülmüştü. Dolasıyla böylesine bir rakam bütçe ile de pek uyumlu değil.
Yine DPÖ tarafından 2018 Yılı Ödemeler Dengesi gerçekleşme rakamlarını açıklanmış “Görünmeyen İşlemler” içerisinde yer alan diğer bir kalem olan “Yükseköğretim Net Gelirleri de 2017 yılında 765,9 milyon dolar iken, 2018 yılında 786.9 milyon dolara yükselmiştir” ifadelerini görüyoruz.
Kısacası;  Yükseköğretimin ülkeye döviz cinsinden katkısı 2019 yılında yükseköğrenim 850 milyon dolar civarındadır.
İş dünyamızın önemli isimlerinden ve Ticaret Odasının da başkanlığını yürütmüş çok değerli büyüğümüz Günay Çerkez de dün yazdığımız yazıda bir matematik hatası olduğunu söyleyen isimlerdendi.
Güney Çerkez; “2020 yılı hükümet bütçesi yaklaşık 1 milyar USD olduğuna göre öğrencilerle ilgili sayı ve yıllık harcamaları ile ilgili rakamlarda çok büyük hata olduğunu düşünürüm” diyordu bize gönderdiği mailde.
Ve bu ülkenin bir iş insanı olarak soruyor bize “hangisi doğru” diye?  Kesinlikle halıdır sormakta. Ama en başta yazdığıma geri dönüyoruz. Elimizde gerçekten çok sağlıklı veriler yok maalesef. Bunlarla ilgili yapılmış anketler, bilimsel çalışmalar yok.
Bu kadar üniversite bu ülkede eğitim verirken bu kadar araştırmacı ve öğretim görevlisi bu ülkede görev yaparken bu konuların araştırılmamış olması aslında ülke olarak “neden bu kadar basit sorunla bu kadar uğraştığımızın” da bence açıklamasıdır diye düşünüyorum.
Yine yılların sendikacısı ve gerçekten rakamlara hakim bir isim Mustafa Baturalp ağabeyiz de rakamların yanlış olduğunu düşünenlerden. Ama dediğim gibi bizimde elimizde ki veriler ya çok eski ya da eksik.
Yine özetle konumuza dönecek olursak; KKTC için Yükseköğretim ana atar damarlardan bir tanesidir. Bu damarın tıkanması, bu damarın atmaması, KKTC’yi çok kısa sürede çok ağır bir bedel ödemek ile yüz yüze bırakabilir. 
Sonuç olarak 2015 yılında Lefke Avrupa Üniversitesinde bu konuda araştırma yapan Engin Karabaş ve Prof. Dr. Okan Veli Şafaklı’nın KKTC Yükseköğretim Sektörünün Performansı Üzerine bir değerlendirme araştırmasının “sonuç” kısmını burada paylaşarak yazıma son vermek istiyorum. 
Bilgiyi üreten kurumların başında gelen üniversitelerde hem değişimin merkezinde yer almış hem de değişimden büyük ölçüde etkilenmiştir. Bu etkilenme sonucunda eğitim ve araştırma işlevlerinin yanında üniversitelerden bilgiyi toplumsal faydaya dönüştürme işlevini de gerçekleştirmesi beklenir hale gelmiştir. 
Küresel anlamda yaşanan bu gelişmeler zaten KKTC için büyük öneme sahip olan yükseköğretim sektörünü daha da önemli hale getirmiştir.  Yükseköğretim sektörünün KKTC için stratejik önemi, yarattığı ekonomik değerden gelmektedir. 
Küçük bir ada ekonomisine sahip olan KKTC’de diğer ada ekonomilerinde olduğu gibi sanayi, ticaret ve tarım sektörlerinin yeterince büyümediği buna karşın turizm ve yükseköğretim sektörlerinin ekonominin temel sektörleri haline geldiğini ifade edebiliriz. Ancak, KKTC ekonomisi için büyük bir öneme sahip olmasına karşın KKTC yükseköğretim sektörünün gerekli ilgiyi görmemektedir.
 Politik olarak kolayca oya dönüşebilecek bir alan olmadığı için siyasiler gerekli ilgiyi göstermemekte bu durumda sorunların çözümü noktasında sektörü sahipsiz bırakmaktadır. Diğer taraftan kamu idaresinde de yükseköğretim sektörüyle ilgili çalışmaları yürütebilecek güçlü bir idari kapasitenin oluşmadığı görülmektedir.
Buna karşın, dünyayı yakından takip eden ve 125 farklı ülkeden 60 binin üzerinde yabancı öğrenciyi ülkeye eğitim almak için getiren güçlü bir üniversite alt yapısı bulunmaktadır. Dünyada yaşanan gelişmeler ışığında yükseköğretim sektörünün büyük bir gelişim potansiyeli içinde olduğunu görmekteyiz. 
Küreselleşmenin etkisiyle sınırların kaldığı bir ortamda öğrenciler artık kendi ülkeleri dışında da eğitim almak istemektedirler. Bu durum her geçen gün yabancı öğrenci piyasasını büyümesine neden olmaktadır. Bu durumu KKTC için fırsata çevirmek büyük bir önem taşımaktadır.


***  
 NOT: Bugün bu konuyu bütünlüklü bir şekilde ele aldığımızdan ötürü köşemizde her gün yayınladığımız MESAJLAR bölümünü yayınlayamadık. Ama yarın yine köşemizde bu bölümü okuyabilirsiniz..

YORUM EKLE

banner608

banner473