banner564

‘İlahiyat’ polemiği

Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde gerçekleşen Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararların kamuoyuna servis edilmesinden sonra, ilkokullarda hergün öğrencilerin söylediği and, Rumca dersinin müfredata alınması ve İlahiyat Koleji gibi konular yüksek sesle tartışılmaya başlandı...

Rumcanın müfredata konulması, ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım...’ diye başlayan andın kaldırılması bazı kesimlerden kabul gördü...

İlahiyat Koleji konusunda ise başta öğretmen sendikaları olmak üzere, özellikle sol ve sosyalist düşünceyi benimseyen kesimlerden, ‘kapatalım gitsin’ şeklinde görüş belirtildi...

Bu noktada, 40 yıldır ‘din’ kelimesini duyduğunda otomatik refleks veren sosyalist düşüncedeki insanların, ‘İlahiyat Koleji’nin açılması iyi oldu’ şeklinde ‘takıyye’ yapması tabi ki beklenemezdi...

***

Din ve vicdan özgürlüğü, tüm dünyada en temel insan hakları arasında bulunmaktadır. Herkes, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir...

Dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kimse kınanamaz ve suçlanamaz...

Devletin denetimi ve gözetimi altındaki din eğitimi en doğru olanıdır...

Din eğitimi gibi hassas bir konuda yapılan tartışmalarda, olaylara sadece kendi dünya görüşünüz veya temsil ettiğiniz siyasi düşüncenin penceresinden bakmak en büyük yanlıştır...

***

İşte bu noktada, Kuzey Kıbrıs’ta son günlerde yeniden alevlenen İlahiyat Koleji ve din eğitimi konusundaki tartışma buna en güzel örnektir...

Hala Sultan İlahiyat Koleji 2 yıldır Kuzey Kıbrıs’ta eğitim faaliyetlerini sürdürüyor...

Bu okulda, 51 öğretmen ve 410 öğrenci bulunuyor...

Bazı kesimlerin ‘Hiç gerek yok’ dediği bir okula 410 insan çocuğunu göndermiş, bir o kadar da kontenjan olmadığı için kayıt yaptıramamış...

Şimdi, bu ülkede bir kesim sırf ideolojik açıdan rahatlayacak diye, bu okulda eğitim veren öğretmenleri, eğitim gören öğrencileri ve onların ailelerini ‘Ötekileştirerek’ görmezden gelmek olur mu?

‘Din’ benim düşünce yapımda yoktur diyerek inanan insanların, kutsal saydığı değerlere ve bilimsel bir tabanda verilen eğitime ‘Tu kaka’ denilebilir mi?

Denilirse, kapatalım gitsin bu koleji hem de hemen yarın...

Yoksa, artık birilerinin inancı ve değerleri üzerinden ‘Ego’ tatmini ve siyasi mesaj verme hastalığından kurtulalım...

***

Ön yargıları bir tarafa bırakarak, Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin Müdürü ve aynı zamanda ‘Müzik’ öğretmeni olan İsmail Koşat’ın Diyalog Gazetesin’de yayınlanan haberdeki ifadelerini tekrar okuyalım:

İsmail Koşat, Hala Sultan İlahiyet Koleji’nde, Atatürkçü bir anlayışla çağdaş bir yapıda eğitim verildiğini ve hiç bir konuda herhangi bir zorlama olmadığının belirterek,  tüm üniversitelere, hukuk, eczacılık, tıp, eğitim ve fen fakültelerine iyi yetişmiş öğrenci göndermeyi hedeflediklerini söyledi. Okulda kimsenin kılık kıyafetine karışılmadığını, herhangi bir baskı ve zorlama olmadığını ifade eden Kaşot, öğrencilerin sosyal etkinlikeri kapsamında okulda İngilizce ve Arapça şarkı yarışması düzenlendiğini, öğrencilerin ilgisinin güzel olduğunu anlattı. Kaşot, okulun hedefini açıklarken, manevi değerleri de olan nesiller yetiştirmek için yola çıkıldığını, her meslekten  eleman yetiştirmeyi hedeflediklerini vurguladı.”

 

YORUM EKLE

banner608

banner473