Başbakanlığa bağlı Kooperatif Merkez Bankası’nın ‘silah’ zoruyla gasp edilen 3 milyon TL’si hakkında gün yüzüne çıkarılan bilgiler, ülkede yaşanan ‘siyasi’ bölünmüşlüğü de tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi...

Kendine bağlı bir kurumda gerçekleşen soygun olayı hakkında ‘suskunluğa’ bürünen Başbakan Yorgancıoğlu, en nihayetinde konuşmaya karar verdi...

Başbakan, ‘Partisinin’ yayın organı vasıtasıyla soygun ve olayda adı geçen zanlılar hakkında ‘geniş’ bir açıklama yaptı...

CTP’nin yayın organında manşetten verilen açıklamayı okuduğumda bir an için başbakanın 1 Ağustos’u, 1 Nisan’la karıştırdığını düşündüm ve yazılanların şaka olduğu hissine kapıldım...

Başbakan, Polis Genel Müdür Vekili’nin kendisine gönderdiği 3 milyon TL’lik soygunla ilgili raporu, partisinin gazetesiyle paylaşmış...

Bu beni şaşırtmadı...

Bu davranış gayet ‘normal’...

Çünkü bu ülkedeki demokrasi anlayışı gereği, başbakanın soygun raporunu, UBP’nin gazetesi ile paylaşması beklenemezdi...

Hele bağımsız, bağlantısız gazetelerle paylaşması hiç beklenemezdi...

Neden mi?

‘Etik’ olmazdı...

***

Gelelim başbakanın açıklamasında şaka olarak algıladığım, olması için dua ettiğim kısmına...

Polis raporunda zanlılardan birisinin suçu işlediklerine dair itirafı olduğu yazıyor fakat başbakanımız, ‘tutuklanan şahısların yasal anlamda sorumluluklarıyla ilgili henüz net bir sonuç olmadığını, mahkeme kararı olmadıkça, kimsenin suçlu ilan edilemeyeceğini’ belirtiyor...

Yani, ‘Polisin raporuna inanmıyorum, yargının vereceği kararı bekleyeceğim’ diyor Başbakan...

Haklı mı?

Koskoca başbakan şaka yapmadığına göre, yerden göğe kadar haklı...

Ne yani...

Başbakan, atamasına karşı çıktığı, soygun olayından sonra bir kere telefonda bile görüşmediği Polis Genel Müdür Vekili’nin raporunu dikkate alıp, ‘Afferim teşkilata mı’ diyecekti...

Sonra parti MYK’sına nasıl açıklardı durumu...

Eğer Başbakan raporu dikkate alsaydı, bu sefer Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu ve müdürlerini görevden alması gerekmeyecek miydi?

***

Uzun lafı kısası Başbakan ‘siyaseten’ en doğrusunu yaptı...

‘Yargının kararını bekleyeceğim’ dedi...

Çünkü başbakanda çok iyi biliyor ki bu ülkede böyle ‘alengirli’, şaibeli işler ha deyince çözülmüyor yargıda...

Dosyalar o daireden bu daireye gidiyor, onay bekliyor, bazen kayboluyor...

Kamuoyuda olayı unutuyor...

Ne oldu bizim 3 milyon TL’ye diye kimse sormuyor...

Örnek mi?

Başbakanlık Denetleme Kurulu’nun, araştıra araştıra ‘helak’ olduğu yolsuzluk dosyaları...

Var mı bugün neler olduğunu hatırlayan?

Kendinizi fazla yormayın...

Emin olun...

Başbakana sorun o da hatırlamayacaktır...

Hele o yolsuzluk dosyalarında adı geçen bir kişinin şu anda Kooperatif Merkez Bankası Yönetimi’nde görev yaptığını hiç hatırlamayacaktır...

***

Onun için polis teşkilatına naçizane tavsiyem...

Yaz günü bu sıcaklarda soygunla fazla kafanızı yormayın; çıkın senelik izninize deniz, kum ve güneşin keyfini çıkarın...

Hatta yolda sağdan gidiniz, belki para bulur, siz de Moldova’ya ‘Rüya gibi’ bir tatile uçabilirsiniz...

Yolda giderken; içinizden veya yüksek sesle, sizi bu dertten kurtardığı için “Başbakanım çok yaşa” diyebilirsiniz...