banner564

Afrin harekatı ve Türk ordusunun önemi

  Türkiye; Suriye’nin Afrin bölgesine yönelik olarak büyük bir askeri harekat başlattı...
  Buradaki amaç; sınırda gittikçe güçlenen terör örgütlerini bertaraf etmektir...
  Uzun zamandan beri, özellikle ABD’ye yönelik uyarıların sonuç vermemesi nedeniyle Türkiye böylesi bir harekata adeta mecbur kaldı...
  Kuşkusuz savaşlar, kayıplar, yeni acılar güzel şeyler değildir...
  Aklı başında olan hiç kimse savaşların yanında yer almaz...
  Ne var ki; Türkiye tüm seçenekleri denedikten sonra, kendi sınırlarında oluşan tehlikeyi bertaraf etmek için askeri harekatı seçmek zorunda kaldı...
  Kıbrıs’ta güvenlik içindeki yaşantımızı Türkiye’ye borçlu olduğumuzun bilincinde hareket ederek, Suriye savaşının başarıyla sonuçlanmasını herkesten daha fazla istiyoruz...
  Türkiye’nin bu savaşı en kısa sürede tamamlamasını ve askerlerimizin sağ salim yuvalarına dönmesini diliyoruz...
  Onlar için dualar ediyoruz...
  NATO’nun en önemli ülkelerinden biri olan Türkiye’nin bu zorunlu harekatını başta ABD olmak üzere diğer ülkelerin de anlayışla karşılaması gerekiyor...

Güvenlik ihtiyacı olunca
 
  Bugün hala bazı Avrupa ülkelerinde sırf güvenliği sağlamak amacıyla Amerikan askerlerinin görev yapmakta olduğunu da kimse unutmamalı...
  Polonya 2004 yılından beri Avrupa Birliği’nin (AB) üyesidir...
  Nüfusu yaklaşık 40 milyon...
  AB’nin üyesi olan bu ülkeye geçtiğimiz yılın başlarında Amerika’dan Zırhlı Tugay gönderildi...
  Toplam 3 bin 500 asker, 100’den fazla tankın ülkeye varması sırasında Polonya Savunma Bakanı Antoni Macierewicz’in şu sözlerini anımsamakta fayda vardır:
  "Sizleri on yıllardır bekliyorduk..."
  İşte sadece bu olay, her ülkenin kendi güvenlik ihtiyaçlarına göre önlem almak zorunda kaldığını ortaya koyuyor...
  Türkiye’nin, Kıbrıs’ta bulunmasının nedeni de bizlerin güvenliğini sağlamaya yöneliktir... 
  Kıbrıs’ta, “AB’nin Garantisi size yeter” aldatmacasıyla Türk askerinin çekilmesi için ağır baskıların uygulandığı bir dönemde, AB üyesi Polonya’nın, Amerikan ordusuna sarılması dikkat çekicidir ve bu gerçek olay her fırsatta KKTC ve Türkiye yetkilileri tarafından gündeme getirilmelidir...

Biz kime güveneceğiz
 
  Polonya, Rusya’nın tehditlerine karşı AB’nin gücüne güvenmiyorsa; Kıbrıslı Türkler olası bir çözüm sonrasında kime güvenecek?..
  Türkiye’nin dışında hangi güçten yardım alabilecek?..
  Rum lideri Anastasiadis belirli bir süre için Uluslararası Polis Gücü önermişti...
  Kime karşı?..
  Nüfusu, Kıbrıslı Türklerden 4 kat fazla olan Rumların buna ihtiyacı olmayacak...
  Öyleyse bu polis gücü, olası Rum saldırıları karşısında Kıbrıslı Türkleri mi koruyacak?..
  Birleşmiş Milletler Barış Gücü 1964’ten beri bu adada görev yapıyor...
  Bugüne kadar hangi saldırıları önleyebildi?..
  Özellikle 1963-1974 arasında köylerinden toplanarak, infaz bölgelerine götürülen Kıbrıslı Türkleri neden koruyamadı?..
  EOKA’nın kanlı saldırılarını neden önleyemedi?..
  Kıbrıslı Türkler 103 köyden silah zoruyla kovulurken bu askerler neredeydi?..
  Hamile kadınlarımızı hastaneye götürmekten dahi aciz kalan Uluslararası Barış Gücü yerine Uluslararası Polis Gücü’ne mi teslim edeceğiz geleceğimizi?..
  Temelsiz savunmalarla Türkiye’nin caydırıcı bir güç olarak adada bulunmasını önemsemeyen içimizdeki bazı kesimlerin gözüne sokmak için, Amerikan askerlerinin Polonya’ya ayak basmasıyla ilgili haberlerin sık sık ekranlara taşınmasında fayda vardır...
  AB üyesi 40 milyon nüfuslu bir ülke Okyanus ötesinden koruyucu asker getiriyorsa, Kıbrıslı Türklerin 70 kilometre ötedeki Türkiye’nin askeri gücünden faydalanmasından daha gerçekçi bir şey olamaz...

Çok kötü şeyler olur
 
  Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesi demek, bu güzel adanın çok kısa bir süre içinde Suriye’ye, Irak’a benzemesi demektir...
  Böylesi bir durum ne Kıbrıslı Türklere, ne de Kıbrıslı Rumlara yarar sağlar...
  Türk askeri adada yaşayan herkes için bir garantidir...
  Cunta Darbesinden kaynaklanan 20 Temmuz 1974 Harekatını bir kenara bırakırsak o günden bu yana hiç kimsenin burnu kanamadıysa ve hiçbir güç Kıbrıs’ın güvenliğini tehdit etmemişse, bunun tek sebebi Türk askerinin adadaki varlığıdır...
  Gerçekler inkar edilemez...
  Hele bizlerin gerçeklerden uzaklaşması intihar etmektir...
YORUM EKLE
YORUMLAR
Fazli.demirci.
Fazli.demirci. - 6 yıl Önce

Tesekurler.abi.

banner471

banner474