banner564

Alkışlar Erdoğan’a ve Akıncı’ya

   Bir ana için en acı verici şey; evladını mağdur etmektir...
   Türkiye bizim Anavatan’ımızdır...
   Anavatan; iki gün önce dünyada ilk kez düzenlenen ‘İnsani Zirve’ye ev sahipliği yaptı...
   Çok sayıda devlet adamının yanı sıra önemli isimler de İstanbul’da buluştu...
   Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban ki Moon da oradaydı...
   Toplantının ilk gününde konuşma yapanlar arasında Rum lideri Nikos Anstasiadis de vardı...
   Anastasiadis, Türk toprakları üzerinde bulunduğunu unutarak ‘ülkesinin 42 yıldan beri Türk işgali altında olduğunu’ söyledi...
   Türkiye; ev sahibi ülke olarak bu yalanı da sineye çekti...
   Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13 yıldan beri Kıbrıs sorununun çözümünü gönülden destekleyen ve her zaman ‘bir adım önde´giden bir siyasetçidir...
   Rumların uzlaşmazlıkları hakkında yüzlerce olay dinlediği halde, belki düzelme olur ve insanlık kazanır, böylece Türk-Yunan ilişkileri de düzelir diye bu siyasetini hiç değiştirmedi...
   Gün geldi, Denktaş gibi çok güçlü ve deneyimli bir lideri gözden çıkardı...
   Talat’ın Cumhurbaşkanı olmasına önemli katkı sağladı...
   Ama olmadı, olmadı...

Yemek krizi
 
   Dünya İnsani Zirvesi’nin ‘resmi toplantı’ bölümünde ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ adına Anastasiadis vardı...
   Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki kurucu toplumundan biri olan Kıbrıslı Türklerin lideri Mustafa Akıncı ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından akşam yemeğine davet edildi...
   Ledra yolunda  ‘zivaniya’ içtiği Akıncı’nın yemeğe katılacağını öğrenen  Anstasiadis inanılmaz bir tepki gösterdi...
   Hem yemeği boykot etti, hem de İstanbul’u terk etti...
   Hızını alamayıp, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban ki Moon’a protesto mesajı gönderdi...
   Akıncı ile 27 Mayıs’ta yapacağı görüşmeyi de iptal ettiğini duyurdu...
   “Keskin sirke küpüne zarar verir” diye bir söz vardır...
   Anastasiadis, bu yaptıklarının zararını misliyle göreceğini unutmasın...
   Dünya kamuoyu Kıbrıs’ta kimlerin çözümsüzlüğe oynadığını artık çok daha net bir şekilde görebiliyor...
   ELAM terör örgütünü meclise taşıyan, Türk düşmanlığına dayalı Rum eğitim sistemi ve kilisedir...
   Bu gerçeği kimse aklından çıkarmasın...
   Ortaklık kurmaya çalıştığı bir toplumun liderini kucaklamak ve her yerde, her türlü şart altında onunla birlikte olmak yerine, yemek masasını bile terk eden Anastasiadis’in yüzündeki maskeyi düşüren bu son gelişme, KKTC’yi yönetenlerin de artık silkinip, kendilerine gelmelerini zorunlu kılıyor...
   Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğru olanı yaptı...
   Özel uçağını göndermek suretiyle liderimizin şahsında KKTC’ye büyük bir güç verdi...
   Bu davetten yaralanarak Ban ki Moon ile görüşen Cumhurbaşkanı Akıncı, müzakere sürecinde yaşanan sıkıntıları yüz yüze anlatma fırsatı buldu...

Öncelik kendi evimiz
   
   Güneyde; bizim anladığımız şekilde ‘İki bölgeli, iki toplumlu federasyona’ destek veren bir siyasi anlayış yoktur...
   Onların hedefi, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini tüm adaya yaymaktır...
   Onların hedefi Türkiye’yi buradan uzaklaştırmak ve Yunanistan’la her alanda bütünleşmektir...
   Kıbrıslı Türklerin, Ermeni ve Maronit’ler gibi azınlıkta olacağı bir egemenlik anlayışları vardır...
   Üzücü olsa da bu gerçekleri kabul etmek ve kendimizi toparlamak zorundayız...
   Halkımızı mutsuz eden iç sorunları ortadan kaldırmak için daha çok çalışmalı, daha çok dayanışma içine girmeliyiz...
   Devleti güçlendirmeli, bu güce zarar verilmesini katı bir şekilde önlemeliyiz...
   Türkiye ile ilişkilerimizi her zamankinden çok daha fazla geliştirmeli, ileri götürmeliyiz...
   Türkiye’den başka bir desteğimizin ve gücümüzün olmadığını bilerek hareket etmeliyiz...
   Önümüzdeki ayların çok daha kritik olacağını dikkate alarak, hızlı bir şekilde kendi evimizi toparlamalıyız...
   Halkımız artık popülizme dayalı bir yönetim şekli istemiyor...
   Ciddi icraatlar bekliyoruz...

Hep böyle kal Çipras
   
   Yazının son bölümünde Yunanistan Başbakanı Çipras’ın bir sözüne değinmemek olmazdı...
   İstanbul’daki zirveye katılan Çipras, Kıbrıs sorununun çözülmesi durumunda kravat takacağını söylemiş...
   Bunca zaman kravatsız dolaşan ve bu tarzı Avrupa Liderler Zirvesi’ne kadar taşıyan Çipras’ın bu saatten sonra kravat takabileceğini düşüne biliyor musunuz?..
   Kıbrıs sorununun biteceğine inanmış olsaydı; hiç kravat takacağını söyler miydi?..
   Yanıtını siz verin... 
YORUM EKLE

banner471

banner474