banner564

Dünya’nın En Güçlü Lobisi

İsrail Başbakanı Ariel Sharon 3.10.2001 tarihinde şöyle demişti: “Amerika’yı ve Amerikan halkını kontrol eden biz Yahudi halkıdır.”
ABD-İsrail arasındaki ilişkiler değerlendirildiğinde, zaman zaman ABD’yi Yahudi Lobisi aracılığıyla İsrail’in yönettiği sonucuna varılmaktadır. Buna en iyi örnek, Başkan Bill Clinton’ın seçimi kazandıktan hemen sonra kabineye atadığı üyelerden 5’inin ve Yüksek Mahkeme’ye atadığı 2 yargıcın Yahudi olmasıydı. Buna benzer örneklere ABD siyasi tarihinde siyasi tarihinde sıkça rastanılmaktadır. 
Yahudi Lobisi, olağanüstü organizasyon yeteneği, arkasındaki büyük mali güç ve medya desteği sayesinde ABD politikalarına yön verebilmektedir. Bu Lobinin başlıca resmi kurumları arasında (Yahudiler’in etkisi altında bulunan diğer örgütler hariç) Yahudi Federasyonları Konseyi, Ulusal Yahudi Topluluğu Danışma Konseyi, Büyük Amerikan Yahudi Organizasyonları Başkanları Konfederasyonu ve Amerika-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (AIPAC) yer almaktadır. 
Bu Lobinin etkin gücü sayesinde İsrail’e yılda ortalama 1.8 Milyar Dolar askeri ve 1.2 Milyar Dolar da ekonomik ABD yardımı yapılmaktadır. İsrail, ABD’nin an fazla maddi yardım yaptığı ülkedir. ABD’den gelen yıllık 3 Milyarlık yardım yanında, her yıl Amerika’da yaşayan Yahudiler’in kendi aralarında topladıkları 500 Milyon Dolar da bağış olarak İsrail’e gönderilmektedir. ABD’den gelen yardımlarla İsrail bugün dünyanın en güçlü 4. ordusuna sahip bulunmaktadır.
Lobicilik yapan bu örgütlerin bir başka amaçları ise, başta ABD olmak üzere tüm dünyada yaşayan Yahudiler’in ekonomik yaşam düzeylerini yükseltmek ve aktif siyasete katılımlarını artırmaktır. ABD Kongre Binası’nın yakınında bulunan AIPAC, İsrail’i ilgilendiren her konuda süratle raporlar hazırlayıp çok kısa sürede Senatörlere, Temsilciler Meclisi üyelerine ve ilgili komitelere ulaştırarak bilgilendirme yapmakta ve bu yolla politik etki ve baskı uygulayabilmektedir.
Yahudi cemaatin ABD üzerindeki etkisinin perde gerisine bakılacak olursa bu gücü, binlerce yıldır uzmanlaşmış oldukları ticari tecrübeye, çok iyi organize olabilmelerine, Amerika’da sahip oldukları politik, ekonomik güce, lobicilik faaliyetlerine ve aralarında binlerce yıldır devam eden yardımlaşmaya borçludurlar. Bunun yanında Tevrat’ın öğretisinden kaynaklanan kendilerinin dünyada ayrıcalıklı bir ırk olması ve diğer milletler üzerinde onları yönetme hakkına sahip olmalarının da büyük etkisi bulunmaktadır.
Yapılan istatistiki araştırmalarda, 1965-1995 yılları arasında ABD’deki en önemli 200 entellektüelin yarısının, en iyi üniversitelerdeki “prof.” sıfatlı hocaların %20’sinin, New York ve Washington’daki en prestijli hukuk bürolarının ortaklarının, film yapımcılarının, direktör ve senaristlerinin %59’unun Yahudiler olduğu ortaya çıkmıştır.
Bu güçlü lobicilik faaliyetleri nedeniyle ABD, İsrail’in Orta Doğu’da yaptıklarını durduracak nitelikteki her türlü BM kararını veto etmekte ve yürürlüğe sokmamaktadır. Arap Ülkeleri, Avrupa ve FKÖ’nün BM nezdinde İsrail ile ilgili yaptığı diplomatik girişimler veya arabuluculuk istemleri ABD tarafından sürekli engellenmektedir. Suriye konusunda veto kullanan Rusya ve Çin’e kızan ABD, İsrail kurulduğundan bu yana onun için ise en az 60 kez veto kullanmıştır.     
YORUM EKLE

banner608

banner474