Kıbrıs’ın güneyindeki kadar olmasa bile, kuzeyindeki turizm faaliyetlerinde umut verici gelişmeler yaşanıyor...

  Türk turistlerin yanı sıra Arap ülkelerinden, İsrail’den ve bazı Avrupa ülkelerinden turist grupları Kuzey Kıbrıs’taki otellerde konaklıyor...

  Bunun ülke ekonomisi açısından önemi oldukça büyüktür...

  Tarımsal üretimde yaşanan çöküşü dikkate aldığımız zaman KKTC’nin tek umudu haline gelen turizmin daha da gelişebilmesi; yeni yatırımlardan daha çok belediyelerin, sivil toplum örgütlerinin ve hükümetlerin alacağı önlemlere bağlıdır... 

  Ne var ki; hükümet ve belediyelerin büyük bir kısmı; temizlik, yol bakımı ve onarımları, tarihi eserlerin bakımı, yeşillendirme, çevre temizliği, trafik düzeni gibi konularda üzerlerine düşeni yapmıyorlar...

  Turizm kenti Girne artık isyanları oynuyor...

  Plansızlık ve programsızlık yüzünden bitmek bilmeyen yol tamiratları yüzünden, trafik akışı sağlanamıyor, zaman zaman bir kilometrelik yol ancak bir saatte aşılabiliyor...

  Bayrama sadece 2 gün kala dün Girne sulu çemberi yakınlarında basit yol çalışması nedeniyle sadece 200 metrelik mesafenin araba ile 45 dakikada aşılabilmesi karşısında herhangi bir mazeretin geçerli olamayacağını herkes anlamalıdır...

  Ayrıca böylesi yoğun bir dönemde yük kamyonlarının, TIR’ların, hatta dozerlerin kent içine giriş ve çıkışlarıyla ilgili saat ayarlamasının yapılmaması tamamen ilgisizliğin bir sonucudur...

  Girne-Çatalköy istikametinde yaratılan dev çemberin de ‘Nobel’ ödülüne aday olmasını önermek doğru bir adım olur...

  Bu kadar büyük bir çember projesini yaratanların ve uygulamaya koyanların tümüne Nobel ödülü mutlaka verilmelidir...

  Girne’den, Acapulco, Elexus, Malpas, Cratos gibi otellere ulaşmak isteyen turistlerin ve vatandaşların isyanlarını duymadan, üstüne üstlük ‘mucize işler’ yaparak trafik akışını daha da rezil etmenin karşılığı bir plaket veya takdir belgesi olamaz...

  İddia ediyorum Nobel ödülü bile bunlara az gelir...

Polis nerede?

 
  Turizm sezonlarında Türkiye’de ve başka ülkelerde ne tür uygulamaların yapıldığını öğrenmek zor değildir...

  Hiç olmazsa yolların temizliği sağlanıyor, yeşillendirme çalışmaları artırılıyor, yaşlı binalar belediyeler tarafından boyanıyor...

  Bizde ise benzeri bir faaliyeti asla göremezsiniz...

  Göremediğimiz bir başka şey de polistir...

  Turist akışının en fazla olduğu bir dönemde dahi yoğun caddelerde, alışveriş merkezlerinin bulunduğu yerlerde olsun polisin görev yapmaması üzüntü vericidir...

  Personel eksikliği evet bir mazerettir...

  Ancak başarının önünde hiçbir mazeret geçerli olamaz...

  Polisin bu konularda daha yoğun bir çalışma içerisine girmesi gerekiyor...

  Hükümetin de hiç vakit kaybetmeden trafik ve turizm polisi konusunda, emeklilere veya gönüllü vatandaşlara yetki verecek önlemler alması gerekiyor...

  Bunu yapabilirler mi?..

  Şahsen pek umutlu değilim...

  Bu tür önlemler için yeni bir ruha, en önemlisi vizyona ihtiyaç vardır...