banner564

İkinci tren de kaçarsa

 Çok güzel bir ülkede yaşıyoruz...
 Değişik kültürlerle tanışmış olan Kıbrıs adasının son sahipleri; yani Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar; bu ülkenin güzelliklerini ve nimetlerini paylaşamadılar...
 Bunun nedeni, Rumların ‘ırkçı’, ‘faşist’ saldırılarıdır...
 Bunun nedeni ENOSIS hayalidir...
 Bir din adamının Cumhurbaşkanı olduğu ülkede dostluk ve kardeşlik ruhunun gelişmesi gerekirken, toplumlardan birinin silahlı saldırılarla yok edilmek istenmesi çok anlamlıdır...
 Silahlı çatışmaların başlaması sonrasında yeni kurulmuş bir devlet 3 yıl gibi kısa bir sürede dağılma noktasına geldi...
 Kıbrıslı Türkler devlet yönetiminden uzaklaştırıldı...
 On binlerce insan; aile yakınlarını ve mülklerini geride bırakarak başka ülkelere göç etti...
 İnanılmaz acılar yaşandı bu ülkede...
 Çocukluk yıllarımız hep korku içinde geçti...
 Analarımız ve babalarımız, evlatlarının canlarını koruyabilmek için büyük fedakârlıklara katlandı...
 Ve kim ne derse desin; bu adada kanlı çatışmaları durduran 1974’teki Türk askerinin müdahalesidir...
 Bunun adına ‘Barış Harekâtı’ denmesinin nedeni, adaya gerçekten barışı getirmiş olmasıdır...
 Son 42 yılda iki toplum arasında herhangi bir çatışmanın yaşanmamış olmasının sebebi, 20 Temmuz’un yarattığı bugünkü güvenlik sistemidir...
 Yani Türk askerinin burada olmasıdır...
 Harekâtın mesajını herkesin doğru okuması gerekir...

Düşmanlık yerine dostluk
 
 Vicdan sahibi hiç kimse silahlı çatışma yöntemini tercih etmez...
 Irkçı düşüncelerle hareket ederek, insanların bir kısmını yok etmeye çalışmak kabul edilebilir bir yöntem değildir...
 Nitekim Rum siyasi liderliğinin 1960’lı yıllarda uyguladığı bu yöntem, 1970’li yıllarda bertaraf edildi...
 Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar; çok uzun yıllar ayrı bölgelerde yaşamak zorunda kaldı...
 Özellikle 1974 ile 2003 yılları arasında iki toplum arasında hiçbir temas olmadı...
 23 Nisan 2003 sabahı uyandığımızda sınır kapılarının kademeli olarak açıldığını ve iki toplum arasında serbest dolaşımın başladığını öğrendiğimiz zaman çok sevinmiştik...
 Sınır kapılarının açılmasından sonraki ilk günlerin heyecanını unutmak mümkün değildir...
 Kuzeydeki mülklerini görmeye gelen Kıbrıslı Rumlar, beklemedikleri bir ilgiyle karşılandılar...
 En güzel şekilde ağırlanırken, karşılarında ‘dostluktan yana’ insanlar buldular...
 Sonra yine araya birileri girdi...
 Yine etrafa düşmanlık tohumları saçanlar oldu...
 Bugünkü Rum Lideri Nikos Anastasiadis de, düşmanca kışkırtmalardan nasibini alan bir muhalefet lideriydi...
 Kıbrıslı Türklerle, Kıbrıslı Rumlar arasında ortak toplantılar düzenlediği için, hem kendisine, hem de partisine mensup kişilere tehdit mesajları gönderildi...
 Birçoğunun araçlarına zarar verildi...
 Bunları yaşayan bir lider olarak Anastasiadis’in şimdiki pozisyonu elbette çok önemlidir...
 Kendi toplumundaki ırkçılara yönelik ciddi önlemler alması kaçınılmazdır...
 Ne var ki; ırkçılık AB ilkelerine aykırı olmakla birlikte, Anastasiadis bu konuda gerekli önlemleri alamadı...
  Tam tersi, bundan 4 yıl önce ‘sadece 100 kişilik bir grup olduğu’ iddia edilen ELAM adlı terör örgütü, siyasal parti maskesi giyerek ve 13 bini aşkın oy alarak parlamentoya girdi...

Barış için çalışmadılar
 
  ELAM’ı dağıtmayarak, daha da güçlenmesine olanak sağlayan Rum liderliği ile Yunanistan’ın son günlerde, garantörlüğü ortadan kaldırmaya yönelik ‘Yıldırım harekatı’ dikkat çekicidir...
KKTC liderliğinin ‘garantiler tabu değildir’ diyerek bu hayati konuyu tartışmaya açması sonrasında Anastasiadis ile Yunanistan liderliğinin yürüttüğü siyaset konusunda bizlerin de söyleyecekleri olmalıdır...
 Irkçı saldırıların devam ettiği bir ülkede, nüfus olarak azınlıkta olan Kıbrıslı Türklerin, Türkiye’nin garantörlüğünü içermeyen formüllere “evet” demesini beklemek hayalcilik olur...
 “Tüm askerler gitmez ve garantiler kalkmazsa çözüm de olmaz” diyen Rum liderliğine birileri artık doğru yolu göstermelidir...
Eğer son fırsat kaçırılırsa, o zaman Kuzey Kıbrıs kendi yolunda yürümeye devam eder...
Daha etkili bir güçlü yönetimle, güneyden daha sağlam bir ekonomi de yaratılabilir; KKTC halkına daha çağdaş bir yaşam ortamı da sunulabilir...
Çaresizlikten kırılmış değiliz...
YORUM EKLE
YORUMLAR
antac ziya
antac ziya - 8 yıl Önce

tebrik ederim cok guzel yorumladiniz turkiyesiz bir anlasmanin bize nelere mal olabilecegni anlamak icin daha dun denilecek kadar yakin olan natonun gozu onunde oldurulen yugoslavlari hatirlamak yeter

banner471

banner473