banner564

Kalbimizin haftası

Dünyada 7-13 Nisan tarihleri kalp haftası olarak kutlanıyor;  seminer ve paneller düzenleniyor.En son tıbbi  gelişmeler paylaşılıyor.

   Kalple ilgili rahatsızlıklar ve kayıplar,  ölüm nedenlerine bakıldığında birinci sırada yer alıyor.

Bu sıra, birincilik ödülü hep kalp hastalıklarına bağlı. İnsanın  kafasına şöyle bir soru geliyor ; bu kadar yıldır geliştirilen tıbbi cihazlar, son model ameliyatlar, binlerce ilaç neden mutlak olarak bu hastalıkların azalmasına neden olmuyor?

    Neden başlanan ilaçlar yıllarca kullanılmak zorunda?

   Sistemik hastalıklara baktığımızda yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol rahatsızlığı olarak tanımlanan hastalıklarda kalp hastalığı görülme riski artıyor. 

   Biz neden sadece ilaçlardan medet umuyoruz ve buna rağmen anlamlı bir sonuç elde edemiyoruz?

   ilaç endüstrisi için çok karlı bir durum!

   Düşünsenize 30 yıllık tansiyon hastasının kullandığı ilaç miktarını ve aidat gibi her ay ilaçlara ödediği paraları. En  önemlisi bu kadar ilaca rağmen bir türlü iyileşemediğini.

    Bu hastalıkları önlemede en önemli  şey koruyucu hekimlik; yani hastalıklar gelişmeden insanlara doğru yaşam şartlarını, doğru beslenmeyi, sağlıklı çevrenin nasıl oluşturulacağını anlatmak.

 

Koruyucu hekimlik önemli

 

   Bunları anlayan ve uygulayan kişi bu kadar hastalığa maruz kalmaz.Koruyucu hekimlik daha anne karnında yani hamilelikten başlanmalı ve bu yaşlılığa kadar sürmeli. Çünkü; bu bir süreç ; siz 40 yıl  sağlıksız besin maddelerini tüketin, sağlıksız bir çevrede yaşayın sonra tansiyon rahatsızlığınız gelişsin, 41 yıl diyete başlayın.

    Mümkün mü 40 yıllık bir sorundan bir anda kurtulmak?

    Ya da tahrip olmuş damarlarımızı bir diyetle  tamir etmek.

    Bu yüzden Sağlık Bakanlığına, hekimlerimize çok iş düşüyor.

   Öncelikli olarak sağlıklı olma koşullarını hastalara anlatmak, sağlıklı gıda önerilerinde bulunmak birinci vazifemiz olmalı. Yani işin sırrı koruyucu  hekimlikte bitiyor. Yoksa hasta gelsin tansiyonu var yaz reçeteyi gitsin .Sonuçta sorun çözülmez.

   En baştan alınacak tedbirlerle önlenebilir.Amacımız sağlıklı bireyler yetiştirmek olmalı...

 

Hormona karşı oluşan dirençler

 

   Bu hastalıklara baktığınızda insulin direnci başı çekiyor...Bu hormona karşı oluşan dirençler nerdeyse tüm sistemik hastalıklarda mevcut. Obezitede,diyabette, yüksek tansiyonda, yıllarca suçlanan ve günah keçisi yapılan kolesterolde...

   Demek ki bu hormonu çözmek ve buna karşı tek başına direnci engellemek bile çok büyük bir adım...

   Fakat birçok kişi pek ilgilenmiyor...

   Meslektaşlarımız bile yıllarca bize anlatılanları, daha doğrusu ilaç firmalarının öngördüğü şeyleri kabul ettiler ve kendi doğruları olarak saydılar.

   Tıp doktoru olan kişiler için en önemli konu bir çalışmanın bağımsızlığı olmalı. Yoksa şu veya bu firmasının sponsorluğunda yapılan bir çalışmanın bir geçerliliği yoktur. Daha doğrusu tarafsız değildir ve mutlaka ki o firmanın ilacı çok iyi sonuçlar verdiği gibi sonuçlar çıkacaktır.

   Önemli  olan tarafsız,  bağımsız ve sponsorsuz yapılan çalışmalardır. Bu çalışmaların öngördüğü sonuçlar çok önemlidir ve gerçektir...

   Siz sağlıklı beslenmeyi çocuklarınıza her aşamada aşılayın...

   Sağlıklı çevreyi yaratın ve çocuklarınızda bu bilinci geliştirin. İlaç almadan önce sorgulayın...İlaç benim sorunumu çözecek mi? Bunları sorgulayın....

   Çok geç olmadan... Siz gerekli tedbirleri tam teşekküllü olarak alın.  Gerisi yaradana kalmış...

   Sağlıklı haftalar herkese...

YORUM EKLE

banner608

banner474