Rum lideri Nikos Anastasiadis, Paskalya nedeniyle çok önemli ve ‘umut verici’ sözler söyledi...
En önemlisi de Akıncı ile arasında Kimyasal uyum olduğunu itiraf etmesiydi...
Kimyasal uyum sözünü hafife almayın...
Elele olmak, göz göze gelmek gibi basit davranışların bile; beyinde aşk molekülü olarak bilinen Feniletilamin artışını tetiklediği belirtiliyor...
Feniletilamin, Amfetamine çok benzeyen doğal bir kimyasaldır...
Aşık olunca iştahın kaybı, uykusuz kalabilme, kalp atışlarının hızlanması, ellerin terlemesi ve zor soluk alıp verme gibi tepkiler beyinde feniletilaminin ve dopaminin yüksek dozda salgılanmasına bağlıdır...
Aşk konusundaki çalışmalarıyla tanınan antropolog Helen Fisher, sevgililerin birlikteyken duydukları heyecanla, birbirlerinden ayrıldıklarında yaşadıkları stresi, ilaç bağımlılarının davranışlarına benzetiyor...
Kimyasal terimleri daha fazla uzatmaya gerek yok...
Güzel bir Pazar gününde mangal keyfinizi bozmayalım...
Anastasiadis’in sözünü ettiği ‘Kimyasal uyumun’ ne kadar önemli olduğunu vurgulamak amacıyla Feniletilamin’den söz etme gereği duydum...
Yoksa ne ilgisi var...
Kimya sınavı yapacak değiliz ya...
Petrol hangi alana giriyor?.
Anastasiadis’in açıklamaları arasında ‘Kimyasal uyum’ yanında bize göre bir ‘uyumsuzluk’ ifadesine de rastlayabilirsiniz...
Bizim taraf “Çıkacak doğal gaz ve petrolde Kıbrıslı Türklerin de hakları vardır. O nedenle çözüm öncesinde Kıbrıslı Türkleri dışlayan girişimler yapılmasın” diyor...
Anastasiadis ise doğal gaz konusunun ‘egemenlik alanlarında olduğunu’ belirterek bunun tartışmasını bile yapmayacağını belirtiyor...
Ve hiç korkmadan, üçüncü tur ihale için adım atıyor...
Doğal gaz konusu müzakerelerin bir parçası değilse, çözümden sonra hakkımızın ne olacağını bizlere kim söyleyecek?..
Ve bugüne kadar, çözüm olması halinde doğal gazdan gelecek para ile herkesin zenginleşeceğini iddia edenler, müzakere sürecinde Rum tarafı ile bu konuyu niye ele almıyorlar?..
Neden ortaya herhangi bir şart sürmüyorlar?..
Kimyasal uyum içinde doğal gazın olmaması tuhaf değil midir?..
Üçlü anlaşmalara devam
Silah, gaz, petrol...
Bunlar Anastasiadis’in ‘kimyasalları’ arasındadır...
Ancak hiçbirini Türk tarafı ile müzakere etmiyor...
Doğal gaz konusunda üçüncü ihaleye çıkıldı...
Mısır ve İsrail ile ‘Stratejik Anlaşmalar’ yapıldı...
Buradan çıkacak gazın en ucuz ve en hızlı şekilde Avrupa’ya nakledilmesi ancak Türkiye üzerinden mümkün olabiliyor...
Buna karşın, transit merkezinin Yunanistan olması konusunda aylar öncesinden anlaşmalar yapıldı...
Ve iki yüzlü AB yetkilileri, bunu onaylayarak, gerekli teknik hazırlıklar için 2 milyon Euro’luk ödenek verdi...
Anastasiadis, önemli bir kimyasalı bizden ve Türkiye’den koparırken; ne Kuzey Lefkoşa’dan, ne de Ankara’dan en ufak bir tepkinin verilmemesi ilginç değil mi?..
Yine bu ‘kimyasal uyum’ sürecinde Güney Kıbrıs ile Yunanistan, Mısır ve İsrail arasında ‘Ortak Savunma’ anlaşmaları imzalandı...
Rum Hükümet Sözcüsü’ne göre; benzeri anlaşmalar önümüzdeki aylarda Ürdün ve Lübnan ile de yapılacak...
Böylece, Türkiye’nin çevresindeki ülkeler; Rum tarafı (veya Kıbrıs Cumhuriyeti) ve Yunanistan ile ‘ortak savunma’ içinde yer alacak...
Gidişat mükemmel...
Kimyasal uyum mükemmel...
Bunun üstüne bir de kömür yakarsak...
Kebaplar pişer, mideye iner...
Hayırlı pazarlar...
