banner564

Kusurlu ürünler teslim edilirken ne yapılmalı

Aldığı bir ürün veya hizmette kusur olduğuna inanan tüketiciler ilk önce doğal olarak ürünü veya hizmeti satın aldığı yere gider. Şikâyetini dile getirir. Eğer satın alınan bir mal ise, satıcı bu malı  teslim alırken mutlaka bir teslim belgesi ile alması gerekir. Şikâyetçilerin de mutlaka böyle bir belge istemesi gerekir. Bu her iki taraf içinde avantajları olan bir uygulamadır. Satıcı için kusurlu olduğu iddia edilen mal ile ilgili yapılanların kayıt altına alınması, ileride sorun çıktığında geçerli bir kanıt olarak sunulmasını sağlar. Hele yüzlerce, belkide binlerce mal satan işletmeler için kurumsal hafıza olaması bakımından bu daha önemli bir unsur. O işletmede çalışanlar gelir geçer ancak kayıtlar baki kalır. 
Alıcı için ise, aldığı malı garanti süresi içerisinde satıcıya götürdüğünün ve söz konusu kusurlu malla ilgili yapılanların neler olduğu konusunda değerli bir belge yani kanıt olması bakımından önemlidir. Bir mal kaç defa tamire verildiyse o kadar belge olmalıdır. Tüketicilerin buna dikkat etmesinde yarar var. Atalarımız bu konuda “söz uçar, yazı kalır” demişler. Bu olguyu her zaman aklımızdan çıkarmamamız gerekir.
Bu hafta sizlere bir tüketicinin, hem üretici hem de showroomu olan bir mobilya mağazasından yatak odası takımı satın alma ile ilgili olayını anlatacağım
Tüketici, satın aldığı yatak odası takımının evine getirilip montajının yapıldığını, montaj bittiğinde, dolaptaki pantolon asma bölümünün eksik olduğunu, yatağın başlığının üstündeki lambaların yanmadığını ve elektrik tesisatının yapılmadığını, makyaj masası ve sandalyesinin getirilmediğini, bunların yaklaşık maliyetinin yaptığı araştırmaya göre 950 TL tutarında olduğunu, defalarca aramasına rağmen satıcı firmanın ilgilenmediğini ve mağdur olduğunu belirtmiştir.
Şikâyetçinin Hakem Heyetimize yazılı başvurusu alındıktan sonra, satıcı firmaya savunma yapması için şikâyet dilekçesinin bir kopyası resmi bir yazının ekinde gönderilmiş, ancak bir cevap alınamamıştır. Daha sonra duruşma günü belirlendiğinde bir hafta önce satıcı firmanın yasal kayıtlı adresine, firmanın bir çalışanına imza karşılığı duruşma günü tebliğ edilmiştir.
Duruşma günü şikâyetçi hazır olmasına rağmen, satıcı firma yasal usullere uygun tebliğ yapılmasına rağmen katılmamıştır. Hakem Heyetimiz satıcının gıyabında şikâyetçiyi dinlemiş, karşı tarafın kendini müdafaa etmeye bile gerek görmediği doğrultusunda bulgu yapılarak şikâyetçinin sunmuş olduğu olguları kabul etmiş, firmanın şikâyetçiye 950 TL ödemesine ve montaj tarihinden itibaren tamamen tediye tarihine kadar yasal faiz ödemesine karar vermiştir.
Burada nedeni ne olursa olsun geçerli bir mazereti olmayan ve kendini müdafaa etmeye bile gerek görmeyen firmaların çok dikkat etmesi gerekir. Hakem Heyetinin verdiği kararlar mahkeme hükmündedir. Bu olgudan haberi olmayan veya haberi olsa bile önemsemeyen firmalar kendini savunmayarak belki de kazanabilecekleri bir duruşmayı baştan kaybetmektedirler. 
Hakem Heyetimiz şikâyet eden ve edilen tarafları büyük bir dikkatle dinlemekte ve tarafsızlık ilkesi gereğince bağlayıcı kararlarını vermektedir. Yani, “tüketici her zaman haklıdır” diye bir prensip Hakem Heyetinde geçerli değildir. Tüketicilerin ve satıcıların rahatça kendilerini savunduğu yasal bir platformda olduklarını bilmeleri gerekmektedir.
Son söz olarak tüketicilerinde, satıcılarında Hakem Heyetine başvurmakta ve savunmalarını yapmakta tereddüt etmemelerini önemle tavsiye ediyorum.
YORUM EKLE

banner471

banner474