banner564

O zaman iki devlet

   Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Mısır, Doğu Akdeniz’de petrol ve doğal gaz konusunda ‘işbirliği’ kararı aldı...
   O Mısır ki; 1978 yılında uçak kaçırma meselesi yüzünden Larnaka Havaalanı’na komando birliği indirmiş, Rum Milli Muhafız Ordusu tarafından açılan ateş sonucu 18 askerini yitirmiş, ardından Güney Kıbrıs ile ilişkilerini kesmişti...
   Uzun yıllar Türkiye ile dostluk ilişkisi içinde olan Mısır’ın 180 derecelik dönüşünün ana nedeni kuşkusuz General Sisi’nin silahlı darbe ile sivil yönetimi devirmesidir...
   Türkiye bu darbeye karşı çıktığı için, Mısır da Rumlara ve Yunanistan’a yaklaştı...
   Gerçekten ilginç bir durum...
   İstedikleri kadar yakınlaşabilir, koklaşabilirler...
   Fakat; Kıbrıs’ın çevresindeki deniz altı zenginliğine üçlü veya beşli ittifaklarla el koyamazlar...
   Çünkü; yeraltı zenginliklerinde Kıbrıslı Türklerin de ‘eşit’ düzeyde hakkı vardır...
   Eğer bu hakkı yok etmeye kalkışırlarsa, sonucunu kestiremeyecekleri bir gerginliğin sorumlusu olacaklarını şimdiden onlara hatırlatmamız gerekiyor...
  Türkiye ve KKTC yeni bir gerginlik, ya da sıcak bir çatışma yanlısı değildir...
   Ancak; haksız saldırılar karşısında başını eğmesini beklemek de aşırı saflık olur...
Kartlar masaya konmalı
   Gelinen noktada, Güney Kıbrıs-Yunanistan-Mısır işbirliğine karşı, Türkiye’nin de garantör ülkelerden İngiltere ve ABD ile bu konuyu masaya yatırması gerekir...
   Ayrıca Birleşmiş Milletler de bundan sonraki süreç konusunda yeni bir değerlendirme yapmalı ve tarafları ciddi bir şekilde uyarmalıdır...
   Siz “bu taraf bana aittir, kimse karışamaz” diyorsanız, o zaman “bu taraf da bizimdir ve kimse buna karışamaz” derler...
   Yani iki bölge, iki ayrı devlet konusu kalıcılaşır...
   Böylesi bir durumda, Kıbrıs’ın yeniden bütünleşmesi yerine, ayrılığın onaylanması konusunda referanduma gidilir...
   Güneyde kalan Türk mülkleri ile kuzeyde kalan Rum mülkleri takas edilir...
   Aradaki farkın parası uzun bir vade konularak hak sahiplerine ödenir...
   Eğer Rum tarafının ve Yunanistan’ın amacı bu değil ise, o zaman ateşle oynamaktan vazgeçilir ve herhangi bir şart koşmadan masaya dönülerek müzakereler sonuçlandırılır...
   Bu saatten sonra müzakereler için de bir takvim konmalıdır...
   Rum tarafı çözümden yana ise takvime karşı çıkmaz...
   Müzakerelerden sonuç alıncaya kadar masadan kalkmamayı kabul eder...
   Doğal gaz aramalarını çözüm sonrasına erteler...
   Bunları kabul etmiyorsa, o zaman bölünmüşlüğün kalıcılaşması kaçınılmazdır...
   Savaşın ne olduğunu ve ne büyük acılar getirdiğini bilen insanlar olarak; uzlaşıcı formüller üretilmesinden yanayız...
   Ya birleşiriz, ya da ayrı ama ‘iyi komşular’ olarak yan yana yaşarız... 
YORUM EKLE

banner608

banner473