banner564

Sevenler, sevilenler, üzenler ve üzülenler

  Bugün sevenler ve sevilenler için anlamlı bir gün...
  Eşinize, arkadaşınıza, çocuğunuza, kardeşinize, hatta kedi ve köpeğinize olan duygularınızı yüksek sesle ilan edebilirsiniz:
  “Seviyorum”...
  Kuşkusuz; sevgiyi belli etmek veya haykırmak için mutlaka 14 Şubat’ı beklemek gerekmiyor...
  Sevgiyi sadece erkek ve kadın arasındaki duygular veya bir ilişki olarak da görmemek gerekiyor...
  İnsanın eşi, arkadaşı olmasa da mutlaka seveceği birileri vardır...
  Hepsinden önemlisi ‘insan olan’ tüm insanları ve hayvanları sevebilmektir...
  Tek başına “seviyorum” sözcüğü yeterli değildir...
  Sadece ‘özel günlerde’ bir hediye almak veya güzel bir akşam yemeği yemek de ‘sevgiyi ıspatlayan’ bir durum değildir...
  Özel gecelerde lüks otel veya restoranlarda şarap bardaklarını ‘çın çın’ yapan, gerçekte sevgisi yıpranmış, yaralanmış, hatta parçalanmış çok insan var...
  Ama dışa yansıyan görüntü bu değildir...
  Neyse; sevgiden ve 14 Şubat’tan bahsederken, piyasanın durumunu görmezlikten gelmek söz konusu olamaz...
  Diyalog Medya muhabirleri son bir hafta içinde çok sayıda mağaza sahibi ile görüşerek, işlerin gidişatını sordu...
  Kuyumculardan başlayalım:
  “Bundan 10 yıl öncesine kadar eşine veya sevdiğine 50 bin liraya pırlanta alanlar vardı... Bu yıl 5 bin liralık hediye satamadık”...
  Konfeksiyonculara bakalım:
  “Özel gece için elbise alanların sayısı çok azaldı... Beş yıl öncesine göre işler yarının da altına düştü...”
  Kuaförler iyi çalıştı...
  Bazıları ‘taksitli uygulamanın’ kendilerine yarar sağladığını söyledi...
  Peki yurt dışı seyahatleri?..
  Acente yöneticilerine göre, bu yıl sevgililer günü nedeniyle yurt dışına gidenlerin sayısı yok denecek kadar azaldı?..
  Peki neden böyle?..
  İnsanların alım gücünün azalması...
  Gelecek belirsizliği...
  Ve hayat pahalılığı...
  Bunlardan en önemlisi herhalde gelecek belirsizliğidir...
  Kıyıda, köşede üç-beş kuruşu olanlar “Bakalım ne olacak?” düşüncesiyle harcama yapmaktan kaçınıyor...

Kritik bir süreçteyiz
  Ülkemiz ve tek destekçimiz olan Türkiye kritik bir süreçten geçiyor...
  Türkiye’nin doğusunda savaş var...
  Türk tankları dün Suriye’ye top atışı başlattı...
  Suudi Arabistan’a ait F16’lar da İncirlik’te...
  Türkiye’ye sığınan Suriyeli göçmen sayısı 3 milyona, harcanan para ise 10 milyar dolara ulaştı...
  Ortadoğu yeniden şekillenirken, Türkiye de bu gelişmelerden nasibini alıyor...
  Ve Kıbrıs’ta müzakereler devam ediyor...
  Rum liderine göre mülkiyette neredeyse sona gelindi...
  Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da dünkü görüşme sonrasında önemli ilerlemelerin olduğunu doğruladı...
  Avrupa Parlamentosu, Türkiye raporunda Kıbrıs sorununun 2016’da çözüleceği beklentisini dile getirdi...
  Peki bu çözüm nasıl olacak?..
  Hangi bölgeleri boşaltacağız, boşaltılan bölgelerin insanları nerede yaşayacak, ne iş yapacak?..
  Türk kontrolünde kalan mülklerle ilgili kriterler nelerdir?..
  Garantörlük meselesi nasıl sonuçlanacak?..
  Bunların önümüzdeki günlerde veya haftalarda kamuoyuna açıklanacak bir noktaya geleceği belirtiliyor...
  Bekleyip, göreceğiz...
  Geleceğimizi güvence altına alacak bir anlaşmaya her zaman destek verdik, yine vereceğiz...
  Kıbrıs Türk halkı açısından en önemli sorun Türkiye’nin garantörlüğünün devamıdır...
  Bir ikincisi de oturduğu mülkün korunması veya tazmin edilmesi...
  Bunlarda uzlaşı sağlanırsa, çözüme “evet” kolaylaşır...

Aşk şarkıları sizin için
  Sevgiden başlayıp, Ortadoğu’daki çatışmalara, Suriyeli sığınmacılara ve Kıbrıs sorunu gibi ciddi konulara geldik...
  Bir nefes aldıktan sonra yeniden sevgi ve aşkla bağlantılı bir konuya geçelim...
  Bugün Diyalog Medya Grubu bünyesindeki Radyo Diyalog’un birinci kuruluş yılıdır...
  İçimizde insan sevgisi olduğu için radyomuzun yayınlarını bir yıl önce böylesi anlamlı bir günde başlatmıştık...
  Diyalog TV’nin geçtiğimiz Çarşamba günü RTÜK’ün yanlış bir kararı ile karartılmasının üzüntüsünü henüz üzerimizden atmış değiliz...
  Bugün 4’üncü gün oldu karartma devam ediyor...
  Yanlışlığın düzeltilmesi için 3 gün daha beklemek zorunda olduğumuzu söylediler...
  Sabırla bekleyeceğiz...
  Dolayısıyla bugün bir sevinci yaşarken, bir yandan da televizyonumuzun karartılmasının üzüntüsünü yaşıyoruz...
  Hüzün ve mutluluk bir arada olur mu?..
  Oluyor işte...
  Üzüntümüzü paylaşmaya devam eden ve yayınlarımızı sabırsızlıkla bekleyen halkımıza bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz...
  Telefonla arayan ve dün bir açıklama yaparak böylesi bir karartmanın kabul edilemez olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya, telefonla arayıp üzüntülerini dile getiren UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün ile TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit’e, mesaj gönderen UBP Lefkoşa milletvekili Ersin Tatar’a da teşekkürlerimizi sunuyoruz...
  İnsanlar sevgisiz yaşayamaz...
  Sevenlerin kıymetini iyi bilelim... 
YORUM EKLE

banner471

banner474