Sayın Yetkili, Ben tecavüze uğramış bir KKTC vatandaşıyım.

Öyle ki memlekette dağ gibi sorunlar var iken;  hükümet-meclis-sivil toplum örgütleri-aydınlar ve medya, 40 sene evvel savaş sırasında birilerinin tecavüze uğrayıp-uğramadığını tartışıyor. 

Oysa bu memlekette hemen her gün,

• Trafik kazasında insanlar ölüyor,

• Uyuşturucu batağına her gün yeni gençler düşüyor,

• Kumardan ötürü her gün aileler dağılıyor,

• Binlerce gencimiz işsizlik yüzünden bunalıma giriyor,

• Çocuğuna süt parası bulamayanlar hırsızlık suçu işliyor,

• Kendi ellerimizle yaşadığımız çevreyi mahvediyoruz,

• Güzel yerler hızla betonlaşıyor,

• Gelecek beklentisi olmayan bireyler yetiştiriyoruz,

• Mahkemeler boşanma davalarından iş yapamaz hale geldi,

• Toplum olarak cinnet geçirmenin eşiğindeyiz,

• Belediyeler hızla batma noktasına doğru gidiyor,

• Ülkeye gelen yabancı yatırımcı illallah çekiyor,

• Tek umudumuz öğrencileri kendi ellerimizle kaçırmaya çalışıyoruz,

• Hastaneden sağlam deyip evine gönderdiğimiz insanlar ölüyorlar,

• Kanser yüzünden hemen her gün biri ölüyor,

• Trafik işaretlerimiz yollarda eksik, sokak lambalarımız düzenli yanmıyor,

• Ada’ya tek ulaşım aracı olan uçak fiyatları altın fiyatlarını geçti,

• Dünya 2015’te ekonomik krize hazırlanıyor, biz ne önlem aldık?

• İşsizlik yüzünden her gün bir işyerimiz kapanıyor,

• Yollardaki çukurlardan ötürü yepyeni arabalarımız hurdaya dönüyor,

• Döviz aldı başını gidiyor, çok yakında döviz zedeler oluşacak,

• İş insanları tefecilerin elinde eziliyor,

• Bürokrasi her geçen gün artıyor,

• Kamu düzeni diye bir şey kalmadı,

• Kalp ve şeker hastalığında dünya liderliğine gidiyoruz,

• Liseyi bitiren öğrencilerimiz TR’de sınavlarda sıfır çekiyor,

• ÖSYM’de Türkiye illeri içinde sonuncusuyuz,

• Hayvanlarımız hastalıktan ölüyor, 

• İthal ettiğimiz arpa-buğday hastalıklı,

• Narenciye gibi dev bir sektör bitme noktasına geldi,

• Üreticinin anası her gün ağlıyor,

• Hellimi Rumlara kaptırmak üzereyiz,

• Adalet sistemimiz çöktü, geç gelen adalet adalet değil,

• Memlekete bin bir zorlukla getirdiğimiz turist çişini yapacak yer bulamıyor,

• Tur şirketleri otobüsleri park edecek yer bulamıyor,

• Mecliste yasalar bir türlü geçmiyor,

• Vatandaşlık meselesini bir yıldır çözemedik, insanlar mağdur,

• Kimlikleri yenileyemedik,

• E devlete geçemedik,

• Milli havayolunu kuramadık,

• Spor kulüplerimizin sorunlarını aşamadık,

• Üreticinin önüne her türlü engeli koymaya devam ediyoruz,

• Alternatif enerjiye geçemedik,

• Bir bendin içindeki suyu bile kontrol edemedik,

• Bir polis müdürünü atamasını gerçekleştiremedik,

Şikâyetçiyim, bana her gün bu ülkede bunca sorunla yaşamak zorunda bırakanların, 40 sene evvelsini tartışmasından, konuşmamız gereken GERÇEK GÜNDEMİ saptırmalarından ve gerçek GÜNDEME TECEVÜZ ETMELERİNDEN ŞİKÂYETÇİYİM…  

Alihan Pehlivan  

 

 MESAJLAR

Dr. Derviş EROĞLU: Önceki günü Girne’de geçirdikten sonra dünde Lefkoşa’da önemli isimlerle bir araya geldiniz. Giderek tempoyu arttırıyorsunuz.

Dr. Sibel SİBER: Çok şükür mecliste bütçe maratonu bitti. Zira her gün boş meclisi TV’lerin göstermesi sizi epey zora sokacaktı. Artık sizde sahaya inebilirsiniz. 

Mete TÜMERKAN: Dün BRT çalışanlarının başına gelenleri üzüntü ile öğrendik. Arkadaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz. Bu arada BRTK’nın 51. Yaş günü için önümüzdeki hafta resepsiyon
verecekmişsiniz. 

Dr. Ramdan KAMİLOĞLU: Sonunda göze geldiniz işte. Sağ gözünüz fena halde mikrop kapmış, geçmiş olsun. Cumartesi günü size zeytin dalı getirip tütsüleyeceğim. 

Dt. Ünal ÜSTEL: Dün sabah önce Girne’de sonra Gönyeli’de sonra Kaymaklı’da öğlen Güzelyurt’ta öğleden sonra Lefkoşa’da görüldünüz. Hayırdır, aynı günde kaç mekan değiştiriyorsunuz. 

Kadri FELLAHOĞLU: Selden sonra bölgeye gittiniz ama kimseye seslenmediniz. Oysa bölge için epey ter dökmüştünüz zamanında. 

Aral DOĞU: Son imajınızla dizideki şehzadelere benzemişsiniz. Hani fena da durmamış sakallar. 

Dr. Bülent DİZDARLI: Yaka kartınızda 20 sene önceki fotoğrafınızı gören hastalar bir karta bir size bakıyorlarmış. Bence değiştirmenin zamanı geldi de geçiyor bile. 

Zerrin GÜRLER: Yeni ofisiniz hayırlı ve uğurlu olsun. Kartal Harman ile birlikte en kısa sürede hayırlı olsuna geleceğiz. 

Ahmet BENLİ: Gönyeli çemberini ışıklandırdınız ama nasıl bir dizayn verdiniz biz anlayamadık doğrusu. Öyle acayip bir şekil çıktı ortaya. 

Hüda HÜDAVERDİ: Şu imza işi ne zaman olacak? Bak sırf bu yüzden muhalefet vekillerin bile diline düştünüz. 

Gülseren VURAL: İlk kez bu kadar güzel turuncu gül gördüm desem. Evinizin bahçesi gül bahçesi olmuş, ne hoş. 

Tülin BEROVA: Yalova’dan gelen gül fideleri tutmuş ve filiz vermişler. Bakalım bahara ne renkte güller açacak bahçenizde. 

İbrahim KATMER: Çok kıymetli Ananenizi kaybetmişsiniz. Merhumeye Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz.  

Ali RUHLUEL: Telefon kartınız bozulunca telefon defterindeki tüm numaraları kaybetmişsiniz. İyi bir ders olsun size. Ara sıra kartınızı kopyalattırın telefoncunuza. 

Halit BAĞMAN: Uzun bir süredir bıraktığınız sakalları kestirip bir güzel traş olmuşsunuz. Damat gibi olmuşsunuz gene. 

Emre DİNER: ATV ve A Haberde her geçen gün başarılı haberlere imza atmaya devam ediyorsunuz. Bu arada Lefkoşa’daki yeni ofiste hayli güzel olmuş diyorlar. 

Ersin TATAR: Dün mecliste konuşma rekorunu siz kırdınız her halde. Beş saat kadar kürsüde kaldığınız, günün rekoru sizde. 

Aysın KARADERİ: Gazetecilere kapak olsun dediniz ama hükümet öyle bir karar aldı ki size kapak oldu galiba. Keşke şu kapak işine hiç girmeseydiniz. 

 GÜNÜN SÖZÜ

“Bu gidişat iyi değil. Yarın Zorlu Töre destekçileri de meclise gelip slogan atsa ve pankart açsa ne olacak? "Cicciolina Derya" buraya deseler hoş mu karşılanacak? Yoksa "Faşistler meclis bastı!" diye haber mi yapacak gazeteler? Meclis yolgeçen hanına dönmüş... Yazık ki çok yazık!” 

Aktaç Atai