Değişime ve gelişime tamamen kapalı bir toplumuz, bu kesin!
Her adımı tepkiyle karşılıyoruz… Aynen Türkiye’den gelen su konusunda olduğu gibi…
Yahu, çeşmelerden su akmıyor, aküferler boşalmış, NASA “Son 50 yılın en kurak yılındasınız” diyor…
Su 5 yıllık bir serüven sonrası Geçitköy barajında bekliyor… Ve nihayet imzalar atıldı… Bugün yarın su Gönyeli, Lefkoşa ve Lapta’nın bir kısmına verilecek… Sonra da alt yapılar tamamlandıkça ülke geneline yayılacak…
Aylardır “Tamam da fiyatı ne olacak?” diye sorup durduk…
Ben ilk günden beri söylüyorum, “Fiyat ne olursa olsun, bu tatlı su çeşmeden aktığı gün, her şey daha güzel olacak.”
Ve nihayet eli kulağında…
Tatlı, arıtılmış ve içilebilir suyun belediyelere veriliş fiyatı 2.30 TL... Belediyeler de masraflarını koyacak… Belediyeler Birliği Başkanı Ahmet Benli’nin Diyalog TV’de açıkladığına göre en az 4 TL de belediyelerin koyması lazım…
Bence rakam biraz fazla ama olsun! Yani 6,5 TL tonu olsun…
Şimdi buna “Çoktur” diyenler için bazı örnekler vereceğim…
Asbestli borulardan aldığımız suyla kanser oluyoruz canım kardeşim… Sonra da birikmişimiz ne varsa, hatta borçlanıp tedavi olmaya çalışıyoruz… Bir kere bu olay ortadan kalkacak… Canın için harcadığın her kuruş cebinde kalacak… En önemli gördüğümü en başa yazdım…
Devam edelim…
Zaten memlekette su yok, tankeri arıyorsun, tankercinin keyfini bekliyorsun, hatta zaman zaman susuz kalıyorsun ve aldığın “kalitesiz” suyun tonuna da 15 ile 25 TL para ödüyorsun…
Şimdi sana Sayın Başkan Benli’ye göre suyun tonu 6,5 TL’ye gelecek… Çok mu? Bence değil!
Peki buna ek olarak içmek için damacana alıyorsun… 18 litresine 4 ile 6 TL arasında para ödüyorsun… Burada içilebilir suyun litresine değil TONUNA 6,5 ödeyeceksin (Ki bana göre 6,5 rakamı abartılarak söylenmiş bir rakam) Çok mu?
Biliyoruz ki çok değil…
Muhalif olma huyumuzu bir tarafa bırakır, “Türkiye suyumuzu da aldı” demagojisini de atlatabilirsek, hayat kalitemizin nasıl artacağını görebiliriz…
Yıkandığını anlayacaksın… Başına koyduğun şampuan köpürecek…
2-3 ayda bir bozulan çamaşır makinene ödediğin onca para cebinde kalacak…
Hatta bulaşık makinesi iyi yıkasın diye ekstradan aldığın birçok madde için ödediğin paralara da gerek kalmayacak…
Olaya bir siyasi kılıf aramaksızın bakabilsek keşke…
“Belediye faturaları katlanacak” diye endişe edenler var… Bakın söylüyorum, alın elinize belediye faturalarını ve suya ödediğiniz rakama bakın…
Suya ödediğiniz rakam zaten komik!
Rakamların yükselmesinin sebebi faturalardaki ekstra vergiler (Kanalizasyon, çöp vs…)
Suya her ay 20 TL ödüyorsan hadi bu taş patlasın 50 olsun…
20-30 TL için hayat kalitemizdeki bu denli olumlu değişikliğe neden olacak bir olaya hayır mı demeliyiz?
Bir de “belediyeler batacak” söylemi yok mu… En komiği de bu geliyor bana… Sanki belediyelerimizin durumu süper?..
Kardeşim bizim belediyelerimiz zaten batak!
Kaldı ki; belediyeler zaten kendi masraflarını 2.30’un üzerine ekleyecek… Yani ne değişecek de bu belediyeler batacak bir türlü anlayabilmiş değilim…
Bu konuya muhalefet eden Sayın Ahmet Benli’yi de dinledim, Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı’nın sosyal medyada yazdığını da okudum ama kusura bakmasınlar eleştirilerinden bir mana çıkaramadım…
Gerçek şu ki; susuzuz…
Ve su artık çeşmelerimizin ucunda…
“Aman belediyelerin personeli ne olacak” gailesiyle sağlığı ve kaliteli bir yaşamı feda etmeyeceğiz!
Kısacası, at şu siyaset gözlüğünü bir tarafa ve suyun tadına var!
Ben dün bir belediyenin akıllı sayçları ve yüzelli tl yatırdım karta kırk sekiz ton su yüklendi nasıl olurda şilayet ederler ederler çünkü devletten beleş alırlar halka fahiş fiyatlara satarlar bağırmaları bundandır yani c belediye üç tl tonundan daha gazlaya sarar