Neyse aradan 20-30 yılı aşkın bir zaman geçti ve taktir i ilahi , benim de arkadaşımın da evlenip ailelerimizi bir birimize yakın mahallelerde kurmamıza neden oldu .Tabi ki ,o arkadaşım belki ailesi ekonomik olarak fakirdi fakat kardeş sayısı yönünden pek de öyle değildi . Yanılmıyorsam 6-7 kardeşti, ben se 2 kardeş .O arkadaşımın her ne kadar da durumu iyi olmasa da Güney göçmeni olmaları nedeni ile devletin kendilerine verdiği 1-2 dönümlük arazinin içerisine , zaman içerisinde neredeyse tüm kardeşler birer arsa alarak evlerini kurmuşlar. Tahmin edersiniz , 6-7 aile ve en azından 1-2 şer çocuk, yaklaşık 25-26 kişilik bir yakın yeğenler vs. Benim ilk oğlum doğup da 4-5 yaşlarına geldiği zaman evimin önünde tek başına çok sıkılıyordu çünkü ,bilirsiniz , geldiğimiz bu zaman itibarı ile çocukları artık sokaklara pek de salamıyoruz, eskisi kadar güvenli olmadığı için. Neyse oğlumun bu evde tek başına sıkılmaları ve bunu sık sık dile getirdiği o günlerde hakikaten çok üzülüyordum. Bir gün gözüm bu bahsettiğim arkadaşımın kardeşleri ile birlikte oturduğu sokağa takıldı. O sokakta tam 8-9 tane çocuk kimileri top oynayıp maç yapıyorlardı , kimileri ise birlikte bisiklet yarışı yapıyordu ve hakikaten çok mutlu ve güvenli gözüküyorlardı .Bir anda aklıma “ nerde birlik orada dirlik “ ,”bir olmalıyız diri olmalıyız “ sözleri geldi. Yani uzun lafın kısası , öyle zenginlikler gizlidir ki yoksullukta, göremez ancak yaşarız doya doya.
Değerli arkadaşlar, dayanışma, sırtını güvenle dayayacağın insanların günlük hayatındaki sayılarının çokluğu çok önemli bir özgüven unsurudur diye düşünüyorum.
“BU TOPRAKLARDA KÖK SALAN GELECEKLERİMİZİN GÜN GEÇTİKÇE ARTMASI DİLEĞİ İLE …