EOKA adlı Rum terör örgütünün 1 Nisan 1955’te faaliyete geçmesinden sonra Kıbrıs adasında yaşananların ‘çok anlaşılır’ bir şekilde ‘tarafsız bir yazar’ tarafından kaleme alınması son derece önemlidir…
   EOKA önce İngiliz Sömürge İdaresine karşı savaş açmıştı…
   Beş yıllık süreçte çok sayıda İngiliz askeri öldürüldü…
   Sonrasında, yani 1960’ta ‘İki toplumlu’ Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu…
   Devletin ilk Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios oldu…
   Bunun anlamı ‘dinin siyasete alet edilmesi’ değil midir?..
   Aynen öyle oldu…
   Ortodoks Rumları etkileyen ve yönlendiren kilisedir…
   Dolayısıyla bir din adamının Cumhurbaşkanı olmasına itiraz etmediler…
   Sadece ‘ortak devlet’ kurulmasına karşı çıkıldı…
   Makarios Londra’dan dönüşte ‘ortak devleti’ eleştirenlere şu sözlerle yanıt vermişti:
  “Bu ortaklık bizi ENOSİS’e götüren yoldur…”
   Ana hedef adanın Yunanistan’a ilhak edilmesiydi…
   O yüzden de 3 yıl gibi kısa bir süre içinde EOKA’nın başlattığı silahlı saldırılar sonucunda ortaklık sona erdi…
   Bu kez çok sayıda Kıbrıslı Türk hayatını kaybetti…
   Binlerce insan köyünü, evini terk etti…
   Küçük çocuklar ve aileler aylarca havasız sığınaklarda barındırıldı…
  
Hedef değişti mi?..

   İyi güzel de…
   Şimdi birileri karşımıza çıkıp “EOKA tarih oldu” diyebilir… 
   Gerçekten öyle mi?..
   Yoksa EOKA’nın görevini ELAM mı üstlendi?..
   Yeni bir ortaklık için müzakerelerin başlaması arifesinde bunları tartışmak ve Kıbrıslı Rumların tepkisini ölçmek durumundayız…
   Müzakerelerin sonucunda hedef ‘çatışmasız bir ortaklık’ mı?..
   Yoksa yeni bir plan üzerinde ‘sinsice’ ilerlemek mi?..
   Bizler ‘iyi dostluklar üzerinde kurulacak’ yeni bir ortaklığa varız…
   Ancak can ve mal güvenliğimizin garanti altında olmasını istiyoruz…
   Herhangi bir terör örgütünün bu güzel adayı yeniden kana bulamasını engelleyecek ‘güçlü garantiler’ talep ediyoruz…
   Bizim gibi iyi niyetli olduklarını göstermeleri halinde yeni bir ortaklık neden olmasın?..

Türkiye’nin mesajı

   Gelelim 1 Nisan 1955 EOKA’nın kuruluş yıldönümünde Türkiye’nin, Kıbrıslı Rumlara ve dünyaya vermiş olduğu 2 önemli mesaja…
   Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay’ın tam da 1 Nisan günü adaya gelmesi bir tesadüf değildir…
   Uçaktan iner inmez Güvercinlik köyüne gitmesi ve burada yeni bir sanayi bölgesinin kurulacağı yönünde mesaj vermesi son derece önemlidir…
   Türkiye bu hareketiyle Kıbrıslı Rumlara şu mesajı veriyor:
   “Bakınız 2004’te Annan Planı referandumunda çözüme destek verseydiniz bu bölgeler size iade edilecekti. Yine uzlaşmaz olursanız buralarda Türk fabrikalarının bacalarından yükselen dumanları göreceksiniz…”
  İkinci mesaj ise TRT’nin hazırladığı belgeselin 1 Nisan akşamı yayınlanmasıdır…
  Bu satırları yazarken belgeselin içeriğinden haberimiz olmadı…
  Üzücü bir durum mu?..
  Evet üzücü…
  Ama bize yönelik kısmını bir kenara bırakırsak, Rumlara aynı gün içinde ikinci bir mesajın verilmiş olduğunu söyleyebiliriz…
  Bunun anlamı ise şudur: 
  “Geçmişte yaptıklarınızı unutmadık, unutturmayacağız. Ve Kıbrıslı Türkleri koruma görevini sürdüreceğiz…”   
  Herkesin bu iki önemli mesajdan çıkaracağı dersler vardır…