banner564

2021‘zor bir yıl’ olacak

  Dünyanın hemen tüm ülkelerinde ‘Coronavirüs’ belası yüzünden üzücü olayların yaşandığı bir yılı geride bıraktık...
  KKTC’de ölüm vakalarının çok az olmasına karşın, ekonominin dibe vurduğu, binlerce insanın işsiz kaldığı bir yıl yaşandı...
  Dövizdeki yükseliş ve giderek artan işsizlik, borçlu insanların tümünü olumsuz yönde etkiledi...
  Giderek derinleşen ekonomik kayıpları toparlamak ve iflas noktasına gelen iş yerlerini yüzdürebilmek hiç de kolay olmayacak…
  Salgın ve ağır ekonomik krizin yanı sıra siyasette unutulmayacak gelişmelere tanık olduk…
  Cumhurbaşkanlığı seçimi, ardından başlayan hükümet krizi ve bu süreçte yaşanan değişimler tarihin sayfalarında önemli yer tutacak…
  Üzücü olaylar yaşadık 2020’de…
  Sevdiklerimizi, canlarımızı kaybettik…
  Kötü hastalıkların, ölümlü ve ağır hasarlı trafik kazalarının arttığı bir yıl oldu…
  Kıbrıs sorununun çözümsüz kaldığı bir yılı geride bıraktık…  
  Kıbrıs sorununun ‘adil bir şekilde’ çözülmesini ve halkımızın ambargolardan kurtulmasını, AB standartlarında bir yaşama kavuşmasını hepimiz istiyoruz…
  Fakat bunu sağlamak tek başına bizim elimizde değildir…
  Nüfus bakımından daha fazla oldukları gerekçesiyle Rum tarafının bizlere ‘azınlık muamelesi’ yapmasını kabul etmeyeceğiz…

Türkiyesiz olmaz

 Şubat ayının ilk yarısında gerçekleşecek olan 5’li konferansın, geleceğimiz açısından büyük önem taşıdığını vurgulamak ve bu konuda iyi hazırlıkların yapılması gerektiği konusunda herkesi uyarmak görevimizdir…
 Üzerinde durulması gereken en önemli konu Türkiye’siz bir garantörlüğün olamayacağıdır…
 Kıbrıs’ın 1960’tan itibaren 3 garantör ülkesi vardır...
 Yunanistan AB üyesidir...
 Ama Türkiye değildir...
 Öyleyse; yeni bir devletin AB tarafından garanti edilmesini kabul edemeyiz...
 Anayasa ortadan kaldırılmadığı ve yeni terör olayları yaşanmadığı sürece, Kıbrıs’ta nüfus açısından çoğunlukta olan Rumların herhangi bir saldırıya maruz kalması mümkün değildir...
 Yani Türkiye’nin durup, dururken kendilerine saldıracağı yalanına sarılarak farklı güvenlik senaryoları üzerinde durmaları mantıklı değildir...
 Türkiye; AB üyesi oluncaya kadar, garanti sistemi şimdiki şekliyle devam etmelidir...
 AB üyesi olması halinde ise garantiler konusu yeniden ele alınabilir...
 Ama şimdiki şartlarda, Kıbrıslı Türklerin, Türkiye garantisinden vazgeçmesi beklenmemelidir...
 Hiç kimse bu konuda Türkiye ve KKTC yönetimlerini baskı altına almamalıdır...
 İkinci hayati konu ise mülkiyettir...
 Kıbrıslı Türkleri yeniden göçmen durumuna düşürmek ve iki bölgeliliği sulandırmak yerine; mülkiyet sorunu öncelikle ‘takas’ ve ‘tazminat’ yöntemiyle çözümlenmelidir...
 Bu konuda önceliğin mülk sahibine verilmesi halinde, iki bölgeliliğin bertaraf edileceğini hepimiz biliyoruz...
 Bu konuda parmağın arkasına saklanmanın ve başka türlü yorumlar yapmanın inandırıcı olmadığını bir kez daha belirtmekte fayda vardır...
 Buraya kadar yazdıklarımız, son zamanlarda sık sık tekrarladığımız görüşlerdir...
 Kıbrıslı Türkler açısından hayati önem taşıyan bu konuları bundan sonra da gündemde tutmaya devam edeceğiz...
 Evet; bu adada artık kalıcı bir çözüm istiyoruz...
 Ama ortaya çıkacak çözüm şeklinin Kıbrıslı Türkleri kısa sürede savunmasız bırakacak ve göçe zorlayacak bir içerikte olmasını da kabul edemeyiz...
 Yeni acıların yaşanmayacağı bir yıl olması dileğiyle 2021’e ‘merhaba’ diyor, tüm halkımıza sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler diliyoruz...

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

" Takas ve Tazminat " KKTC nin o kadar milyar dolarlari var mi acaba !! Gelen ay Memur ve Emeli maaslari odenebilecekmi birinci onu soralim sayin Akar,

Turkish power
Turkish power - 3 yıl Önce

No problem anavatandan 300000 kişi göndeririz nüfus çoğunluğu olur

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

KKTC nin gitdigi bu yolda bizi maalesef 2021 yılı 2020 yi aratabilir.

banner608

banner473