Ekmel(eksiği olmayan) bir ahlaka sahip olmalı insan. İnsanın hilkat binası Kuran-ı Kerimle temellendirilmelidir. Kalbin antrenörü insanın fiziksel yaşamının sonlanmasına kadar ahlakı, nefsi karşısında nöbet tutmalıdır. İnsanın âlemi, âlem olma hali hala kendini tekâmül etme içerisindedir. Kalbindeki şua huzmelerini başka kalplerle muhabbet için salt kullanarak varlığının nüvesindeki nanometreye ulaşmasındaki özdek çaba insanı cehennemden beraat ettirir, Allah’ın yolunun şehitlerini maneviyatın kutbuna erdirir. Bir kere kalbine Allah’ın ve Resûlullah’ın manası girdi mi, insanı kötü niyetlerinden ıslah eder. Kendini kalabalıkta bile yalnız hisseden insanın ebeveyni Rab’tır. Neden kendimizi ara ara yalnız, çaresiz ve sevilmiyormuş gibi hissederiz. Allah’ın hakiki kulu olan yalnız değildir. Maneviyatımızın enerji manyetizmasını O’na aczimizle, kullukla, mutlak teslimiyetle ancak yükseltip ilâhi lütfuna erişebilir, mevcut bulunabiliriz. O kutsi makamın mürekkebi Hz. Muhammed’dir, biz onun aynasından Hakk’ı temaşa ederiz. Benim nefsim sarih namusa, iyi niyete, temiz kalbe baksın isterim. Kalbin kıblesi, namazgâhı Kâbe’dir. Yedi tavafla yedi kez kalbin etrafında döneriz Rabbin kâfi delilleriyle. Allah insan kalbini gönül etti ve gönül şemasına aşkın hakikatini çiziktirdi. Böylece, kalbimizin mürebbisi oldu. İnsan tıynetinde(yaratılışında) hatmedeceğimiz Kuran-ı Kerim’in çekim gücü bizleri sığ dalgalardan açık deniz deryalarına ileten engin bir muallim oldu.
Kalple sabretmek gerek; kalpte sabır kalmayana dek, gayri hiçbir şey kalmayana dek, kalbin protokolü aklını ve kalbini insicamsız kullanan insanlara karşı sabırdır. Ancak kalbin istikrarlı ve verimli ziraatıyla nefse karşı mücadele edebiliriz, kendimizi Zikrullah’ta bulana dek. Kalbin küheylanını elektrikleyen kolektif bilinçtir. Kalbin müfredatı bu bilinç üzerinde vicdandır. Kalbin beyanatı insanlara merhametle davranın umdesidir. Kalbin mülkü sevgidir, hukuku sevgi içeren her kurala koşulsuz uymaktır. Kalbin reyi paylaşımdır; ruh sütunlarının birleşerek yüksek bir duygu alaşımı yaratmaktır. Kalbin tebliği gururu gerektiğinden ayaklar altına alarak insanları küçük görme huyundan hicret etmektir. Kalbin terennümü kendi iyi anlatabilmeyle ilgilidir insanlara, yeri geldi mi bir kâtip gibi yüzlerine sevgiyi not etmelidir, kalbin meblağı para ile ölçülmez maddi değildir aksine mayası manevi, ekşilicedir. Kalbin mürekkebi istenirse hiç tükenmez, yoklukta var sırrı tahakküm eder. Kalbin ahdi sonsuzluğun zaman bumerangıyla bize bir gün gere döneceği dokunuşuyla uzayda genişler. Kalbin rivayeti yoktur her şey tek hakikatte toplanır. Kalbin kefareti yani orucu çiledir çekmesini bilmeyen çekemez, ömür engelli bir koşudur kalbin süvarisiyle koşulan. Ve kalbin delili ömrü boyunca kazandığı kalp madalyalardır. Kalbin meyanı insanın iyi olma halinin başlangıcı olarak nitelendirilebilir, meali ise onu anlamanın anlamı hakikatini bizi karakteristiğinde zuhur ettirir. Rakik kalpte; her şey O’ndan bize bizden O’na döner. Vecd denizinde dolaşmadıkça, nice badire atlatmadıkça, dizginleri bolarmış peçesini açmış o sağır kalp ne yapsın! Mahmuzların çamurlu ayağında kalp ezilmiş neye, kime yarar? Kalbi mamur eden ihlas ve ihsan kokusu katmer katmer kalbin şehrine sağlam temelli bina kurmadıkça, kesif, kalp inceliğine istiğfar ve tövbe katları yaklaşamaz.
Kalbin hafızı olmak için kalpten kalbe okumak gerekir. Kalbinizi kalbinizin rengiyle renklendirin. Kalpte yetiştirilen gül daha manalı ve şefaat yüklü olur. Kalbe damlayan âyetlerle dolu Mushaf’ı kalbe ekin büyüsün. İçimizdeki 18 milyon âlemdeki tecellisiyle, âlem aynasından hakikati şerit gibi seyredin. İşittiklerinizle ve yaptıklarınızla her şey kalbinizle sizin aranızdadır. Bakın! Kalbiniz arşa çıktı, kalbin nüzulü gaybtan toprağa indi. Şimdi Hz Muhammed’in kalbi, kalbin embriyosu, sizin kalbinizde gizlidir.
