banner564

35. yıl umudu mu?

KKTC’nin 34. kuruluş yıldönümü kutlandı. Yeni bir  yıla daha çok önemli belirsizlikler içinde girdik. Peki gelecek 35. yılda yeni ve farklı bir ortamın  oluşma zemini var mı? Yoksa belirsizliklere eklenecek yeni sıkıntılarla mı karşılaşacağız?
Bu noktada karamsar olmaya veya boş umutlar yaratmaya çalışmamak lazımdır.  Ancak, kendi iç sorunlarımız yanı sıra, dünyada ve bölgede gelişen pek çok siyasi gelişme nedeni ile gelecek için çok daha dikkatli ve gerçekçi değerlendirmeler yapmak gereklidir.
Üstelik iç sorunlarımızın daha da derinleşeceğinin işaretleri de açıktır. Bakın, önümüzdeki süreçte 7 Ocak’ta seçim var. Ancak bu seçimle oluşacak yeni döneme, kim kazanırsa kazansın, yeni bir sayfa açacak enerji ile  başlangıç yapamayacağı  kanısındayım.  
Belki  ön yargılı olduğumu düşünebilirsiniz.  Ancak göstergeler yeni enerji üretemeyeceğimizin, açık işaretleri ile yüklü. Bakın, bu seçime gireceğiz, ama önümüzdeki yıla bütçesiz başlayacağız. 
Düşünün ki 7 Ocak’ta seçim olacak. En iyi ihtimalle Yüksek Seçim Kurulu kesin seçim sonuçlarını 10- 15 Ocak arasında açıklayacak... 
Bu kez gündeme, makul süre içinde yemin seremonisi gelecek. Bu olduktan sonra hükümet kurma görevinin verilmesi ve hükümet kurma çalışmaları başlayacak. Arkasından hükümet programı hazırlığı ve bunun Meclise sunulması ve görüşülmesi olacak. Sonra güven oyu.
En iyi ihtimalle bu sürecin de 10-15 Şubat gibi sonuçlandığını düşünelim. Bütün bunlar oluştuktan  sonra, Güven Oyu alan  hükümet, bütçeyi yeniden Meclise sevk etmekle uğraşacak.  Mecliste bu bütçe en iyi ihtimalle Mart sonuna doğru oylamaya hazır hale gelecek.
Bütçe oylandıktan sonra kurulan Hükümet, Türkiye ile Hibe ve Kredi Antlaşması yapabilecek. Eğer hiç bir aksama olmazsa, Türkiye’nin vereceği kredi ve hibeler ancak Nisan sonu devreye girecek.
Fakat her şey tıkırında gitse bile, bu kez Haziran ayında Anayasal zorunluluk olan Genel  Yerel Seçimler olacak.  Yani Nisan ortası gibi seçim yasakları yine  başlayacak. 
Sonra zor ve çetin Yerel Seçim dönemi gelecek. Siyaset buna kilitlenecek.
Haziran ayında seçim biter bitmez ise, bu kez, Anayasal zorunluluktan ötürü 1 Temmuz’dan 1 Ekim’e kadar Meclis tatile girecek. Yani, yeni seçilen Meclis;  Hükümet Programı ve bütçe ağırlıklı bir çalışma içinde olacak. Klasik o 100 günde yeni hükümete gelecek olanlardan yeni dinamik  beklemek mümkün olmayacak. Kısacası 2018,  seçime ve onun getirmesi muhtemel yeni dinamizme karşın ölü bir yıl olacaktır. 
Üstelik seçim sonrası, şimdiden KKTC insanını ve ekonomisini alt üst eden doların 3,9‘u görme gerçeğinin yol açtığı sorunlara karşın hareketsiz ve edilgen bir ortam, bu nedenlerle oluşacak. 
Bu arada Kıbrıs sorunu ile bağlantılı gelişmelerde tam gaz gelişecek.  Alın ilk adımı. AB’de “KC” nin de imzasının  olduğu savunma alanında daimi işbirliğini içeren PESCO Antlaşması yapıldı. Bu pek çok yeni siyasi gelişmeyi tetikleyecek.
İşte bu nedenlerle 35. yıla bilinen ve daha kronikleşmiş sorunlarla girerken, durumu  farklılaştırmak için  sıkışıklıkla yüz yüze kalacağımız açıktır. 
 Arsa, kredi, vatandaşlık ve istihdam dağıtarak yeni yıla giren bu eski anlayış, yeninin doğuşunu başlamadan bitirdi. Bu nedenler yüzünden 35. yıl için  umut beslemek için zemin yok... 34. yıl kutlaması içinde bunları yazmak zorunda kalmak da beni mutlu etmiyor. Ama gerçekler budur.
YORUM EKLE

banner608

banner473