banner564

49 yıl sonra

 Bugün, ikiye bölünmüş adanın bir tarafında bizlere karşı öfke ve kin dolu protesto eylemleri var...
 Diğer tarafında ise barış ve özgürlük coşkusu...
 Rumların her 20 Temmuz günü Türkiye ve Kıbrıslı Türkler aleyhinde eylem düzenlemelerini normal karşılamak gerek...
 Bundan 49 yıl önce 200 bin dolayında insanları göçmen durumuna düştü...
 Evler, tarlalar, bahçeler el değiştirdi...
 İnsanlar; tanımadıkları köy ve kentlere yerleştirildiler...
 Fakat aynı üzücü olayları bizler de yaşadık...
 Üstelik bizler 1963 yılından itibaren acı çekmeye başladık...
 Henüz 3 yaşındaki bir devleti silah zoruyla yıkan ve Kıbrıslı Türkleri kurşuna dizen onlardı...
 Tam 103 köyümüzü terk etmek zorunda kaldık...
 Tarihi bilmeyenler veya saptıranlar; bugün Lefkoşa’nın ‘Göçmenköy’ diye bilinen bölgesine gitsinler...
 O dönemin koşullarına göre yapılmış küçük göçmen evlerini görmelerinde fayda vardır...
 Aradan 60 yıl geçtikten sonra halen o evlerde oturan insanlara “Neden buradasınız?” diye sorsunlar...
 Hangi köyden, hangi kentten, hangi şartlarda buraya gelmişler...
 Gelirken geride kimleri bırakmışlar...
 Bilmeyenlerin sorup, öğrenmeleri zor değildir...
 Herkesin geçmişi bilmesi, geleceğin sağlam olması açısından şarttır...

Gençler gerçekleri bilmiyor

  KKTC nüfusunun yüzde 62’si 0-45 yaş arası olduğuna göre; bu insanlar 15 Temmuz’da nelerin olduğunu ve 20 Temmuz Barış Harekâtı’nın neden yapıldığını bilmeyen veya büyüklerinden öğrenenlerdir…
  Acı gerçekleri konuşacak olursak; 45 yaş altındakilerin büyük bir kısmı 1974 öncesinde yaşananları tam olarak bilmiyor…
  Bilmedikleri için de gözü kapalı bir şekilde ‘Olsun da nasıl isterse olsun’ mantığıyla bir çözüme destek veriyor…
  Bu son derece tehlikeli bir durumdur…
  Gelecek açısından kaygı vericidir…
  Bırakın yabancıları, kendi gençlerimizi dahi gerçekler konusunda aydınlatamaz duruma geldiysek; bunun ana sorumlusu yaratılan siyasi düzendir…
  Ehliyetsiz, başarısız, ideolojilere veya menfaat çetelerine teslim olmuş siyaset anlayışı yüzünden, çok haklı olduğumuz bir davayı kendi insanlarımıza bile anlatamaz duruma gelmenin acısını yaşıyoruz…
  Rumlar da çocuklarına, torunlarına, adayı ziyaret eden yabancılara Kıbrıs sorununun 20 Temmuz 1974’te ‘Türk işgali (!)’ ile başladığını söylüyorlar...
  Faşist Yunan Cuntası’nın 15 Temmuz 1974’te gerçekleştirdiği darbeyi tarih kitaplarından da çıkardılar...
  Hâlbuki bu adada kalıcı bir barışın sağlanabilmesi için çocuklarımıza ve ondan sonra gelecek nesillere tarihin doğru öğretilmesi gerekiyor...
  Faşist Yunan Cuntası 15 Temmuz 1974’te Makarios’u devirip, ENOSİS yolunda silahlı harekâtı başlatmamış olsaydı; Türkiye buraya çıkarma yapmazdı...
  Türkiye’yi adaya getiren 15 Temmuz kanlı Yunan darbesi ve EOKA-B’dir...
   Bunu 15 Temmuz mesajında AKEL lideri Stefanu da itiraf etti…
  Türkiye’nin adaya müdahalede bulunmasını ilk talep eden kişinin bizzat sürgündeki Başpiskopos Makarios olduğunu da unutmamalıyız…

Geçmişi bilmeyenler geleceğe yön veremezler

 Bugün, Kıbrıslı Türkler için önemli bir gündür...
 Aynı zamanda Türkiye için de...
 Türkiye; Kıbrıs Barış Harekâtı sayesinde Doğu Akdeniz’deki konumunu güçlendirmiş durumdadır...
 Son 49 yılda adada herhangi bir kanlı saldırının olmaması, Türkiye’nin buradaki gücünden dolayıdır...
 O nedenle başta bizlerin, sonra da Kıbrıslı Rumların tarihi gerçekleri iyi tahlil etmeleri gerekiyor...
 Geçmişin hatalarını bir kenara bırakıp, sağlam bir gelecek yaratmak istiyorsak; gerçekleri konuşarak uzlaşıya varmalıyız...
Kıbrıs; bazı tahribatlara karşın küçük bir cennet parçasıdır...
 Özellikle turizme ağırlık verilirse ve bu ülkenin Türkiye dışındaki ülkelerle hava bağlantısı güçlendirilirse, ekonomik sorun da kalmaz...
 Ana hedef çözüm ise; bunu ancak güçlü bir KKTC ile gerçekleştirebiliriz... 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 10 ay Önce

Ayni Hamam Ayni Tas !! 49 yıl önceki Yunan Cuntası ve Türkiye Müdahalesi neticesi ile kurduğumuz Ganimet düzenine takıldık kaldık ? ileriye yönelik bir adım atmadık Her yıl Bayram edip kutlayıp kapanıp kaldığımız Ambargolar altındaki KKTCde Bir Arpa boyu bile gidemedik! milli nutuklarla her geçen gün fakirleşip daha da yoksullaştık Aş, İş ve gelecek olmayan Ülkemiz Gençlerini kaybettik ! Giden gelmiyor Gelen ise maalesef Kalmıyor ? 49 yılda Tüm imkanlara rağmen bir Singapur olamadık ne Turizm ,Üretim dedik hepsini batırdık Güzelim Ülkemizi yaşanamayacak bir Ülke haline getirdik ? Bu gün Batırdığımız Dökülen be gelecek olmayan KKTCde kutlamalara devem edip milli nutuklar atmaya devam edelim ?
PEKİ YA YARIN ??

Öz
Öz - 10 ay Önce

Ganimet nedir? Savaşta yenilen taraftaki halkın malına çökmek. Peki bu ganimet hırsızlık sayılabilir mi? Hukuki olarak sahip olduğu malı, silah zoru ile elde etmek, hırsızlık sayılmaz ama gasp sayılabilir. Bu ganimeti savaşı kazananlar mı elde eder? Hayır. Savaştan sonra başa geçenler. Rumlar bize şöyle kötülük yaptı, böyle kötülük yaptı. Doğrudur. Ama biz Rumlara yaptığımız kötülüklerin yanında,kurulan yönetime, bu yönetimin makamlarına,ganimet mallarına da çökerek kendi yurttaşlarımıza da kötülük yaptık. Ganimet düzenini ortadan kaldırmadan da, kimseyi şikayet etmeye hakkımız olamaz. Ganimet düzeni en büyük adaletsizliktir.

banner471

banner473