banner564

4G Gibi Hükümet

Bizim hükümet 4G gibi çekiyor valla, öyle ki bir yıl bile geçmeden sapır sapır döküldü.
Partizanlık yapıldı mı? 
Yapıldı
Adamcılık-hizipçilik yapıldı mı?
Yapıldı
Devlet ve Kurumları kişisel menfaatler için kullanıldı mı?
Kullanıldı
Acemice işler yapıldı mı?
Yapıldı
Bu bir yıllık süre içinde “Hem iktidar oldular, hem muhalefet”
Bir bakıyorsunuz 4G gibi süper çekiyor, bir bakıyorsunuz “disconnect”
Yani bir anı diğer bir anına hiç uymuyor. Yer yer çekti, yer yer kayboluverdi. Birisinin dediğini öteki bozuverdi.
Kendi içinde ahenksiz bir görüntü verdi kısacası..
Bu süre içinde tuhaf şeyler de duymadık değil! Örneğin 4G demişken geçenlerde Ulaştırma Bakanımız açıkladı, her eve Fiber optik kablo döşenecekmiş!
Oysa elinde Fiber optik kablo döşeme izni olan KKTCELL’in yaptığı çalışmaları bizzat kendileri durdurttular. KKTCELL’in bu alanda yatırım yapmasına hem izin verdiler hem engel oldular.
Sendika, “başkası yatırım yapmasın, işimiz elimizden alınmasın” derken teknolojiye ayak uydurmak için Telefon dairesi parasızlıktan bir şey yapamadı.
Diğer GSM şirketi Vodafone (TELSİM)  her zaman oldu gibi erketeye yattı ve bu konuda KKTCELL’in yolu açmasını bekledi. Bu süre zarfı içinde de sendika sürekli KKTCELL’i eleştirdi kamuoyu önünde adeta linç etti.
Konu ile alakadar olan Bayındırlık Bakanlığı hem sendikaya hem ilgili GSM şirketine “siz haklısınız, merak etmeyin biz arkanızdayız” dedi.
Sonuç ortada,
Bakanlığın ayranı yok içmeye her eve Fiber optik kablo döşeyecekmiş! 
Öte yandan internet bir gider bir gelir ( yarın üniversiteler açıldığında ve binlerce öğrenci internete bağlanmak istediğinde siz görün çekim güçlerini) 
Diğer yandan yatırım yapmak isteyene devlet izin verir sonra önü itina ile kesilir. 
Beri yandan da “Üstün Başarılı “bakanlığımızın sözleri ve vaatleri.
İşte bizim hükümetin hali de böyle bir şey,  son zamanlarda 4G gibi, canı çektiğinde çekiyor, canı çekmediğinde “disconnect” diyor. Neyi nasıl ne saat yapacağı hiç belli değil. Bir bakarsınız eve telefon bağlayamaz bir bakarsınız eve fiber optik kablo döşer! 
  
Aha da yeni hükümet
Bir yılda belki de bin kez hükümeti kurduk bozduk ya, artık vatandaşın da bu konuda bize inanılırlığı kalmadı. Valla bizde siyasetçilerin yalancısıyız. Ne duyuyorsak onu yazıyoruz burada. 
İşte 15 gün sonra kurulacak olan yeni hükümetimiz!
Başbakan; Serdar DENKTAŞ
Başbakan Yrd Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı; Sunat ATUN
İçişleri Bakanı; Ünal ÜSTEL
Maliye Bakanı; Ersin TATAR
Dışişleri Bakanı; Tahsin ERTUĞRULOĞLU
Sağlık Bakanı; Dr Faiz SUCUOĞLU
Gıda Tarım ve Enerji Bakanı; Zorlu TÖRE 
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı; Ahmet KÂŞİF 
Milli Eğitim Bakanı; Kemal DÜRÜST
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı; Mustafa ARABACIOĞLU 
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı; Hakan DİNCYÜREK
MESAJLAR
Serdar DENKTAŞ: Geçen gece bir mekânda “bu son dönemim” derken ne demek istediniz? Gerçekten kararlı mısınız bu konuda. 
Savaş BOŞAT: Sendika başkanlığınızdan istifa ediyorsunuz ama arkada bir sürü soru işaretleri bırakarak. Ayrılmadan önce kapsamlı bir basın toplantısına ne dersiniz?
Hasan SERTOĞLU: Geçen gece KOP’un gecesine sizi davet etmediler diye fazla üzülmeyin. Bir gece de siz tertipleyin ve sizde onları davet etmeyin olur biter. 
Ali GÜLER: Alayköy’de festivali iptal edenlere inat ben olsam o festivali ovaların içinde olsun yaparım. Biraz cesaret…
Ata ATUN: Bürokrasiden sizde illallah çektiğinize göre sade vatandaş ne yapsın?  Sizin gene bir tanınırlığınız bir popülariteniz var. 
Metin ŞADİ: Meclis kapansın önerinize vatandaştan büyük destek var.  Orada harcanan paralarla neler yapılmaz ki. 
Derviş DOĞAN: Köşe yazarlığına mı yoksa gazeteye mi veda ettiniz o pek anlaşılamadı. Bu konuda bizi aydınlatırsanız seviniriz. 
Ünal ÜSTEL: İstanbul dönüşünüz 4 gün daha uzamış. Umarız bu kadar beklediğinize değer müjdeli haberlerle dönersiniz İstanbul’dan. 
Ahmet İKİDERELİ: Haber nerede siz oradasınız. Bu arada sizin için özel bir hayranınız gazeteye bir tencere çiçek lahanası gönderecekmiş. 
Özkan YORGANCIOĞLU: Son günlerde aldığınız fazla kilolara dert etmeyin. Zira yakında hepsini yakma imkanı doğabilir. 
Hasan MACİLA: Güney’deki rallinin yönünü 40 yıl sonra değiştirip Ada’nın kuzeyini de eklemişsiniz. Sizi görüşmeci heyetine mi ne alsak? 
Asım VEHBİ: Basın alanında her geçen gün daha güçleniyorsunuz. Diyalog Gazetesi ile de son derece önemli bir anlaşma imzalamışsınız. Hayırlara vesile olsun. 
Savun GÖKSU: Herkes üstün başarılı çıkarken, birçoğu 100 de yüz ek mesai alırken bunların hepsinden muaf olmanız biraz garip değil mi? Ağlamayan bebeğe meme yok derler. 
Mustafa GÖÇER (Çatlı):Biz buradaki düğünlere yetişemezken siz taa Türkiye’deki düğünlere bile yetişiyorsunuz. Valla helal olsun. 
Şerife ÜNVERDİ: Torunlar arka arkaya gelmeye başladı, 4. Torunda yoldaymış. Süper babaanne oldunuz çıktınız valla. 
Serdar TURGANER: Her eleştiriye kafayı takarsanız hasta olursunuz valla. Siz yaptıklarınızla öğün gerisini boş verin. 
Dr. Bülent DİZDARLI: Birçok kişi sizin kitabın filminde oynamak için gönüllü olmak istediğini söylüyormuş ve kimseyi kıramıyormuşsunuz. En iyisi teklifte bulunanlara “sevişme sahneleri de var” deyin bakalım gene gönüllü olacaklar mı? 
Fikret KELEŞ: Dün Girne’den Karpaz’a kadar uzandıktan sonra akşam başkentte uğramışsınız ve sonrada Güzelyurt’a. Adayı baştan aşağı dolaştınız desenize. 
Polat ALPER: Klima sizi de hasta etmiş, en iyi ilaç kefir, sabah akşam bir kefir iyi gelir. 
Haşim KİRACIOĞLU: Ekran performansınız gayet iyiydi ancak kostüm seçimi kötü. Bu konuda eşinizin sözünü dinlemekte fayda var. 
GÜNÜN SÖZÜ
“Parti içerisinde, hemen aday belirleyelim diyen bir kesim olduğu gibi biraz bekleme taraftarı olan bir kesim de vardır. Konu yetkili kurullarca tartışılacaktır. Fakat bu akşam seçime nasıl gireceğimiz, yani bağımsız bir aday ile mi yoksa parti çatısından biriyle mi gireceğimiz netleşecektir. İsim konusu tartışılacaktır.”
CTP Milletvekili Birikim Özgür
BİZİM TEMEL
Temel çok büyük bir bankanın yanında mısır satmakla geçimini sağlar. Bir gün Temel’in bir arkadaşı Temel’den borç istemeye gelir. Temel’e: “Ula Temel acil bir işim çıktı. Bana 5 dolar borç verebilur musun?” diye sorar. Temel de ona “Hayır kusura bakma veremem.” der. Arkadaşı buna çok şaşırır ve nedenini sorar. Temel, “Bankayla bir anlaşma yaptım.” der. Arkadaşı bu anlaşmanın ne olduğunu sorar. Temel de: “Ben hiç kimseye borç vermiyeceğum, onlar da mısır satmayacaklar.”  
YORUM EKLE

banner608

banner474