banner564

5+1 konferansa doğru

Nisan sonu yapılması planlanan 5+1 gayriresmi toplantı üzerine, geçtiğimiz hafta “Neden gayriresmi?” diye sormuştum. Sorduğum soruya, diğer resmi bir toplantı olan Davos Zirvesi örneği ile yanıt vermiştim. Kısaca küreselleşmenin etkisiyle, uluslararası ilişkiler artık sadece “devlet” eliyle yürütülen bir ilişki biçimi olmaktan çıktığı, büyük şirketlerin karar mekanizmalarındaki etkisinin yeni diplomasi şeklini geliştirdiği bahsetmiştim. Bir ihtimal toplantıda büyük şirketlerin ekonomik çıkarları görüşüleceği ve devletin koyduğu kurallar dışında kalan bir görüşme olacağından dolayı gayriresmi denildiğini yazmıştım.
5+1 görüşme öncesi coğrafyamızdaki atmosfere bakacak olursak, Güney komşumuzun her zamanki tavırlarından ve taktiklerinden vazgeçmediğini gözlemlemekteyiz. Önce Yeşilırmak Mutabakatı uyarınca Erenköy'de konuşlu askeri birliğe lojistik ikmal sağlayacak konvoyun, Yeşilırmak Kara Sınır Kapısı'ndan geçişi Kıbrıs Rum tarafınca engellendi. Sonra Rum Yönetimi, Lefkoşa’da ara bölgenin Uluslararası Havaalanı ile Astromerit arasındaki 11 kilometrelik bölümüne dikenli tel çekti.
Her zamanki gibi Güney komşumuzun, iki toplumlu görüşme zamanlarında yaptığı gibi bizleri kışkırtıcı hal ve hareketler içine girmekten hiç çekinmediğini görmekteyiz. Güney komşularımızın böylesi hal ve hareket içinde olmaları şaşırtıcı değildir. Bu onların alışıldık hal ve tavırlarıdır. Bizler açısından alışıldık olan bir diğer unsur ise onların bu hal ve hareketlerinin yanıtsız kalmasıydı. Ancak sanırım bu sefer durum biraz farklı olacak. Her ne kadar verilecek cevap bizim kendi içimizden olmasa da, verilecek olan cevap çok manidar olacaktır.
Tamamı Kıbrıs’ta çekilen ve ulusal bir kanalda yayınlanacak “ilk dizi” olma özelliği de taşıyan “Bir Zamanlar Kıbrıs” adlı yapım, yakında ekranlara yansıyacak. “Bir Zamanlar Kıbrıs”, Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesini anlatırken, coğrafyamızda yaşanan gerçekleri ekranlara taşıyacaktır. Adada yaşanan gerçek olaylardan yola çıkarak kaleme alınan dizi, Kıbrıs olaylarının şiddetlenmeye başladığı 1963 yılı dönemiyle ekranlara gelecek.
Yaşanmış gerçek olaylar demişken aklımda Nisan 2004 Annan Planı Referandumu canlandı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs sorunu için İsviçre’nin Cenevre şehrinde gayriresmi 5+1 toplantıyı 27-29 Nisan 2021 tarihlerine denk getirilmesi bir tesadüf mü? Yoksa vurgulanmak istenen bir gerçeklik olabilir mi? Bilindiği üzere 24 Nisan 2004 Annan Planı referandumunda Kıbrıslı Türkler yüzde 64,91 oranı ile evet derken, Kıbrıslı Rumlar yüzde 75,83 oranında hayır demişti. Gayriresmi toplantının referandumun yıl dönümüne denk geliyor olması; yaşanmış bir gerçekliği de gündeme taşımasını doğrusu kendi adıma çok isterim.
Nisan ayında planlanan 5+1 konferans yaklaşırken, bizdeki durum ise biraz karışık! Federasyon ve iki devletlilik söylemleri ile çok sesli bir şekilde beşli konferansa gidiyoruz. Çok seslilik demokrasinin bir gerekliliği, ancak uluslararası platformlarda demokrasi yerine küresel çıkarlar işlemektedir. Beşli görüşmeye daha zaman varken, ulusal mutabakatın şart olduğunu ve bu kısa zaman dilimi içinde başarabileceğimizi umalım…
Herkese güzel bir hafta dileklerimle...

YORUM EKLE

banner608

banner474