banner564

6 Aylık Emlak Yasası… 

Hükümet, Meclise altı aylık hükmü olacak olan, “Taşınmaz Mal Edinme ve Kiralama (Yabancılar) Yasa Tasarısı sundu. Söz konusu yasa tasarısının Genel Gerekçesi ise şudur. “Ülkemizde son dönemde yaşanan ekonomik krizin yaratmış olduğu ekonomik durgunluk nedeni ile ülke ekonomimizin lokomotifi olan gayrı menkul sektörünün canlandırılması amaçlanmaktadır…” 
Yani Hükümetin Meclise yolladığı bu Yasa Tasarısının Genel Gerekçesi, krizi resmi olarak ifade etmektedir… Halbuki daha geçen haftaya kadar, ekonomik kriz ve durgunluktan söz eden medya mensuplarına, siyasetçilere, sivil toplum örgütlerine, aydınlara, akademisyenlere dönük, başta Cumhurbaşkanı Sayın Tatar olmak üzere, hükümet yetkilileri, öfkeli tepkiler koymaktaydı. Şimdi bu gerçeği, bir yasa tasarısının Genel Gerekçesinde bizzat Hükümet kendisi ifade etti. 
Bu her şeye karşın bir gelişmedir. Çünkü inkar veya gizleme, o sorunu kangrenleştirir. Sorun ortaya konduğu ve kabul edildiği zaman, onu aşma dinamiği de gelişir. Bu olumluluğa karşın, ülke ekonomisine pozitif katkı koyan emlak ve gayrimenkul sektörünün, lokomotif olarak tanımlanması ilgimi çekti. Çünkü bu tanımlama, ekonomiyi betona bağlamak demektir. Halbuki bu Lokomotif ifadesi, genellikle turizm ve üniversite sektörleri için kullanılırdı. Hükümet, ülke ekonomisinin çekici olacak lokomotif değişimini gündeme mi aldı? Halbuki bu ekonomik kriz içinde, Türkiye’de ciddi bir özeleştiri var. Onlar uzun zamandır emlak ve betona bağlı bir ekonomik tetikleme yolu tutulduğunu ve üretimin dinamizminden uzlaşıldığı için ciddi ekonomik kriz içinde olduğunu ifade ediyorlar. Peki madem bu sektör lokomotiftir; neden 6 ay geçerliliği olacak yasa tasarısı sundular?
Çünkü plansız ve hoyratça gerçekleşen imalat nedeni ile ekonomik krizin de etkisi ile elde satılamayan bir hayli konut stoku oluştu. Şimdi bu yasa ile bu stok, yabancılara satışı tetikleyecek tedbirlerle eritilmeye çalışılacak. Bunun için yabancıların apartman dairesi alma hakkı, 4 daireye çıkartılıyor. Arazi alımı yine bir dönüm olarak bırakılıyor. Eğer buraya ev yapacaksa da, bu bir konutla sınırlanıyor. Ama müstakil ev alacaksa, o zaman farklı bir düzenleme var. Müstakil evin arazisinin ise 5 dönüm olması kuralı getiriliyor. Bu müstakil ev alacak olanın da ayrıca, 3 apartman dairesi alma hakkı da saklı tutuluyor. Ama ilginçtir ki 1 dönüm arazi alıp, buraya bir ev yapacak olanın ekstra 3 apartman dairesi alma hakkı, 5 dönüme ev yapacak olana ifade edilen gibi açıklıkla yazılmadı. Neden? Bu uygulayıcının keyfine ve endek döndeğe mi kalacak? Bir bilinçli boşluk mu? 
Yani bu Yasa Tasarısı ile yurt dışından parası olan insanların, ülkede konuta, villaya yatırım yapması ve ülkeye kaynak gelmesi ile eldeki konut stokunun eritilmesi hedefleniyor. Ülkeye girecek her tek dövizin önemli olduğu açıktır. Bu nedenle bu tasarı, bu kriz içinde kısa vadeli bir soluk borusudur.
Ama ödemeler dengemizde esas unsur olan Turizm, Eğitim sektörleri ve tarım ile sanayinin ihracat kapasitesini artırmaya, yani öze dönük değildir. Bunlara dair de bir tedbir yok. Bu nedenle geçerliliği 6 ay olacak olan bu yasa, ülkeye kısa vadede ciddi bir döviz girdisi sağlayacak. Ayrıca Maliyenin de kısa sürede gelirini artıracaktır. Ama nereye kadar? Tekrar bir stok oluşana kadar mı? Dolayısı ile lokomotif kavramı önemlidir. Turizm, Eğitim ve İnşaat, Emlak Sektörleri; Tarım ve Sanayi ile bağlantılı olarak ele alınmazsa ve bu insan odaklı olmazsa, ekonomi bu krizlerden kurtulamaz. 
Yurttaşının artık konut alma veya yapma imkanını kaybettiği veya altyapı yatırımlarında kendi şirketleri etkin olamayan bir memlekette; inşaat sektörünün bileşenleri, yalnızca yap – sat işine dönerse, inşaat sektörü orda bu dışsal etki ile bir yere kadar gidebilir. Yine tıkanır. Yurttaşlarının konut alamadığını dert etmeyen ve Turizm, Eğitim, Tarım, Sanayi, İnşaat, Emlak sektörlerinde de üretmenin bütünlüğünün dinamiğini tetiklemeyen, sorunlardan çıkamaz.  

YORUM EKLE

banner608

banner474