banner564

67. Beyt-i Ma’mûr: Mümin kalp

“Aklı olmayanın dini de yoktur” Hz. Muhammed.
     Kalbe kent uğramasın şehir uğrasın onun kokusu çoksesli bir fügdür. Şehir; kozmik, metafizik, transandantal İslâm ruhunun mimari üstündeki akisleridir. Kent çok katlı binaların donkişotluğudur. İslâm şahdamarı dairesindeki kalp rölyeflerinin kutbudur. Kalp nefs erozyonuna uğramadığında otokritik yapan akli muhakeme kalp tefekkürüyle birleşince; İslâm’ın âb-ı hayatından bengisu içip aydınlanır. Günümüz dünyasında insan reel faizle kullanılan ekonomik tröstün kölesi durumundadır. Akıl rölativiteye göre hareket eder, kalp ise fiziğin ötesindedir. Varoluş kaygısıyla hareket etmez, İslâm sitesindeki sakinleri memnun etmek için sahih bir mümin gibi içkin hoşgörüde sınırsızdır. Kalp strüktürü herkesin özel acununa girmeyecek şekilde kalplerini tecessüs ederek bir gönle girecek şekilde orkestrasyon kurmalıdır. İslâm entelijansiyası nizam ve intizam cevher dairesinde kalbin manivelâsını kullanarak ‘Nefs Allahsızlık İnsicamsızlığını’ tepe taklak etmek için mesut ve müreffeh yaşamak ve Allah mefhumunu kalpte olgunlaştıran iman akıl ve kalp üçgenini inşa etmelidir. Rıza yolu namütenahi bir istikamettir fakat mütenahi kalp kapısından geçerek rızanın nihayetine eremeyiz. Kalp metafizik aklın melekeleriyle tefekkür ederek nefs kapılarını kırmalıdır.
    Materyalistlerin farazi nutukları ve herzeleri seni incitmesin, sen kalbinin Esma-i Hüsna’sıyla mütemadiyen aklın kalbini/kalbin aklına tercüme et ve dünya hayâlinden ahiret hakikatine mütekâmil bir kalp olgunluğu için kalbin hassalarını dini bütüne ve ahlâkın sükûnet soy kütüğüne yazdırmalısın. İlk önce inkılap kalpte olmalı. Fennî bir aletle kalbinizi derince kazın ki Allah’ın elmas madenine ulaşasınız. Edebi saadet kazdığınız karanlık kuyudan Allah’ın aydınlığına bir gün ölüp ulaşacağınızı bilmektir. Ahlâki müeyyideler kalbin mükellefiyetleri olmalıdır. Mânâ arama ihtiyacı Allah’ı arama ihtiyacından doğmalı. Çünkü kendi mânâsını kendinde arayan Allah’ın kutsi mânâsını kendinde bulacaktır. Nefsini çiğneyip kalbinden dışarı tükürmelisin ki Rabbini kalp merkez üssünden havalandırabilesin. Sen de senlik gidince ben de benlik, seni beni kalmaz, O kalır. 
    Akılla sezersin, ruhla seversin, kalple okuyup yazarsın. Unutma ki kendi bildiğini arayanlar kendi bildiği dışındaki hiçbir şeyi bulamazlar. Kendini aramaktan vazgeç, sevk-i ilâhinin tecellisiyle kalplerin gizli aksanında lisân ol. Kalbin harikulâde işleyişi kâinatın ahengiyle birleşince Allah’ın cesametli mutlak varlığı kalbimizdeki ritmini oluşturur. İradeye en büyük gıda duadır. Levh-i Mahfûz da yazılıdır levhalarda, arşı âlâ da, sidre ağacı gibi koyu karanlıktan çıkan latif varsıl veya zorlu engebeli bir kader, Allah’ın hikmetli, ilâhi bilgisi dâhilindedir. Cennetin zirvesine, huduttan ötesine ancak Cenâb-ı Hakk davet ederse gidebilirsiniz. Orası ins ilminin bittiği gayb âleminin başladığı yerdir. Orası ne şudur ne de budur, müsaade yoktur. Allahu Teâlâ'nın zât âlemidir. Yakınlık makamı yalnız Hz. Muhammed’e bahşedilmiştir. 
    Allah adil ve çok merhametlidir. Allah’ın birleştirdiğini kimse boşayamaz. Allah’ın mektebinde iman, itikat ve ibadet dersleri verilir. Kalbin yurdunda kalbin saadeti diyanettir. İslâm dini ahlâken insana nefsini sükût ettirir. Devlet mekanizması ise hak hukuk kanun ve eşitlikçi sağladığı demokratik adaletiyle insanlarının güvenlik ve geleceğini garanti altına almalıdır. İnsan iradi faaliyetlerinde kendince vicdan muhasebesi yaparak neyin doğru neyin yanlış olduğunu muhakeme ederek hareket etmelidir. Mülk âleminden melekût âlemini görme ciheti nasip etsin Allah hepimize.  
 

YORUM EKLE

banner608

banner473