Ben gül yetiştiren adamım. Su da her gün gülün aksini gören, tek bir gül yetiştiren adamım. Tek bir güle muhtaç, aciz, iki kolu, gönlü bağlı, gözleri görmez bir yalanım. Su da gül yetiştiren adamım. İnsanlar aradıklarını hâlbuki bu bahçede bulamıyorlar. Tek bir gül yetiştirdiğimden mi ne? İçindeki saf, kalp gözünde saklı hazineyi bulamıyorlar. Bulmak istemek lazım ilk önce bulabilmek için aradıklarını. Evcilleştirebilmek gerek bahçeye ektiğiniz duygularınızı. Yarın gelip soracak çocuklar dayıcık sen yıldızlarla mı dalaştın, toprağa mı gönül bağladın. Güneşi buzdolabına mı sakladın. Bunlar biliyorsunuz saklanamayacak şeyler bugün saklayım yarına yerim meselesi geçerli değil burada. Çocukları kandıramazsın bir çiçeği suyla kandırdığın gibi. Eğer çocuklarla yaşıyorsan her sabah onları öpmelisin sonra büyüsünler diye toprağa ekmelisin. Onlar toprakta filizlenir çiçeklenir sonra mis gibi kokuları gelir geceleri, ben onun için geceleri çok severim. Çünkü çocuklarım çiçekler açar mis gibi kokarlar. Geceleyin yalnızca ben kalbimde açan yıldızlarım olacak! Onları el bebek gül bebek büyüteceğim. Onlar her aldığım nefeste, sabahları nemli serdiğim ruhumda olacaklar. Birinde yaşamam, birinde gülmem yeterli değil benimde ocağımda tüten kekik kokularım olacak. Yalnızca ben geceleyeceğim yıldızlarla, onlar ilerde gelin olacak. Çimenlerin üzerinde ıslak ağustos güneşi olacak ve ben yaşıyorum diyebileceğim. Bedenimi oraya taşıttıracağım, ben mümkünse hiçbir yerimi kıpırdatmadan, tüm hafif yerlerimi ürpertircesine yavaşça kalbim yetiştirdiğim gülü yesin diye ona fark ettirmeden yiyeceğim.
İnsanların seni aramaya başladıkları zamana bak! Zaman zaten göreceli, tartışmalı bir olgudur. Var mı yok mu, kendisi de bir haber, kendinden emin değil. Zaman göre saklanamazsın, zaman seni elbet gelip bulacaktır. Ve yavaş yavaş seni tüketecektir. Gerçeğe inanmak her zaman yanıltıcı olabilir. Her gerçeğin düşünceye düştüğü çok olay vardır. Sessizlikte bile suçlanacak o kadar çok şey vardır ki. Her geçeğin olması gerektiği yerde o kadar çok inanamadığımız şeyler vardır ki. Zaman bize kendi gerçeğimizi saklatır, kendi gerçeğini söyler yalnızca. Gerçeğe nereden baktığımız yeni gerçeklikleri keşfetmemizi sağlayacaktır. Artık susmamı ister gibi Beren ellerini dudaklarında birleştirdi. Dayı dedi söylediklerinden hiçbir şey anlamadım. Lütfen biz çocukların anlayacağı şekilde konuşur musun? Tabii dayıcığım. Kısaca, zamanımı sizinle geçirmek için elimden gelen her şeyi yapmaya çalışacağım. Zaman en kıymetli hazinemizdir ve hiçbir zaman sevgi dışında sizi sevmek dışında harcanmamalıdır.
İsterdim ki çocuklarla benim rüyalarım birbirine iliklensin. Ben de çocuk düşleri görmek isterdim, korku içinde üç farklı dilde kâbuslar değil. Benim bedenim çok anlamlı şarkılar söyledi kendine. Az tedavi olmadı mı kulağına çalınan hoş sözlerle. Yüzümde yetiştirdiğim gülerle gülümsemek isterdim hayatın korkunç ifadelerine. Yazdıkları az mıydı kalbimdeki bahçeye bu güller her gün sulanacak diye. Çocuk olabilecek benliğimi kaplayan bana derin huzur veren insanlar yetiştirmek istiyorum.