banner564

9/11 Eylül’ün yıl dönümü

Geçtiğimiz hafta 9/11’in on dokuzuncu yıldönümüydü. 9/11, El-Kaide'ye bağlı eylemciler tarafından kaçırılan uçakların 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'ndeki farklı hedeflere intihar saldırılarının düzenlendiği tarihi ifade etmektedir.
11 Eylül günü, Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) iç sefer gerçekleştiren dört yolcu uçağı, el-Kaide üyesi 19 kişi tarafından kaçırıldı. Kaçırılan yolcu uçaklarından ikisi, Dünya Ticaret Merkezi'nin kuzey ve güney kulelerine çarparak her iki binanın çökmesine neden olmuşlardı. Kaçırılan üçüncü uçak Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı karargâhı Pentagon'a çarptı. Çarpma sonucu Pentagon’un batı cephesinin bir kısmı yıkıldı. Kaçırılan dördüncü uçak ise Washington’u hedeflemişti. Ancak yolcuların uçağı kaçıranlara yaptığı müdahale sonrasında uçak, Pelsinvanya’da düştü.
11 Eylül saldırıları başta ABD olmak üzere tüm dünyanın terör alarmına geçmesine neden oldu. Saldırılar havaalanlarında güvenlik önlemlerinin artırılarak tüm ülkelerin alarm durumuna geçmesine neden olmuştu. 2001 yılında meydana gelen bu terör olayı yeni bir yüzyılın ilk yıllarının nasıl şekilleneceğinin bir habercisi niteliğindeydi. 
11 Eylül saldırılarının kuşkusuz en önemli sonuçlarından biri terörle mücadele eden ABD’nin Afganistan’a açtığı savaş oldu. Devamında ise ortaya çıkan hâkim söylem, ABD’nin karşılaştığı İslami terörizm tehdidinin köklerini Ortadoğu’da görüyor olmasıydı. Bu düşünce yapısı Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) ABD tarafından uygulamaya konulmasına yol açmıştı. ABD tarafından hiçbir zaman resmi bir açıklama yapılmasa da basına yansıyan hali ile "Büyük Ortadoğu Projesi", Ortadoğu ve yakın çevresi coğrafyasında yer alan ülkelerde batılı anlamda demokrasinin sağlanması, terörizmin ortadan kaldırılması, ekonomik ilişkilerin arttırılması ve ekonomik işbirlikleri sağlanarak bölgenin istikrara kavuşturulmasıydı. Diğer bir yandan da 1920’de İngiltere tarafından çizilen sınırların yeniden gözden geçirilmesiydi. ABD'ye göre yanlış çizilen sınırlar yüzünden bölgede terörizm ve istikrarsızlıklar oluyor, bölge kaynakları yanlış ülkeler tarafından kullanılıyordu. Bu noktada ABD 1920'de İngiltere'nin yaptığı gibi bölgede böl ve yönet taktiğini BOP projesi ile uygulamaya çabalarken bunun içinde İsrail'i kullanmaktaydı.
Aslında BOP’un amacının, İsrail’in varlığını ve güvenliğini garanti altına almak, terörist devlet olarak kabul ettikleri devletleri yeniden şekillendirmek, petrol sevkiyatının aksamasını önlemek, terör odaklarını ve destekçilerini ortadan kaldırmak, ABD’ye yönelik muhalif unsurları ve yönetimleri ortadan kaldırmak ve ABD’nin nüfuzunu bölgede yaygınlaştırmak olduğu görülmüştür.
Ancak BOP’un uygulanabilir olmadığı ve bunun uygulanması için ısrarcı olunmasının riskli olduğu anlaşılmıştır. Fakat Doğu Akdeniz’deki gelişmeler yarım kalan BOP’un yeniden hayata geçirilmesi için yeni bir zemin oluşturmaktaydı. Doğu Akdeniz’deki doğal gaz rezervleri önemli olduğu kadar, ABD’nin yarım kalan BOP için yeni bir çıkış yolu olduğu görülmektedir.
Bizler Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklanırken, coğrafyamızdaki hesaplar çok daha başka. Umarım bir an önce çevremizdeki gelişmelere odaklanır ve bu bölgedeki varlığımızı anlatabilir bir noktaya geliriz.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar. 

YORUM EKLE

banner608

banner474