banner564

AB, Tatar ve Ahmet Kaya

CB Sayın Ersin Tatar’ın AB Komisyonunun,   17 Nisan 2024 tarihli Zirve sonuçlarına yönelik açıklaması önemlidir.  Çünkü bunu okuyunca aklıma, Rahmetli Ahmet Kaya’nın “nerden bakarsan tutarsızlık” sözlerinin geçtiği “Başım Belada” şarkısı geldi. Evet, başımız belada ve nereden bakarsanız bakın, tutarsızlık diz boyu. Sayın Tatar, Konsey kararına yönelik yaptığı açıklamada şunu söyledi. “ AB’yi Rum tarafının esiri olmaktan vazgeçmeye ve bundan 20 yıl önce yine bir Konsey kararı ile almış olduğu izolasyonların kaldırılmasına yönelik kararının gereğini yerine getirmeye davet ederiz” dedi. Ayrıca,.” Kıbrıs Türk tarafının rızasını çektiği tüketilmiş zeminde herhangi bir süreç olmayacaktır” da dedi. 
Sayın Ahmet Kaya’nın Başım Belada şarkı sözleri işte burada dilime dolandı. 20 yıl önce, AB Konseyinin aldığı karar nereye dayanıyordu? BM çözüm planı olan Annan Planı Referandumunda, 24 Nisan 2004 da Kıbrıs Türk Halkının Evet kararına.  Sayın Tatar, AB Konseyinin kararına ” 20 yıl önceki karar” diye atıf yaparken, 24 Nisan Referandumuna değinmiyor. Yani, 20 yıl önceki AB Konseyi kararı ifadesi ile onu yok sayıyor, ama yok saydığından da hak talep ediyor. Ahmet Kaya’nın şarkı sözleri dile dolanmaz mı? Kıbrıs Türk Toplumunun kararlı mücadelesi ile,  akıl ve mantık dışı olan izolasyon duvarına, ciddi delikler açan, söz konusu AB Konsey kararının iki ana unsuru bugün hala yaşamdadır. Bunlardan biri Mali Yardım diğeri Yeşil Hat Tüzükleridir. Şu ana kadar Konseyin aldığı kararda askıda olan Direkt Ticaret Tüzüğüdür. Evet, bu Kıbrıs Türk Toplumuna yönelik yanlış ve haksız bir tavırdır. Ancak Sayın Tatar, bunu talep ederken eğer, bunu doğuran zemini, yani BM Parametrelerinin işaret ettiği siyasi eşitliğe dayalı Federal Çözümü, “ Kıbrıs Türk Tarafının rızasını çektiği tüketilmiş zemin ” diye tanımlayarak sayarsa,  bunu elde edemez. Ayrıca, AB Konsey Kararını Sayın Tatar,   “ AB’yi Rum Tarafının esiri olmaktan vaz geçmeye” ifadeleri ile diplomatik, siyasi jargona uygun olmayan bir dille de eleştirdi. Eğer siz siyasi ve diplomatik dili, bir kahvehanede kendi siyasi rakiplerinize yönelik kullandığınız, saldırgan, “devlet ve millet” düşmanı jargonuna benzer sözlerle bezerseniz,  faydalı ortam oluşturamazsınız. Size Güneyden ve politik kimi muarızlardan yapılan, “Türkiye’nin Papağanı” sözlerini onurunuzu ve gurunuzu rencide edici olarak tanımlıyorsanız; sizde AB’yi eleştirirken, “ Kıbrıs Rum Tarafının esiri” ifadesini kullanmamanız gerekir. Sizinki gurur da başkalarını ki nedir? Ne bu dille, nede Konseyin; Federal çözüm temeline dayalı aldığı ve izolasyon duvarında ciddi gedik açan kararına,    o zemini yok sayarak yeni gedikler açamazsınız.  
Sayın Tatar, bu gediklerin Kıbrıs Türk halkı için ne kadar hayati olduğunu bu ağır enflasyon şartlarında bizzat yaşamaktayız,  Yeşil Hat Tüzüğü ile;  Turizm Sektörümüz, 10 milyon EURO’yu aşan mal ve hizmet satışı ile sanayi sektörümüz. Ayrıca Serbest bireysel ticaret imkanıyla da Ticaret sektörü ile esnaf ve iş dünyasının sağladığı fayda. Üstelik büyüyen ticaret kapasitesi ile de devlet ve kamunun artan dolaylı vergi geliri ile bundan çok yararlandığı da açık ve yaşadığımız gerçekliktir.  Eğer bu enflasyon koşullarında tam anlamı ile duvara vurmadıysak, bunun nedeni; Sayın Tatar’ın “ Kıbrıs Türk Tarafı Rızasını Çekti, Tüketilmiş Zemin “  ifadesi ile yok saymaya çalıştığı, BM Parametrelerine dayalı Kıbrıs Türk Toplumunun barış ve Federal Çözüm hedefine bağlı olarak  verdiği özverili siyasi mücadeledir.. Size sorarım Sayın Tatar. “ Tüketilmiş Zemin” dediğiniz zeminin doğurduğu faydaları talep ederken, BM Parametrelerini yok sayan siyasetiniz, bu kazanımlara, “ bir delikli onluk” ekledi mi? 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish Power
Turkish Power - 1 hafta Önce

Yahu ne ab si ukrayna vasitasiyla rusyayi yok etmeye calisan bosna hersekte musluman katliamina canak tutan siyonist israili destekleyen sahtekar ab siz de yeni gelinin bilmemnesine sarildigi tecavuzcu gibi tanri gibi abye sarilmissiniz zirvalayip duruyorsunuz

banner471

banner473