Kıbrıslı Rumlar arasında kendi devletlerini ‘iç sorunlar’ nedeniyle eleştiren, zaman zaman da ‘Muz Cumhuriyetine’ benzeten yazarlar vardır...
Sadece ihanet yoktur...
Rum hükümetlerinin yıllardan beri Kıbrıslı Türklere yönelik politikalarını eleştirenlerin sayısı ise bir elin parmaklarını geçmez...
Parmaklardan biri 2 yıl önce kaybedildi...
Esas mesleği Mali Müşavir olmakla birlikte 20 yıl süreyle Cyprus Mail ve Politis gazetelerinde haftada bir gün köşe yazarlığı yapan Lukas Haralambos, 67 yaşında ‘bilinmeyen bir nedenle’ tek başına kaldığı evde hayata veda etti...
Lukas; Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi ve iki toplumun refah ve mutluluk içinde yaşamasını destekleyen çok sayıda yazılar yazdı...
Kıbrıslı Türklere yönelik saldırıları çok kez cesurca dile getirdi...
EOKA-B’ye de ve onun yerini alan ELAM’a da korkusuzca saldırdı...
Artık Lukas yok...
Bizim tarafta ise bazı kesimler; hatta Sayın Akıncı’nın eski partisi bile hala çözüm hayaliyle zaman tüketirken, sağduyu sahibi Rumlar; Kıbrıslı Türklerle paylaşımdan yana olmadıklarını dile getirebiliyorlar...
KKTC’yi yönettiğini iddia edenler, 15 Temmuz 1974 faşist darbenin yıldönümünde iki satırlık bir açıklama dahi yapmazken, Rum tarafındaki bazı siyasiler ‘Cunta Darbesinin’ yanı sıra ‘20 Temmuz’u birlikte kınadılar…
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, hidrokarbonların yönetilmesi ve paylaşımıyla ilgili önerisini de hep birlikte reddettiler…
Görüntü ortadadır…
Görmek isterseniz gözünüzün önünde bir tablo vardır…
Rum partilerinin tümü ulusal dava konusunda ‘tek bir vücut’, ‘tek bir yürek’ halinde hareket ediyor…
Zaman zaman ‘rol paylaşımı’ yaparak stratejik taktikler izleyebilirler…
Fakat; iş ciddiye bindiği zaman ‘tek ses’ oluyorlar…
Bunu yaparken, kuzeydeki dostlarını; yani Hasan’ları, Ayşe’leri dikkate almıyorlar…
Bizde ise Hasan’lar Mehmede vuruyor; Ayşe’ler Fatma’ları suçluyor…
Topluma öncülük ederek, doğruyu gösterecek makamlar olmayınca bu bölünmüşlük içinde en büyük zararı ‘ulusal davamız’ görüyor…
Tezlerimiz gittikçe zayıflıyor, dış desteğimiz gittikçe azalıyor…
İnsanımız geleceğine güvenle bakamaz hale geliyor…
Acı gerçekler bunlardır…