Deprem korkunç yıkıma yol açtı. Binalar, tesisler alt yapı alt üst oldu. Üstelik on binlerce insanın ölümüne yol açtı. Çekirdek aileler, dostlar, akrabalar arkadaşlar, komşular, mahalleliler, köylüler, alt üst oldu. Bu bina kaybı yanı sıra, manevi büyük bir kayıptır. 
Ancak bütün bu acı sonuca karşın toplum içinde inanılmaz bir dayanışma da gelişti. Bizim en büyük kaybımız, o sahtekar otel inşaatının altında, onlarca genç kız, erkek, ortaokul öğrencimizi, öğretmen, veliyi kaybetmek oldu. Bu öyle bir kayıp ki çekirdek pek çok aile ağır bedel ödedi. Tek çocuğu olan ailenin sevgili evladı gitti. İki evladı olan birini, anne ve iki çocuk gitti. Bu gençlerin arkadaşları, ister ayni okulda olsun, ister başka okuldan olsun, korkunç bir travmaya girdiler. 
Evet bu yer ve otel için hesap sorma işinden asla geri duramayız. Ancak bir an evvel devlet ailelere, okul arkadaşlarına, tüm gençlere bilimsel esaslarda psikolojik destek ve terapi programları uygulamalıdır. Evet dayanışma ve hukuki mücadele önemlidir. Ama ruh sağlığı da gelecek için i önde olan bir öneme sahiptir. Bunlar planlanmalıdır.
Üstelik bu deprem, ağır enflasyon koşullarında geçekleşti. Ayrıca 14 Mayıs’ta yapılacağı söylenen Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimi öncesinde yaşandı. Yani siyasi yaşamın en gerilimli anında bu oldu. Arkasından deprem siyaset üstüdür dendi. Ama öyle olmadığını her geçen günle yaşıyoruz. Kimi sivil toplum örgütlerini Cumhur ittifakının ortağının akbabalar gibi tanımlaması, işte bu siyasi gerilimin tipik örneğidir. 
Şimdi seçim ne zaman yapılacak? Nasıl olacak? Depremde ağır hasar gören 10 ilde ki milyonlarca insan yaşıyor. Kimi evini, kimi işyerini, kimi sevdiklerini kaybetti. Ayrıca pek çok seçmende başka ilçeler, illere gitti. Bütün bunlar ne olacak? Belirsizlik devam ediyor. Bu nedenle deprem siyaset üstü olsun ifadesi gerçekçi değildir. 
Çünkü erk sahipleri tüm farklı bakış ve eleştirilere karşın tahammülsüz. Muhalefet te bu nedenle toleranssız. İşin en ilginci de yıllarca kimisi milliyetçi nesiller yetiştireceğiz dedi. Buna karşı çıkanlarda dindar nesiller yetiştireceğiz dedi. Ama bu deprem, fırsatçı, yağmacı ve hiç bir insani, kural tanımayan bir kesimin de önemli bir varlık olduğunu gösterdi. Ama bunlara karşın hümanist, dayanışmacı ve girişimci önemli bir genç kitlenin de varlığı ortaya çıktı.
 Ancak bu kitle, kamu kaynakları ile beslenerek gelişmedi. Sivil inisiyatifin dinamiğinde gelişti. İşte deprem, bu güzel ve önemli potansiyelinde ortaya çıkmasına yol açtı.