Coronavirüs pandemisini dünya ilk kez, 2019 Aralık ayının son gününde Çin’in Vuhan kentinde gizemli bir solunum yolu hastalığının ortaya çıktığını Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) bildirmesi ile duymuş oldu.
İlk önceleri Çin ve çevresini etkileyen Coronavirüsü, bölgesel bir epidemi olarak algılandı. Ancak 2020 yılının ilerleyen ilk haftalarında salgının Asya sınırını aşıp küresel çapta yayılım göstermeye başlamasıyla tüm dünya Coronavirüs salgınına kilitlendi. Olağanüstü önlemler tüm ülkelerin ilk gündem maddeleri oldu.
Salgının merkez üstü önce Asya’dan Avrupa'ya kaydı. İlerleyen günlerde Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) vaka sayısının artışı ile ABD dünyada ilk sıraya yerleşti.
Güncel verilere göre ise Coronavürüs salgını dünya genelinde on iki milyon beş yüz bin kişiye bulaşmış ve beş yüz binden fazla kişinin de ölümüne neden olmuştur. Rakamlar halen daha günden güne artmaktadır. Salgının en yaygın olduğu ilk beş ülke ABD, Brezilya, Hindistan, Rusya ve Peru ülkeleridir.
Coronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin büyük çoğunluğunun kalp damar, diyabet, kanser vb. gibi hastalıkları bulunan kişilerden oluştuğu görülmektedir. Salgının risk grubunu ise 60 yaş ve üzerindeki bireyler ile kronik hastalıkları olan kişiler oluşturmaktadır.
Pandemi sürecinde olağanüstü önlemler adı altında sokağa çıkmayarak, sosyal mesafeyi koruyarak coğrafyamızda yaklaşık iki ay gibi bir süre evlerimizde kapalı kaldık. Mayıs itibarı ile normalleşme sürecine girerek geride bıraktığımız süreci başarı olarak nitelendirdik. Ancak ben bu süreci başarıdan ziyade ‘tedbirli bir süreç geçirdik’ şeklinde adlandırmayı tercih ederim. Çünkü bu durum arabayı garaja park edip hiç trafiğe çıkarmayarak, ben hiç kaza yapmadım ve bir şoför olarak başarılıyım demekle aynı şeydir.
Normalleşme sürecinde, geniş tabanlı bir eylem planı oluşturulmadığından, nerdeyse günü birlik kararlarla durumu idare etmeye çalışıyoruz. Yapılması gereken geniş tabanlı bir eylem planını hala daha oluşturmuş değiliz. DSÖ’nün ortaya koyduğu veriler bir anlamda nelerin yapılması gerektiğini de anlatmaktadır. Coronavirüs nedeniyle risk altında olan kesimler belli olmakla birlikte coğrafyamızda bu risk grubuna girenler ile ilgili bir çalışma yapılmalıdır. Tedavi gören kalp damar, diyabet, kanser ve benzeri hastalıkları bulunan yaş grupları ve bulundukları adreslerin tespiti ile risk yoğunluk haritası oluşturulmalıdır. Bu risk haritasına göre de hastanelerimiz hazır bulundurulmalıdır. 
Yapılandırılan bu öncelikli çalışmalara bağlı olarak seviyelendirilmiş bir eylem planı oluşturulmalıdır. Halk sağlığı ve çalışan sağlığı acil durum eylem planı ile güvence altına alındığında, durmuş olan ekonomik çarkların yeniden döndürülmesi çok daha kolay olacaktır. Ayrıca iş sürekliliğini etkileyecek bir salgın durumunda hazırlanan eylem planı coğrafyamıza da rehberlik edecektir.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.