banner564

Adanın Kuzeyi

Bugün Kıbrıs adasının Kuzeyinde, Kıbrıs Türkü’nün oluşturduğu kendi coğrafyasında Cumhuriyetin 37. yıl dönümünü kutlamaktayız. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) kuruluşu, 15 Kasım 1983’te Kıbrıs Türk halkının adadaki siyasi yaşamını devlet olarak dünyaya ilan ettiği tarihi bir dönüm noktası oldu.
Öncelikle siyasi tarihimizi kısaca bir süzgeçten geçirirsek; geçmişte hükümetsiz bir yıldönümü kutlaması gerçekleşmemiştir. Diyecek çok şey var ama bir diğer taraftan da ne desek boş çünkü gerek sosyal medyada gerekse yerel medyada konu ile ilgili yazılmadık söylenmedik söz kalmadı. Fakat durum ortada…
Coğrafyamızın çıkmazlarında biri de 37. yıl dönümünü kutladığımız Cumhuriyetin, Kıbrıs Türk Federe Devleti’nden bu yana 37 yılda 41 hükümet kurulmuş olması ve şu günlerde de 42. hükümetin kurulması için çalışmaların yapılıyor olmasıdır. Ancak meclisteki aritmetik öylesine çok parçalı ki, 42. hükümetin oluşturulması için zorlama senaryolar dillendirilmektedir.
1974 sonrası süregelen iki toplumlu görüşmelere rağmen Kıbrıs sorunu henüz çözüme ulaşamamıştır. Hem de Kıbrıs Türk Toplumunun tüm iyi niyetine rağmen! Maraş açılımı ile yeni bir sürecin başlamasını beklediğimiz şu günlerde bile iki seslilikten kurtulamadık. 37. yıl kutlamaları çerçevesinde kapalı Maraş bölgesinde piknik adı altında düzenlenecek olan ve dünyaya verilmesi istenen mesaj yanında; Lefkoşa’da kapalı Maraş bölgesinde düzenlenecek olan pikniğe karşı bir tepki yürüyüşü de yapılacaktır.
Kıbrıs Türk Toplumunun kendi içinde yaşadığı çelişkileri çoğaltmak mümkün! Bugün yaşanacak olanlar, siyasi tarihimize içimizdeki bir diğer çelişki olarak not düşülecektir. Ancak unutulmamalıdır ki tüm gelişmeler herkesin gözü önünde gerçekleşmektedir çünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dünya ve tarih önünde ilan edilmiştir.
Bugün baktığımızda kendi coğrafyamızda toplumsal uzlaşıya yönelik bir örnek hemen hemen yok gibidir. Temmuz 1974’ten günümüze gelinen süreçte yukarıda belirtilenler doğrultusunda huzurlu bir toplum, refah bir yönetim, uluslararası saygın bir konumun edindiğimizi söylemek çok zordur. Belki de Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünü de kendimizde aramalıyız. Kendi içimizde toplumsal bir çözüm iradesi oluşturamadığımızdan, dünya bizi görmezden gelmektedir. Dünyadaki farkındalığımız için öncelikle kendi içimizdeki toplumsal iradeyi oluşturup bunu dik duruşumuzla dünyaya göstermeliyiz. Ancak ve ancak oluşacak olan toplumsal irade ile huzurlu bir toplum, refah bir devlet yönetimi ve uluslararası platformlarda saygın bir konuma ulaşabiliriz.
İnsan yaşanmışlıklardan anlıyor ki, kendi kayığımızın küreklerini kendimiz çekersek bir yerlere gidebiliriz. Fakat kayıktaki kürekçiler birbirleri ile uyumlu hareket etmezlerse, kayığın düzgün yol alamayacağı ve bir yerlere çarpıp parçalanacağı herkesin malumudur. 
Her şey bir yana, gerçekten biz ne istediğimizi biliyor muyuz? Yoksa ne istediğimizi bilmediğimizden, günün birinde şöyle veya böyle önümüze konacak herhangi bir olasılığa şimdiden razı mıyız? Bir an önce kendimize bir yol çizip toplumsal iç mutabakatımızı sağlamak ümidiyle…
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.
 

YORUM EKLE

banner471

banner473