banner564

Ah, vah, ah

   Elektrik ücretlerine bir çırpıda yüzde 30 oranında zam yapılması hükümet üyelerini de üzüyor...

   Ama yapacak bir şey yok...
   Elektrik Kurumu ‘en pahalı yöntemle’ üretim yapıyor...
   Döviz yükseldikçe akaryakıt fiyatı da yükseliyor...
   Bir başka büyük gider de personel maaşları...
   Sayısını da, maaşları da azaltamazsın...
   Güneş enerjisine geçmek de öyle kolay değil...
   Araştırma yapacak, rapor hazırlayacak ve ona göre adım atacaksın...
   Türkiye’den kablo ile elektrik gelmesi için, fiyat garantisi isteyeceksin...
   Yapacak başka bir şey yok...
   Rumlardan daha ucuz olduğumuza göre ‘Ah,vah, ah’ çekmekten vazgeçmeliyiz!..
   Et fiyatları mı dediniz?..
   İthalatı serbest bıraktığımız anda büyük bir ucuzluk başlar...
   Ama bu kez hayvan üreticilerimiz iflas eder...
   Bunun başka çaresi yok mu?..
   Mesela ‘okka-kilo’ hokkabazlığına karşı önlem alınamaz mı?..
   Alınamıyor işte...
   Bu ülke ‘dengeler’ üzerine kurulmuş...
   Onu bozacak bir siyasi anlayış olmadığına göre, güneyin iki katı fiyatla kuzucuk yiyeceksin...
   Veya sınırı geçip Yorgo’dan bir but alıp döneceksin...
   Bunun ‘ahı, vahı’ yok arkadaş...
   Düzenciğimiz böye ise ona ayak uyduracağız...

Yerliler nerede?

   Otellerde yerli istihdam ancak yüzde 20 oranında imiş...
   Çok üzücü bir durum!..
   Alın nacağı, otellere hücummmm...
   Hala eğitimde planlama yapmayı düşünmeyelim...
   Herkes ‘Yedek subay’ hizmeti için istediği bölümcüklerde okumaya devam etsin...
   Yüzlerce beden öğretmeni, yüzlerce işletme, yüzlerce iletişim mezunu...
   Ah da ne ah...
    Şimdi bunların hangisini otellere göndereceğiz?..
   Gece servisinde çalışan var mı?..
   Garsonluk yapmayı kabul eden?..
   Çamaşırhanede görev?..
   Temizlik hizmetleri?..
   Aşçılık, baş aşçılık?..
   Olablir mi?..
   Sonra anneciği, babacığı “Ben çocuğumu bunun için mi okuttum?” demez mi?..
   En iyisi siz onlara ‘sendikalı’ işcikler bulun...
   Bakın güneyde 4, kuzeyde 20 tane günlük gazete var...
   Savaş kazanan taraf olarak bu kadar az farkı kabul edemeyiz!..
   Bizde 40, hatta 400 olmalı...
   Güneyde TV sayısı 3 mü?..
   Kuzeyde 8 tane yetmez...
   Seksen tane olmalı...
   Arş ileri, Marş ileri; Zeki adamlar dönmez geri...
   Bir ‘Tüzükcük’ çıkaracaksın...
   Hukukçular da inceleyecek bunu...
   Mesela “En az şu kadar yıldan beri yayında olması gerekir diye bir şart olmayacak...
   Günlük, haftalık veya aylık gazete mi çıkaracaksın?..
   Kaç sayfa olması gerekiyor?..
   En az kaç adet satması gerekiyor?..
   En az kaç, en fazla ne kadar personel çalıştırmalı?..
   Bunlar için bir koşul yok...
   Maksat çıksın ve çıkaran sendika ile sözleşme yapsın...
   Brunei destekli KKTC  bunu ödeyecek...
   Aylık 8 sayfa bir gazete çıkaran ve 50 kişi istihdam ettiğini söyleyen adama tek şart koşuyorlar...
   Üç tane basın kartı hamili eleman!..
   Hepsi bu kadar!..
   Bul 3 basın kartını kap parayı…
   Emekli çıkmış 100’den fazla basın kartı sahibi var...
   Üçünü göster, 47 tanesi bakkal, manav da olabilir...
   Bunu bir kez daha düşünelim ve üzerinde duralım dediğinizde kulaklar tıkanacak...
   Partizanlık ön plana çıkacak...
   Ekonomik örgütler sadece seyredecek...
   Sonrasında vatandaş “ah, vah” çekecek...
   Ah da ne ah...
   Ah, vah, ah... 

YORUM EKLE

banner608

banner473