banner564

AİHM, TMK, Maraş ve Murat Hakkı

AİHM'de önemli gelişmeler yaşandı. Ancak bu gelişmeler, siyaset dünyamızda, medyada, sivil toplum alanında hemen hemen hiç ellenmedi.
Kıbrıs Rum mülk sahipleri Maraş'ta bulunan mülkleri ile ilgili AİHM'e dava açtılar. Söz konusu dava için Türkiye, görüş bildirmek için zaman istedi. Verilen kararla Temmuz ayına kadar süre verildi.
Evet, dava doğrudan Türkiye’ye dönük. Peki, bunun bizi, yani Kuzeyde yaşayan insanları hiç ama hiç ilgilendiren bir noktası yok? Bunun için Meclis, Cumhurbaşkanlığı, Hükümet, Dışişleri Bakanlığı, Akademisyenler, sivil toplum, siyasi partiler görüşü bir yere bırakın, bir tık bile etmeyecek mi?
 Değerli Hukukçu Sayın Murat Hakkı'nın açıklamasından da çok önemli bilgiler aldık.
TMK’nın, tazminat ödenmesine karar verdiği Değirmenlikli bir Kıbrıslı Rum mülk sahibinin tazminatı ödenmemişti. Söz konusu Rum mülk sahibi, KKTC'deki tüm hukuki yolları denedi. Ancak ona TMK'nın karar verdiği tazminat ödenmedi. Bunun üzerine AİHM'e dava açtı. 
Sonuçta, değerli hukukçu Sayın Murat Hakkı'nın açıklamasından öğrendik ki söz konusu dava AİHM'de sulh yolu ile halledildi. Mülk sahibi Kıbrıslı Rum’a TMK'nın karara bağladığı tazminat ödendi. 
Peki, ödenecekti madem, neden bu eziyet ve tartışma yaşandı. TMK’nın tazminat ödenmesi kararı aldığı ve daha ödemesi yapılmayan onlarca dava var. Şimdi bunlarla ilgili olarak da aynı süreç mi yaşanacak? Eğer böyle olursa bilinsin ki TMK'nın varlığı ve etkinliğini sorgulaması ve onu değersiz kılması için, Güneyin bağnazlarına en büyük desteği sağlayacaksınız. 
Bu nedenle, TMK’ya kaynak sağlanması meselesi ele alınmalıdır. Aynı zamanda TMK'nın tüm deneyimler ışığında etkin ve güçlü olması, siyasetin gündeminin baş konularından biri olmalıdır. 
TMK' ya yerel kaynaklardan ne kadar ve nasıl kaynak sağlayacağız? Türkiye’den TMK'ya gelecek olan kaynağın sürekliliği nasıl sağlanacak? Bunun Protokol ile bağı olmaması gerekir. Savunma gibi...
Sahi, bugün Maraş'ı kendi kontrolümüzde açalım diye yeri göğü inleten UBP ve HP Hükümettedir. Ayrıca konu açılınca mangalda kül bırakmayan ve Maraş'ı, Güven Artırıcı Önlemlerin gelişmesi için değerlendirelim diyen Federal Çözümün hararetli savunucuları da var. 
Ama AİHM’de konu görüşülüp mesele, Türkiye’nin görüş bildirmesi kararına bağlanınca. Gık çıkmadı… Ne göz yaşartıcı bir duyarlılık böyle! Evet, göz yaşartıcı, ama halimize ağlamak için. 
Bu nedenle kendi sınıfsal varlığını ve gelişmesini bu sorunlu mülkiyet meselesi ile elde eden, sermaye sahipleri, emlak, inşaat sektörü temsilcileri, hotelciler, ticaret, sanayi, esnaf odaları Mühendis Mimar Birlikleri ve emek güçleri bu konuyu gündemlerine almalıdırlar. 
TMK'ya ne kadar ve nasıl kaynak sağlayacağız? Böylece eğer 5 ödenecekse 1,5’ini biz; 3,5‘ini de Türkiye’nin vermesini talep edecek yüzümüz olsun.
Maraş konusunda hiç olmazsa Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türklerin, Türkiye’nin, BM ve diğer uluslararası uzmanların birlikte çalışacakları bir ortak fizibilite çalışmasının önermesini yapalım.  Ayrıca toplumumuz içinde her kesimden temsili sağlayacak Maraş’ı ne yapacağız platformu kuralım. Ortak paydada bir görüş üretelim. Bu konu, seçim zamanları, sağın ve solun kendi çalıp, kendi dinleyeceği hamaset edebiyatının unsuru olarak mı kalsın? Eğer öyle olursa, bu yalnız Türkiye’nin görüş beyan edeceği bir mesele olur. Biz bu topraklarda hiç oluruz. Türkiye’de bu işin esas mağduru olur. Ne olacaksa; bu siyaset, hem toplum içinde, hem de Türkiye ile ortak akla dayalı bir temele dayanmalıdır. Çünkü Kıbrıs‘ta karşılıklı kabul edilebilir çözüm herkesin çıkarınadır. 

YORUM EKLE

banner471

banner474