banner564

Akıl dışı olmaz

Yaşadığımız iç politikaya endeksli gergin olaylar; 1990 ve 1998 sonrası yaşadıklarımızı hatırlatıyor. Apostolos Andreas Manastırına Mescit açıklaması. Söz konusu Manastırda görevli Papaza yönelik provokasyon, BM Temsilciliğinin Eylül öncesi iki lideri  bir araya getirme girişimini ret etmek. Pile’de yaşayan Kıbrıslı Türklerin haklı kolay erişim niyetini, BM Barış Gücü ile çatışmaya götürmek. 
Arka arkaya gelen bu olaylarla, BM’nin  açılışı nedeni ile Eylül ayında New York’ta  gerçekleşecek olan dünya liderlerinin buluşma  zeminine nasıl gideceğiz? Sayın Tatar’ın, iki liderin  buluşma önerisini ret ederken açıkladığı, “bu Güneyin imaj çalışmasıdır” dediği noktada, iyi bir imajla biz mi? Güney mi gidecek? Çünkü Sayın Hristodulidis, Eylül öncesi ayni zamanda GYÖ üzerinde de çalışıyor. Bunu ise Sayın Tatar’ın, GYÖ  görüşmeyi ret etmesi üzerine, bir kısım Kıbrıslı Türk ile görüşmesine dayandırıyor. Bunu da  Kıbrıs Türk Toplumunun, “Kurumsal yapısı” dışında diye   ilan edip, hazırlık yapıyor.  
Güney basın haberlerine göre, Sayın Hristodulidis’in bu GYÖ  adımları ise; Karma Evliliklerden doğan Kıbrıslı Türk çocuklarına akıl dışı bir tutumla verilmeyen Kıbrıs Cumhuriyeti Kimlik Kartı ve Pasaportlarını vermek ve  Haspolat ile Pirohi de  iki yeni sınır kapısı açmak olduğu ifade ediliyor.  Özellikle  Karma Evliliklerden doğan çocuklara Kimlik Kartı ve Pasaport vermeme olayı, tüm dünyada onlar için olumsuz bir imajdı. Çünkü bu konuda mağdurların örgütlü hareketi,  iki toplumdan sivil toplum hareketlerinin ortak çabası, barış isteyen siyasi hareketlerin iç ve dış alanda bu konuyu dile getirmeleri ile bu akıl dışı tutum, Güneyin bağnazlarını dünyada  çok sıkıştırmıştı. Bu, AB üyesi olmalarına rağmen, Avrupa Parlamentosunda kınanma noktasını kadar onları  getirdi. . Şimdi, Sayın Tatar’ın ret ettiği GYÖ görüşmesi  ile Sayın Hristodulidis konuyu, Kıbrıs Türk Toplumunun kurumsal varlığı dışında  ele alarak,  olumsuz imajı, New York’ta Eylül platformu içinde gidermek yoluna gidiyor. Ancak işi kolay değil. Çünkü   bağnaz odakların engelleme girişimleri ile yüz yüzedir.
Gerek Apostolos Andreas Manastırına Mescit açma söylemi ve Papaza yönelik provakasyon ile Pile gerilimi Kuzeyden; bu açılımları ele alan Sayın Hristodulidis’e dönük, Eylül öncesi Güneyin bağnazlarına yönelik, ince ayarlı bir destek adımı mı? Hal bu iken Sayın Tatar, Rusya’nın Kuzeyde Temsilcilik açma adımını, “ kira ödeyecek ve sözleşmesine pul basacak “ diyerek dolaylı tanıma olarak ilan etti. Sayın Tatar;  Kuzeyde AB, İngiltere, ABD’nin temsilcilikleri de var. Su parası da ödüyorlar. Yani hepsi bizi tanıdı mı? Kendisi, GYÖ görüşmesini ve BM  nezaretinde buluşmayı  ret  ve BM ile gerilimi tırmandırma ile   Apostolos Andreas Manastırına dönük, provokasyonlara açık kapı bırakan siyasetler izlerken;  Sayın Hristodulidis, bir taşla iki kuş vurma peşinde koşuyor. Bir kuş, Kıbrıs Türk Toplumunun kurumsal varlığı dışında, Kıbrıs Türk Toplumuna yönelik yeni açılımlar; öteki kuş da  yalnız dış dünyanın değil, ayni zamanda Kuzeyde yaşayan Kıbrıslı Türklerin çoğunluğunun hoşuna gidecek  adımları atma çabası. Sayın Tatar, ideolojik ve politik saplantıları için siyaset yaparken; esası,  yani kurumsal varlığımızın belirleyici olma özelliğini eritiyor. Tıpkı, 1991 yılında, AB’ye yönelik ihracatımızı, ihraçta kullandığımız mührü  değiştirip, daha sonra ABAD kararları ile katmerli izolasyonu  yarattığımız gibi. Ayrıca 1998’ de, “Artık Federasyon ve Toplumlararası Görüşme yok, Devletten Devlete görüşme var” deyip, tüm gemileri yaktıktan sonra;  1999’da üstelik, 1960 Garanti Antlaşmalarına da ters olan, “Çözüm olmadan Kıbrıs AB üyesi olur” diyen AB Helsinki Zirvesi Kararlarını kabul etme zorunda kalındığı tarihi gerçeği gibi. Bunları  hatırlamadan hala, 1990 ve 1998 kafası ile hareket etme yanlışlığını  bu topluma yaşatamazsınız. Çünkü iğne ile kuyu kazarak elde ettiğimiz ve  her alanda ciddi bir nefes borusu olan Yeşil Hat Tüzüğünü de kaybettirme ihtimali yaratıyorsunuz.  ABAD sürecine ve 1999 Helsinki Zirvesine benzer adımlar atmak, Kıbrıs Türk Toplumunun  ve Türkiye’nin  çıkarına değildir. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish power
Turkish power - 9 ay Önce

Sayin hocam rum baspiskoposun elde dila askeri talimlerine sayip sovduklerine rum yonetiminin surekli atinaya kosmasina annan referandumunu reddedip crans montanadan kacmasina ne diyeceksiniz nasrettin hocanin dedigi gibi hirsizin hic mi sucu yok durustce cevap veriniz hodri meydan

Turkish power
Turkish power - 9 ay Önce

Annan planina evet dedin crans montanadan kacmadin ne cikarin oldu ne elde ettin nereye vardin durust olun durust yalan ruzgari estirmeyin

banner608

banner474