banner564

Akılları varsa uzlaşırlar

  Son iki yıllık müzakere sürecinde sonuçlanan başlıklara bakıldığı zaman, Rumların ‘olası bir çözüm durumunda’ elde edeceği kazançları şu başlıklar altında özetleyebiliriz:
  *Yaklaşık 90 bin Kıbrıslı Rum çok kısa bir süre içinde eski mülklerine dönebilecek...
  *Diğer göçmenler için ‘mülklerini geri alma veya tazminat, takas’ şansı olacak...
  *İki bölgelilik sadece ‘kağıt üstünde’ kalacak, isteyen istediği yerde yaşayacak, istediği kadar mülk alabilecek.
  *Maraş göçmenlerinin tamamı evlerine ve işyerlerine dönebilecek. Sadece bu kentin imarı için adaya 15 milyar Euro’nun üzerinde para akışı olacak. Ayrıca Maraş, yılın 12 ayında yüzde yüz doluluk yaşayan bir turizm cenneti olacak.
  *Tüm göçmenler bir şekilde tatmin edilince, Rumların yaşam standardı yükselecek, işsiz insan kalmayacak.
  *Türk askeri çekildiği zaman, silahlanmaya harcadıkları yüz milyonlarca Euro’yu ekonomiye kaydıracaklar...
  *Ada genelinde turizm patlaması yaşanacak, turist sayısı artacak, mülk fiyatları kısa süre içinde ikiye katlanacak.
  *Rum işadamları için 80 milyonluk Türk pazarı açılacak.
  *Hava ve deniz ulaşımında Türkiye ambargosu kalkınca şimdiki durumda yaşanan mali kayıplar son bulacak...
  *Kıbrıs’ın doğal gazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya çok daha ucuz maliyetle aktarılacak.

Türklerin kazancı
  Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin kazançları Rumlar kadar olmayacak:
  *Güneyden gelen Kıbrıslı Türkler, kuzeydeki mülkü Rum mal sahibine iade etmesi halinde eski mülkünü geri alabilecek...
  *Kıbrıslı Türkler, Federal devletin izin vereceği alanlarda ‘uluslararası temas’ yapabilecekler... Mesela Islington’un ‘Packinton sokağındaki’ takım ile maç yapabilecekler.
  *Türkiye, uluslararası alanda ‘işgal ve istila’ suçlamasından kurtulacak ama bu kez tazminat talepleriyle yüzleşecek, onlarca yıl Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde savunma yapmak zorunda kalacak.
  *Kıbrıslı Türkler Londra’ya aktarmasız uçacak.
  *Ayakta kalabilen oteller şimdikinden daha çok turist ağırlayabilecek.
  *AB’ye uyum çerçevesinde altyapı sorunları çözülecek.

Rumların derdi nedir?
  Rum tarafı şu ana kadar elde ettiklerine ilaveten Türkiye’nin ada üzerindeki garantörlüğünü sonlandırmak için büyük çaba harcıyor...
  Yunanistan da buna destek veriyor...
  İşte burada dikkate alınması gereken bir art niyet vardır...
  Kıbrıslı Türkler; Yunanistan’ın garantörlüğünden rahatsızlık duymazken, Rumlar neden Türkiye’nin garantörlüğünden rahatsızlık duyuyorlar?..
  Bunun yanıtı çok basittir...
  Kıbrıslı Türklerin hiçbir zaman, Kıbrıslı Rumlara saldırma niyeti yoktur...
  Saldırı olmadığı sürece Yunanistan’ın da Kıbrıs’a müdahale şansı olamaz...
  Aynı durum Rumlar için de geçerlidir...
  Eğer Kıbrıslı Türklere saldırma veya adayı Yunanistan’a ilhak etme niyetleri yoksa, Türkiye’nin ‘müdahale’ için hiçbir gerekçesi olamaz...
 Yani Kıbrıs’a yeni bir müdahalede bulunamaz...
 Öyleyse neden bu garantileri istemediklerini anlamak zor değildir!..
  Rum Meclisi’nden geçirilen Enosis yasası zaten onların art niyetini ele veriyor...
 Eğer bu saçma talep yüzüden; bu kadar kazanç elde ettikleri halde müzakereleri dağıtmak istiyorlarsa o zaman Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği artık ‘iki taraf’ arasındaki farkı ortaya koymalı ve Kıbrıslı Türklere yönelik izolasyonlar son bulmalıdır...
  İzolasyonların son bulması ve Kıbrıslı Türklerin ‘başarılı ve temiz’ bir yönetim oluşturması halinde aynı ada üzerinde ‘iki farklı’ yönetim devam eder...
  İki toplum arasında serbest dolaşım da devam eder...
  İleride yeni uzlaşı durumları ortaya çıkarsa yine oturulur ve görüşülür...
  Başka bir plana da gerek yoktur...
YORUM EKLE

banner471

banner473