‘Coronavirüs’ nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de insanların olumsuz yönde etkilendiği, büyük bir çoğunluğun psikolojik sorun yaşamaya başladığı biliniyor…
Sadece ‘hasta olur muyum?’ kaygısı değil “işimi kaybeder miyim, yeniden eski düzene dönebilir miyim, borcumu nasıl öderim, çocuğun okul parası, kira durumu ne olacak?” gibi endişeler, psikolojimizi mutlaka olumsuz yönde etkiliyor…
Ancak; bizim küçük ülkemizde dört büyük virüs daha vardır:
Birincisi tüketim maddelerinin sürekli zamlanması…
İkincisi dövizin yükselmesi…
Üçüncüsü de dedikodu salgını…
Dördüncüsü kıskançlık virüsü…
Birisine saldırmak mı istersiniz?..
Sosyal medyada yalandan bir paylaşım yaptığınız anda mutlaka üç beş destekçi bulursunuz…
Hatta daha fazla…
Yalanın altına o kadar çirkin ve nefret kokan ifadeler yazılıyor ki; bu durum insanları inanılmaz şekilde tahrik ediyor…
Hatta sadece hukuka ve adalete yönelme değil, adaletin geç tecelli ettiği gerçeği karşısında ‘şiddete yönelme’ düşüncesini de körüklüyor…
Bu güzel ülkede herkesin şiddete yönelmesini mi istiyoruz?..
Yoksa daha huzurlu ve daha mutlu bir yaşam mı arzuluyoruz?..
Zehirli yılana benzer bir insanlık sergileyerek, kendi ailemize ve yakınlarımıza da zarar verdiğimizi düşünemeyecek duruma geldiysek o zaman işimiz çok zordur…
Bunlar unutulmayacak
İçinde bulunduğumuz süreç, bir yandan sıkıntıların atlatılması, diğer yandan geleceğe ışık tutacak planlamaların yapılması açısından son derece önemlidir…
İşsiz kalarak, eve kapanıp, sabah akşam yemek pişirecek veya bahçede gün geçirecek halde değiliz…
Böylesi ağır kriz döneminde ‘dayanışma’ ve ‘yardımlaşma’ ruhunu geliştirmek ve önemli sektörleri yeniden harekete geçirmek yerine; bazı kesimlerin baskılarını dikkate alarak sürekli kapatma kararlarıyla maalesef kendi ayağımıza kurşun sıkmış olduk…
Amerika gibi dev bir ülkede aşı uygulaması büyük ölçüde tamamlandığı için insanlar artık maskesiz dolaşmaya başladı…
Bizim gibi küçücük bir yerde ise hala aşı bekleyen en az 200 bin kişi var…
Nereden bakarsak bakalım üzücü bir durum…
Ve bunu gerekçe göstererek, turizm ve eğitim sektörünü hala kapalı tutmak daha da üzücü…
Vakit daha da geç olmadan aşı temin ve uygulamasını tamamlamalı, ekonomik açılımları gerçekleştirmeliyiz…
Hayırlı bayramlar…
Her şeyin Plansız ve Programsız olduğu KKTC de aşılamayı halen programlayıp bitiremedik , Bir günde KKTC nüfusu kadar insanı aşılayabilen İngiltere gibi ülkelerde bugün tam açılımlar konuşuluyor, küçücük ülkemiz insanlarını halen aşılayamamiz çok acıdır, bu gidişle KKTC yıl sonuna kadar aşılanmayı konuşacaktır, Tüm Dunya Ülkelerinin zaman ve enerjilerini aşı tedariki ve aşılama ile harcarken, Biz bugün Ek mesaileri, Hayat pahalılığı ödemelerini, Seçimleri, açılmaları ve kapanmaları konuşuyoruz , önümüzdeki haftadan itibaren ise maaş ödemelerini konuşacağız, pandemimin ve çöken ekonomimizin ayak sesleri kapımıza gelmiştir ve Biz halen üç maymunları oynuyoruz,