Eskiden insanlar bir sorunun çözümü ile ilgili konuşur veya uğraşırken, biri o mesele dışında konuşur veya davranırsa, tepki olarak, “ al da bundan yak “ derdi. Şimdi öyle bir hale geldik ki en önemli konulara yoğunlaşmak gerekirken, onunla ilgili olmayan pek çok mevzu önümüze düşüyor.  Öyle,  “ al da bundan yak” diyeceğimiz o kadar çok konu önümüze itiliyor ki şaşırıp kalıyoruz. 
Alın Diyalog Gazetesinin dünkü manşet haberini.” Fiyatlar Uçtu %100’ün üzerinde artış geldi”. Esas meselelerden biri bu. Vatandaş, pahalılık ve enflasyon ateşinde yanıyor. Asıl dert bu.  Üstelik, serbest piyasa ekonomisini uygulayan değil, yaratanlardan olan İngiltere’nin Başbakanı, Muhafazakar Parti lideri Sayın Riski Sunak; “ enflasyon en adaletsiz vergidir” deyip, enflasyona karşı önlemleri tavizsiz sürdüreceği mesajı veriyor.. Şimdilerde ismi tartışmalı KKTC devletinin İstatistik Kurumu ise, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla” arttı deyip; bu artışı sağlayan en önemli sektörün,” İthalat Vergileri Sektörü” olduğunu ilan edip, bununla övünüyor.  Ama neyi ne kadar ithal ettiğimizin verisini de veremiyor. Ama aldığı devlet vergisinin artış miktarı ile övünüyor. Vergi artışını sağlayan ise, İngiltere Başbakanının “ en adaletsiz vergi” diye tanımladığı enflasyon. Günlük döviz kuru üzerinden alınan vergilerle, halkın ekmeğinden, mutfağından, işletmeler ile ekonomiden, enflasyon vergisi ile çekip aldığı kaynaklarla oluşan suni bir büyümeden söz ediyor. Bu ise en adaletsiz vergi türü ile, halkı ve ülkeyi aşırı fiyat artışları ile yakıyor. Ama bu UBP ağırlıklı hükümetin bir kanadı milliyetçilik söylemi, öteki kanadı da dini ayetlerle meseleyi göz ardı ediyor. Bu haksız ve adaletsiz vergi ile halkı ezenlere şunu söylemek gerekir. Bu kaynak haramdır, adaletsizdir. Ne dünyevi, nede uhrevi hiç bir değerle barışık değildir. Bunları tartışmak gerekirken, hop bir başka konu önümüze “ cirileniyor. Devletin adı değişsin. Hoppala. İşte eskilerin dediği tam bu noktada ağzınızdan dökülüyor. “ Al da bundan yak”. 
 Kıbrıs sorunu, Eylül ayında New York Zirvesi diye düşünüyorsunuz. Hayda Pile Yiğitler ( Arçoz) yolunda BM askerlerine şirolarla müdahale. Fırtınalar esiyor, gürlüyor. Hamasetin en uç örnekleri yetkililerin ağzından dökülüyor, Fakat ansızın antlaşma haberi düşüyor medyaya. Kaynak,  BM yetkilisi. Söz konusu antlaşmanın içeriği ile ilgili devletin CB, BB, DİB tek bir açıklaması yok.  “ Al da bundan yak”.
Bunları yaşarken, bir anda tümümüzü sarsan İsrail- Hamas savaşı gündeme girdi. Bölge ne olacak? Ateş bizi da saracak mı? Soruları arasında, bir yandan Hamas’ın yarı çıplak bir barış gönüllüsü kadının bedenini gururla sergilemesi vahşeti; öte yandan ölmüş bir İsrail askerinin cesedine vahşice saldıran gözü dönmüş insanların görüntüleri. Diğer yandan İsrail Genel Kurmay Başkanının Gazze’ye saldırı öncesi, “savaş  kurallarını kaldırdık, savaş esiri alınmayacak, Gazze’ye su, elektrik, gıda, sağlık malzemesi yok, tam abluka” açıklaması. Yani 21. YY’da İlk ve Orta Çağın kale kuşatmalarında kullanılan, “ açlık ve susuzluktan çoğunluğu öldür, sağ kalanların tümünü de kılıçtan geçir” anlayışı.   Hamas terör örgütü de öteki de devlet mi? 
İşte bunları yaşıyoruz. Yani “ al da bundan yak” diyebilir miyiz? . Ama ne isterse olsun, bu ülkenin insanları olarak;  hukuk devleti, adalet, demokrasi, ciddi kamu yönetimi. Verimli sağlık, eğitim sistemi, bağımsız yargı, üretken ekonomi, sosyal adalet arayışından asla;  “ al da bundan yak” demeden, öncelikle bu değerler için uğraşmaya devam etmemiz gerekiyor. Yani yurttan, insan sevgisinden, adaletten, demokrasi ve barış sevgisinden vaz geçmememiz gerekiyor. Esas temel meseleleri, “ al da bundan yak” demeden;  konuşmak, tartışmak ve yeni sentezler üretmek enerjisinden taviz yok.